“ 3 yıl Önce ”
“ Baharı her zaman sevmişimdir güzel şeylerin başlangıcıdır bahar”
Belkide bir bahar sabahında doğmuş olduğum için bahara Aşığım bilemiyorum ama bahçemizde bulunan ıhlamur ağacının baharda yayılan baş döndürücü mükemmel kokusuna aşığımdır belki .
Henüz 17 yaşındayım hayalim ise küçük bir karavan da tüm Dünyayı gezerek değişik tatları değişik tarihi yerleri ve farklı kültürlerde farklı dinlerde farklı düşünme şekillerine sahip olan insanları tanımak istiyorum bu benim en büyük hayalim bu birde hayallerimi gerçekleştirebileceğim biri ile tanışarak mutlu olmak istiyorum hemde çok mutlu .
Makyaj yapmayı hiç sevmem benim için önemli olan iç güzelliktir kimi insan iç güzelliği seviyorum diyerek dış güzelliğe bakıyor o insanlardan tiksiniyorum bir insanın kesinlikle karakteri güzel olmalı karakteri güzel olmadığı sürece dışına kutularca boya sürsen ne fayda ? Sildiğinde gene sensin gene sensin bir şey değişmiyor 2-3 saat boyunca güzellik ve zevk veriyor sadece sana ama şu zamanda iç güzelliğe bakan gerçekten hiç kimse yok herkes dış güzelliğin kölesi olmuş insanlar makyaj yaparak dış güzelliklerini değil iç güzelliklerini de örterek egolarını bir nebze tatmin ediyorlar ve bu onlara zevk ve mutluluk veriyor bence çok saçma .
........................................................................
Açık kahve uzun saçlarımı tarayarak tepeden bir at kuyruğu yaptım aynadan yüzüme baktım solgun görünüyordu koyu mavi gözlerimin altları çökmüştü burnumun ucu hafif bir şekilde kızarmıştı yanaklarım hafif bir şekilde yanıyordu galiba dün akşam günlük yazarken göz yaşlarıma yol verdiğim için oldu bunlar ağlamak insanı hafifletiyor ve bir o kadar da mahfediyor .
Telefonumun sesi ile daldığım düşüncelerden uyanarak yavaşça telefonumun üzerinde bulunduğu masaya doğru elimi uzattım gene saçma sapan bir numara arıyordu 2 gündür böyleydi saçma sapan bir numara gece gündüz demeden arayıp duruyordu ! Ve gerçekten çok rahatsız oluyordum bu duruma bir hışımla yerimden kalkarak numarayı engelledim .
Artık beni rahatsız edemeyecekti .!
Çalışma masamın üstünde duran İncir Kuşları kitabıma kaldığım yerden devam ettim Suadanın yaşadıkları gerçekten akıl alınmaz şeylerdi bir insan nasıl bu kadar güçlü olabilir ? suadanın yerinde olsaydım galiba kendi canıma kıyabilirdim yaşadıklarım ağır basardı her zaman geleceğimin önüne çıkarak beni yıpratırdı o yüzden ölüm benim için en mantıklı seçeneklerden birisi olurdu ama güçlü olmaya çalışırdım belkide bilemiyorum .
Sırılsıklam aşık olduğun biri senden kopuyor sen ise elinden hiç birşey gelemeyerek olanlara göz yumuyorsun acı çekiyorsun geçmesini bekliyorsun sabırla bekliyorsun ve geçiyor
“ Sabrın sonu Selamettir” diyorsun ısrarla ve geçiyor mucize gibi acıların bir anda son buluyor ve günler sonra unutuyorsun tamam canın acıyor geçmez diyorsun bitmez diyorsun bu acı dinmez diyorsun ama diniyor hayat buruk bir tebessüm den ibaret değil mi ?
Liseye ilk başladığımda okula ilk girişimde kimisi bankta oturuyordu kimisi okulun merdivenlerinde arkadaşlarıyla koyu muhabbet içerisindeydi gözlerimde etrafı taradım 9. Sınıfa yeni başlamış küçük bir kızın yapacağı şeyi yapıp arkadaş aramaya başladım ama malesef ki hiçbir arkadaşım yoktu tam boş bir bank bularak oturmaya hazırlanırken cırtlak sesli bir kız bağırdı ;
“ Yanlız orası dolu canım ”
Yüzümü sesin geldiği yöne doğru çevirmemle yaşından daha kalıplı duran bir kızla karşılaştım gözleri koyu kahverengi olan saçları tahminen benden daha kısa olan bu kız koyu mavi gözlerime gözlerini kenetlemiş bir şekilde tereddütlü bir şekilde bakıyordu yüzüme bir an acaba ne diyecek? diye düşünüyordu galiba ben ise içten bir tebessüm ederek “sorun değil” dedim kız ise içten olmadığını bilmediğim bir tebessüm takınarak “ kusura bakma canım arkadaşım gelecek oraya ” dedi önemsemeyerek tekrardan tebessüm ederek “ sıkıntı yok ” dedim sonrasında önünden geçerek başka boş bank aramaya başladım kız sol tarafındaki arkadaşına “ ne kadar saf iyi oynanır bununla ” diyerek sesli bir şekilde güldü ve ben fazla uzak olmadığım için konuşulanları duydum o an içimde sanki birşeyler koptu sahi gerçekten bu kadar salak mıydım ? arkadaşı geleceğine inanmıştım bir kez daha kendime lanetler okuyarak boş yer aramaya başladım duygusal biri olduğum için bu olanlardan hemen gözlerim dolmuştu ağlamak istiyordum ama okulun ilk gününde bu kalabalığın içinde ağlamak çocukça olacağı için ağlamadım ama içime dolan bu hüzünü atmak istiyordum okulun bahçesine çıkıp bu kalabalıktan ve bunaltıcı havadan kurtulmak için hızlo bir şekilde kapıya doğru koştum koşarken omzumu sert bir şekilde bir şeye çarptım .
Omzum şiddetli bir acıyla ağrırken yüzüm yaşadığım anın şoku ve omzunun verdiği acı hissi ile kasıldı gözlerim hafiften yanmaya başladı çok canım yanmıştı
Buğulu gözlerle bana çarpan kişiye baktığımda yavaşça başımı kaldırıp baktığımda bana pişmanlıkla ve tedirginlikle bakan iki çift kahverengi gözle karşılaştım ayrıca soru dolu bakışlarını bana yöneltiyordu “ neden koşuyordun”? demek istiyor ama diyemiyor gibiydi sakin ve yumuşak bir ses tonuyla
“ Özür dilerim çarptığım için bilerek olmadı üzgünüm ” dedi ben ise hafif bir tebessüm ederek “ sorun değil bende hızlı koşuyordum zaten ” dedim ve bir içten tebessüm daha ekledim niye bilmiyordum ama bu kahverengi gözlere baktıkça bakasım geliyordu o kadar içten o kadar saf o kadar masum bakıyordu ki kahverengi gözleri sevgi dolu ve yumuşacıktı bakışları omzumun acısını bile unutturmuştu bana bakışları sonrasında hala yerde omzumu tuttuğumu fark ettim koyu mavi gözlerimi içtenlikle bakan kahverengi gözlerden çekerek yere diktim kalkmaya yeltenirken elini uzattı uzattığı elini tereddütle tuttum ve ondan destek alarak ayağa kalktım kalkarken sol omzum bir kere daha kasıldı ağzımdan yaşadığım acıyla birlikte inilti çıktı gözlerim gene dolmuştu sonra ona baktım gözleri git gide koyulaşıyordu galiba ciddi bir şey mi oldu ? diye düşünüyordu bende bu düşünceleri ondan silmek için içten bir tebessüm ederek
“ sorun yok sadece biraz ağrıdı galiba birazdan geçer ” dedim o ise tereddütlü bakışlarını bana yollayarak “ emin misin ” der gibi bakıyordu sonrasında “ bir şey olmadığına emin misin ” dedi ben ise “ evet dediğim gibi birazdan geçer ” dedim ama gerçekten çok ağrıyordu karşımdaki kişiyi telaşlandırmamak ve yaptığı hatayı yüzüne vurmamak için söylediğim küçük yalanlardan bir tanesi de buydu her zaman karşımdaki kişiyi düşünerek onunla empati kurarak bunu yaparım sonrasında oda içten bir tebessüm ederek “ öyle diyorsan öyledir ” dedi gülüşü ve yanaklarında çıkan gamze mükemmel ötesi birşey di ama bu düşünceleri kafamdan silerek çocuğa tebessüm ederek yanından hızlı bir şekilde ayrıldım ne olmuştu bana böyle ? hızlı bir şekilde okulun bahçesine doğru adımımı attım okulun kapıları açılmıştı ve sınıf listeleri kapıya asılmıştı bütün 9. Sınıflara bakarak kendi ismimi ve soy ismimi bulmaya çalışıyordum .
Ve uzun uğraşlar sonucu bulmuştum
“Açelya Elmas”
Sınıfım ise 9/A idi hemen okulun içine girerek sınıfımı aramaya koyuldum bu çok sıkıcıydı ortaokulum'u gerçekten çok özleyecektim bu lisede hiç arkadaşım yoktu yapayanlızdım yeni arkadaşlar bulabilirsin demişti annem ama burada kafamın uyuşacağı kimse yok bu çok sinirimi bozmuştu çünkü kendini beğenmiş açık giyinmiş bir çok makyajlı kızdan başka bir şey yoktu burada genede umudumu kaybetmemeyi öğretmişti annem her şeye rağmen olumlu bak derdi herşeye bir kez daha annemin sözlerini aklıma getirerek tebessüm ettim ve sınıfımı bularak içeri girdim .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mor Yapraklar 🍃
Romance" Özür dilerim dedi sadece bütün yaptığı şeyleri tek bir iki kemileye sığdırdı ben ise dallarından kopmuş mor yaprak gibi savruldum özgürlüğüme yere düşeceğimi ve kuruyacağımı bile bile "