Resmen kanmıştım.
Aptal bir oyuna inanmıştım.
Ben hep saf biriydim ama nasıl böyle salak olabilmiştim?
Kalbimin acısını önemsemeyerek ayağa kalktım ve odamın köşesinde duran gitarı elime aldım.
Yine gizlice evden çıktım ve sahile doğru yol aldım, yakın değildi bu yüzden taksiye bindim çünkü elimde gitar vardı.
Sahilin karşısında boş bir bank bulup -ki bu baya zor olmuştu- oturdum ve gözlerimi kapatarak parmaklarımı gitarın tellerinde gezdirmeye başladım.
"Yıllarca kendimi aradım ve seni buldum
Buldum da ne oldu?
Sevdan yaram oldu
Karanlıkta kayboldum sen ışığım oldun
Oldun da ne oldu?
Söndün kayboldun
Yanıma gel, yanıma gel, yanıma gel"
Aşık değildim, ama gerçekten onu sevmek istemiştim.
Küçücük kalbimde ona kocaman bir sevgi vermek istemiştim.
Koca bir yalana sevgi vermek istemişim meğerse.
Tekrar sözlere başladığımda bu sefer bana başka bir ses eşlik etti.
"Sigaramın dumanı dans etti senin ruhunla
Sebebindim eminim,
Hatan yoktu suçunda
Hasret denizinde yüzdüm küçücük sandalımla
Yaşımdın sırdaşımdın içimde kaldın fazlasıyla"
Gözlerimi açtım ve sesin sahibiyle göz göze geldim. Son kısmı göz göze bakmayı sürdürerek beraber söyledik.
"Yanıma gel, yanıma gel, yanıma gel"
Gitarımda ki müziği de bitirince alkış sesleri duydum ve gözlerimi kırpıştırarak etrafa baktım, küçük bir kalabalık dolanmıştı karşımda ki çocukla benim etrafıma.
"Çok güzeldi",
"Delikanlıyla güzel bir düet yaptılar dimi Huriye?"
"Valla helal olsun,"
Gibi sözler duyarken etrafta tebessüm ettim.
"Teşekkür ederim,"diye mırıldandım ama duyduklarından emin değildim çünkü çok kısık olmuştu.
Etraftaki kalabalık yavaş yavaş dağılırken benimle birlikte şarkı söyleyen çocuk yanıma oturdu.
"Umut ben," elini uzatıp bana gülümsedi.
Eline kısa bir bakış attığımda hafifçe titrediğini gördüm ama umursamadan bende gülümsedim ve elini sıktım.
"Bende Venüs."
"Güzel isim."Tabi ne sandın aslanım diyesim geldi ama az önce ki dramatik halime dönerek omuz silkmekle yetindim.
"Bir derdin mi var?"
'Bir derdim var artık tutamam içimde' diye bağırasım geldi ama sustum. Yine.
"Öyle de denebilir," duraklayıp devam ettim "Kandırıldım." Kaşlarını kaldırarak bana baktı, "Öyle mi?" başımı salladım. "Öyle."
"Peki iyi hissetmen için ne yapmam gerekiyor?" Şaşkınlıkla ona baktım.
"Bir şey yapmana gerek yok, ne münasebet yani."
Gülümsedi, gülümsemesi bulaşıcı gibi beni de gülümsetiyordu sürekli.
"Olsun," sonra duraklayıp gökyüzüne baktı. "Neyse hava kararmak üzere, çok geç olmadan eve gitsen iyi olur," kafamı iki yana salladım.
"Biraz daha oturmak istiyorum, şimdiye kadar yanımda kaldığın için teşekkür ederim." Başını salladı ve tebessüm ederek yanımdan uzaklaştı.
Bende denizi seyrettim. Uçsuz bucaksız, rahatlatan mavilerini seyredaldım.
Sonra gerçekten rahatladığımı hissettikten sonra ayağa kalktım ve yürüyerek tekrar taksilerin geçtiği yere doğru ilerledim.
Kafam biraz olsun dağılmıştı. Anonimin engelini bir süre açacağımı düşünmüyordum, zaten o da umursamazdı.
Taksi geldiğinde durdurdum ve içine bindim.
Taksi hareket etmeden hemen önce ise karaltı halinde Umut'u gördüğümü sandım, ama yanılmış olmalıydım. Çünkü o çoktan gitmişti.
Kafamı cama yasladım ve gözlerimi kapattım.
-
Vış aney noluyor
Ben Umutla Venüs'ü çok pis şipledim hadi hayırlısı arkdşlr
Bu arada Salı gününe kadar yb gelmez sanırsam çünkü vakit bulamayacağım
Bu yüzden kendinize iyi bakın!
Hadi grş 🖤
ŞİMDİ OKUDUĞUN
çoban yıldızı | yarı texting
Short Story[texting, tamamlandı] - Bilinmeyen Numara: Artık sen benim canımsın Bilinmeyen Numara: Canlı kalan tek yanımsın. 148 | v'