3. BÖLÜM

147 10 8
                                    


Batuhan Çetin, hayatım boyunca güzel duygular beslediğim ilk ve tek kişi. Babamın tacizlerine rağmen hayata karşı umutlu olduğum ve gerçek aşk diye adlandırıp aslında basit bir hoşlantıdan ibaret olan hislerimin sahibi.

Batuhan, hayatım boyunca gördüğüm en kibar erkeklerden biriydi. Bir ortama girdiğimizde oradaki en önemli kişi benmişim gibi davranırdı. Ödevlerimde yardımcı olur eksiğimin kalmasını engellerdi. Moralim bozuk olduğunda türlü şaklabanlıklar yapar beni güldürürdü. Bende onun yanında kendimi mutlu hissettiğimi anlayınca başta sadece arkadaşça olan ilişkimiz, onun bir yıldan fazla bir süre boyunca beni sevdiğini itiraf etmesiyle sevgililiğe dönüşmüştü. Bende beni gerçekten seviyor sanmış ve ona güvenmiştim. Ama o bu güveni yıkmıştı.

İlişkimizin başından beri fazla temas halindeydi. Tabi ben bunların normal olduğunu düşünüp kendime hakim oluyordum. Ama onun davranışları git gide değişmeye başladı. Buluşma yerlerimiz kafelerden ara sokaklara dönüşmeye başladı. İstemediğim halde beni duvarla arasına sıkıştırır yüzlerimizin arasında çok az bir mesafe kalacak şekilde dururdu. İlk başta sadece o yakınlıkta durur ve konuşurdu. Ona bunun rahatsız edici olduğunu söylesem de umursamaz her yalnız kalışımızda bunu yapardı.

Yavaş yavaş bu yakınlık temaslar haline geldi. Birkaç defa dudağımdan öpmeye çalıştığında kafamı çevirerek engel olmuştum. Kafamı toparlayınca bunların beni rahatsız ettiğine kanaat getirip buluşmak istemiştim. Buluştuğumuz zaman ben ayrılık konuşmasını yaptıktan sonra pansiyona geri dönüp hayatıma devam edeceğimi düşünmüştüm.

Buluştuğumuzda konuşmayı ayrılık lafına getirince sinirlenmeye başladı. Bir yandan onu sakinleştirmeye diğer yandan konuşmamı tamamlamaya çalışıyordum. Ama olmuyordu. En sonunda beni tekrar duvarla arasına sıkıştırdı. Ellerini başta kalçalarım olmak üzere vücudumun her yerinde gezdirmeye başladı. Diğer yandan kafasını boynuma gömmüş öpüyordu. Durmasını söylediğim halde beni umursamayıp ne yapıyorsa kaldığı yerden devam ediyordu. İttirmeye çalışıyordum ama kene gibi yapışmıştı resmen.

Daha sonra çığlık atmaya başlamıştım. Tek eliyle ağzımı kapatmıştı. Elini ısırınca acıyla uzaklaştı. Bunu fırsat bilerek yardım edin çığlıklarıyla kaçmaya başlayacaktım ki hemen kolumda tutup duvara doğru ittirdi. Tekrar bağırmaya başladım.

Sonunda üniversite öğrencisi olduğunu düşündüğüm bir grup erkek çığlıklarımı duyup yardıma gelmişti. Batuhan'ı benden döverek uzaklaştırdıktan sonra beni hastaneye götürmeyi teklif etmişlerdi. Onları reddedip koşarak uzaklaşmıştım. Pansiyona geldiğim de yaşadıklarımı arkadaşlarıma anlatmıştım. Ellerinden gelen her şeyi yapıp bu olayı gizli tutarak beni korumaya çalışmışlardı. Batuhan da bir şekilde benden vazgeçmişti.

Aklıma dolan anılarla gözlerim dolmaya başladı. Son kez Alparslan'ın gözlerine baktıktan sonra koşarak sınıftan çıktım. Nereye gideceğimi bilemeyerek yürümeye başladım. Yalnız kalmaya ihtiyacım vardı. Karşımdaki tuvaleti görünce içeri girdim. Nefes alışım hızlanmaya başladığında içerde birinin olup olmadığını kontrol ettim.

Yalnız olduğumu anladığım an gözyaşlarım dökülmeye başladı ve hıçkırarak ağlamaya başladım. Pansiyondayken geceleri hıçkırarak ağlamanızın imkanı yoktu. Hep sesimi kesmek için hıçkırıklarımı içime atardım. Evde ise annemin duymasını istemiyordum. Duyduktan sonra sebebini soracağını biliyordum ve benim anneme açıklama yapmak için kullanacağım kelimem yoktu. Kontrolümü kaybetmeye başladım. O anları sanki tekrar yaşıyordum. Sanki Batuhan hala karşımda ve bana dokunuyordu. Ellerimi karşıya doğru savurdum Batuhan'ı kendimden ittirmeye çalışırcasına. Hızımı alamayıp duvara yumruk atmaya başladım. Canım acısa da buna devam ettim hem parmaklarımın acısını hem de bileğimin acısını hissediyordum.

ROTAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin