Ufaklık ve Sırık [BoyxBoy]

[23]

Medyadaki Ege ve Deniz.

23. Bölüm

Elimde ki telefon ile dakikalarca bakışıyordum. Ege'lerin gittiğinden beri tam dört saat geçmişti. Bir şeyler yazıyordum ama cevap vermeyi bırakın mesaj iletilmiyordu bile. "Bunların şimdiye kadar gelmeleri gerek miyor mu?" diye sordum Eren'e.

"Merak etme gelirler birazdan," dedi.

Emir elindeki içecekler ile salona girerken Eren'in gülümsediğini gördüm Emir'e doğru bakarak. Emir görmemişti gülüşü elindeki içecekleri dökmeden getirebilmek için yavaş adımlar ile tepsiye bakarak yanımıza geldiği için. Ama gülüş farklı bir gülüş- yoksa.. Olabilir miydi?

Emir içecekleri tepsiyle birlikte masaya bırakıp yanıma oturdu. "Ee  hangi filmi izleyeceğimize karar verdiniz mi?" diye sordu Emir masada ki içeceklerin birini Emre'ye uzatıp diğerini de kendine aldı. Bana bakarakta "sen kendin uzan," dedi.

"Uzanırım kardeşim," dedim. Uzanırım uzanmasına da aklım hâlâ Ege'deydi.

Masadaki bardağa uzanırken çalan zil ile bardağı bırakıp kapıya koştum. Kapıyı açtığımda Ege sırıtarak içeriye geçti. "Selam," dedi içeriye geçerken. Kapıyı kapatıp peşinden içeriye girdim ben de.

"Diğerleri yok mu?" diye sordum.

"Onları evlerine bırakıp buraya geldim," derken yanına oturdum. Kulağıma doğru yanaştığında  fısıltı ile devam etti konuşmaya. "Yalnız kalalım istedim," dedi gülümseyerek.

Ses tonu etki bırakırken ben de gülümsememek için kendimi tuttum. Ortada bir şey yoktu henüz. Hoşuma gittiğini anlamasını istemiyordum. "Seninle yalnız kalmak istediğimi düşünmüyorum," dedim.

"Yüzün öyle demiyor ama," dediğinde güldüm.

"Ne diyormuş yüzüm?"

"'Senin için ölüyorum' diyor."

"Senin cidden hayal dünyan baya genişlemiş," dedim ayağa kalkıp mutfağa ilerledim. Mutfağa girdiğimde mutfak camını açıp derin bi nefes aldım.

🌙🌙🌙

Seçtiğimiz filmi seyrederken göz ucuyla da Ege'yi izliyordum. Kendime engel olmaya çalıştığımda ise de iki üç dakika sonra tekrar gözlerim kayıyordu. Tekrar filme baktığım sırada bi iç çekiş sesi duymuştum. Kimden geldiğine bulmaya çalışırken sesin Emir den geldiğini gördüm. Yanaklarından boncuk boncuk göz yaşları süzülürken gülümsedim. Benimle beraber Eren ve Ege de Emir'i izliyordu. Filmi seçerken duygusal bir film seçmememiz için diretmişti ama çoğunluk bu filmi isteyince bunu izlemek zorunda kalmıştı Emir. Yerimden kalkıp Emir'in yanına oturup sarıldım. Kendinin izlendiğini o an fark eden Emir şaşırıp gözyaşlarını sildi.

"Size şöylemiştim duygusal film izlemeyelim diye," diyerek kollarının arasında sert bir şekilde çıkıp salondan dışarı çıktı.

"Nereye gitti ki şimdi bu?" diye sordu Eren.

"Sanırım lavaboya kilitledi kendini. Genelde film izlediğimizde böyle yapıyor. Çok duygusal kendisi," dedim.

Eren'in yüzü gülerken Ege bana bakıp gülümsedi. Ege'ye 'ne bakıyorsun?' bakışı atıp ayağa kalktım. "Ben bi Emir'e bakayım."

Lavabonun kapısını tıklattıktan bir iki saniye sonra efendim diye seslendi Emir. "İyi misin kuzum?" diye sordum.

"Şey.. İyiyim sanırım geliyorum birazdan sen git," dedi.

"Tamam film bitti zaten" dedim ve lavabonun önünden ayrıldım.

Emir lavabodan çıktığında yanıma oturdu.  Omzuna kolumu atarak kendime çekerek saçlarını karıştırdım gülümseyerek. "Senin bu duygusallığını biz ne yapacağız be Emir'im," dedim gülmeye devam ederek.

"Ya saçlarımı bozuyorsun.. Yapma," dedi kollarımın arasında zor çıkan sesi ile birlikte.

"İyi be göt sevdirmiyor da kendini," dedim kenara çekilerek. Kollarımı göğüsümde birleştirirken göz ucu ile Emir'e baktım. Saçlarını düzeltirken o da bana bakıyordu. Bir an da kollarını bana sararak sarılmıştı.

Ege öksürmeye başladığında ise gözlerim ona kaymıştı. Öksürmesi sahteydi. Gözlerimi devirirken Emir kollarını ayırarak "Enişte kıskandı sanırım," dedi. Eren ve Emir gülmeye başladığında "O odun enişten falan değil  senin," dedim.

"Evet değilim. Ama henüz değilim," dedi Ege de.

"Bizim kaçırdığımız bir şey mi oldu?" diye sordu Eren. Ne olabilirdi ki kaçırdıkları..

"Hayır. Yok. Ne olacak ki? Yine gevşek gevşek konuşuyor işte her zaman ki gibi."

"Yavaş. Tane tane konuş. Bu kadar heyecanlanma bebeğim," dedi Ege gülerek. Bebeğim mi demişti o bana? Hayır Deniz sakın gülümseme. Hoşuna gittiğini anlamamalı. Ona istediğini verme!

"Hoşuna mı gitti?"

Yine Yakalanmıştım. Mimiklerimden nefret ediyorum. Her defasında beni ele vermeyi başarıyordu. "Hıhı çok," dedim son kelimeyi uzatarak.

Bacağının birisini diğerinin üzerine atarken "Daha çok hoşuna gidecek şeyler yapabilirim," dedi. Ya ben fesattım, ya da ima ettiği şey fesatçaydı. Gerçi Ege'nin ima ettiği şeylerin masum olduğunu henüz görmemiştim.

"Biz gidelim bence," diyerek Emir'e döndü Eren. Emir sırıtarak ayağa kalktığında kolundan tuttum.

"Nereye gidiyorsun?"

"Pardakları mutfağa bırakıcağım," dedi. Eren de onunla birlikte kalkıp masada ki çerez tabaklarını alarak mutfağa gittiler.

Al işte yalnız bırakmışlardı bizi. Adım kadar eminim ki bir süre o mutfaktan çıkmayacaklardı. Ege yanıma oturunca bakışlarımı kaçırdım. Çenemde parmaklarını hissettiğimde "N-napıyorsun?" diye sorarken sesim titremişti.

"Hoşuna gidecek şeyler yapıyorum," dedi. Evet hoşuma gidiyordu ama onun bilmesi gerekmezdi. Tam konuşacağım sırada aralanmış olan dudaklarıma kapanan dudaklar ile izin verilmedi. Elimi göğsüne koyarak durdurmaya çalıştım. Şerefsiz öyle bi sarılmıştı ki bana ayrılmak imkansız gibi görünüyordu.

Dilini dudaklarımda hissettiğimde bi an direnmeyi bırakıp anın tadına varmak istedim.

İtiraf ediyorum dudakları çok güzeldi. Buna rağmen iyi dayanıyorum.

Dudaklarım benden habersiz hareket etmeye başladı. Kendime engel olamıyordum artık. Bu nasıl bir çocuktu ya.

Bir cismin kırılma sesi yükseldiğinde hızla birbirimizden ayrılmıştık. "Ş-şey böldük sanırım," diyen Emir ve yerde parçaları toplayan Eren ile karşılaştık...

🌙🌙🌙

Sövmek serbest. Onlara söverken bana da sövün bu kadar uzun beklettiğim için :(

Bu arada bölümleri düzeltirken son bölümde bıraktığım notu gördüm en son yazın karne gününde atmışım bölüm hediye olarak bu da karne hediyesi olsun o halde dkensoemdfısje

Bir sonraki karne gününde tekrar görüşmek üzere.

Şaka şaka. Oy ve yorum bırakın lütfen sanırım okuyucuda kaybettim bu kitaptada umarım kitle hâlâ duruyordur. Seviliyorsunuz.

-Birkan