Hoppla! Dieses Bild entspricht nicht unseren inhaltlichen Richtlinien. Um mit dem Veröffentlichen fortfahren zu können, entferne es bitte oder lade ein anderes Bild hoch.
''Bu bir miras.''
''Evet, Salazar'ın mirası.''
Loki'nin gülümsemesi genişlemişti. ''Ragnarok'u hiç duymuş muydun Maximoff ?''diye sordu. Gözleri yine uzaklara dalmıştı.
Wanda da Loki'nin baktığı noktaya dönerken ''Büyük annem anlatırdı. Pietro ve ben yatmadan önce...''diye cevapladı. Sonra suratına küçük bir gülümseme kondurarak ''Pietro hikaye bitmeden uyuyakalırdı. Ben sonuna dek dinlerdim.''diye devam etti.
''O meşhur şiiri bilir misin peki ?''
Wanda'nın gülümsemesi büyürken mırıldandı.
''Ragnarok geldiğinde
Ay güneşi yendiğinde
Kim kalacak geriye ?''
''İşte o son meydan savaşı
Yerle bir edecek dağı taşı
Ragnarok'tur işte o.''diye tamamladı onu Loki.
''İnanıyor musun ?''diye sorarken Wanda'ya dönmüştü. Wanda kaşlarını çatarken ''Ben her zaman efsanelerin bir parça gerçeklik payı olduğuna inanmışımdır.''diye cevaplamıştı genç büyücüyü.
''Kadere inanır mısın peki Wanda ?''
''İnanmam.'' Wanda bu konuda netti. ''Kişinin kendi hayatanın iplerini yine kendi elinde tuttuğuna inanırım.''diye devam etti.
Loki batmakta olan güneşe dönerken ''Umarım öyledir. Çünkü ben bunu yapmak istemiyorum.''diye fısıldadı.
Wanda kaşlarını çattı. ''Ne yapmak istemiyorsun Odinson ?''
Loki cevaplamamıştı.
***
''THOR DÜZGÜN SOY ŞUNLARI !''
Carol çıldırmanın eşiğindeydi. Thor'un yaptığı aptallıklar yüzünden neredeyse 15 saattir bu lanet olasıca mutfaktalardı. Loki bir yerden sonra isterlerse onu Dumbledore'a şikayet edebileceklerini ama kendisinin daha fazla Thor'a katlanmayacağını söyleyip gitmişti.
Sabahtan beri 300 kişiye Kızarmış Balık ve Patates yapmaları gerekiyordu fakat Thor önce tencereleri devirmiş ardından balıkları kömüre düşürmüş ve onları yakmıştı. Yetmemiş gibi sonsuzluk büyüsüyle büyülenmiş olan buzdolabındaki balıkları da bitirmeyi başarmıştı.
Yeni dolum için 2 saat beklemişler ve bu sırada patates soymaya çalışmışlardı. Tabii ki Thor patateslerin dörtte üçünü kabuk soyuyorum diye çöpe atınca ellerinde kalan patates 300 değil 100 kişiyi bile doyurmayacak kadar azalmıştı.
''Elimden bu kadar geliyor tanrı aşkına her gün kendime muggle tarzı yemek yapmıyorum.''diye homurdanmıştı Thor. Ve bir patatesin yarısından çoğu çöpe gitmişti. Carol derin bir nefes alarak sakinleşmeye çalıştı. Bunu gören Thor ise sırıtmamak için kendini zor tutuyordu. Bu durum onu oldukça eğlendiriyor, Carol delirirken kahkaha atmamak için kendini zor tutuyordu.
''Bırak şu patatesleri.''
Thor dudaklarını bükerek ''Yoo.''dediğinde Carol kaşlarını çattı. ''Ne demek yo ? Bırak dedim.''derken Thor'un elindeki patatese doğru bir hamle yapmıştı. Thor ani refleksle patatesi geriye doğru çekerken Carol ona doğru eğilmiş ''Bir bekleme vakası daha yaşamak istemiyorum.''diye tıslamıştı.
Thor yüzlerinin arasında kalan birkaç santimin etkisiyle gözlerini kadının dudaklarına indirmişti. İkisinin de nefes alışverişleri hızlanırken Carol aniden geri çekilerek ve bir şey demeden balıkların bulunduğu tezgaha doğru yönelmişti.
***
''Wade, tanrı aşkına ben henüz dördüncü sınıfım bu konuyu nereden bilebilirim ki ?''
Peter karşısındaki kitaba bakarken isyan etmişti. Wade sürekli Peter'a ona konu anlatması için sıkıştırıyor, Peter elinden geldiği kadar yardım etmeye çalışıyordu ama bilirsiniz o hala dördüncü senesindeydi.
''Biliyorum ama sen çok zeki birisin sevgilim bence bu konunun üzerinden kolayca gelebilirsin.'' Wade sırıtmıştı. Peter gözlerini devirirken ''Tamam bekle bir bakayım.''diyerek kitabı önüne çekti ve okumaya başladı.
Bir tür kuş çağırma büyüsüydü. Oldukça karmaşık duruyordu. Peter kaşlarını çatarak büyünün asıl kilit noktasını anlamaya çalıştı. Asasının hangi noktasına odaklanması gerektiğini ve büyünün doğru telaffuzunu kavramaya uğraştı.
''10 dakika oldu Petey.''
Peter kaşlarını çatarak sevgilisine dönerken ''Senin bir dönemde öğrendiğin dersi 1 dakikada öğrenmemi beklemiyorsun herhalde ?''dediğinde Wade ise tam olarak bunu beklediğini düşünmüştü ama sevgilisinin gazabından korktuğu için ellerini kaldırarak ''Tamam kızma.''deyivermişti.
Peter asasını çıkarıp kitapta çizimlerle anlatılmış olan asa hareketini denedi. Ardından büyüyü denemek için derin bir nefes aldı ve okuduğu tüm şeyleri aklından bir bir geçirirken fısıldadı.
''Avis.''
Bir sürü kuş Peter'ın etrafını sararken Wade bir kahkaha attı. ''Sen dünyada gördüğüm en yetenekli insansın Peter.''
Peter yanaklarının kızardığını hissederken ''Şimdi sıra sende.''diyerek konuyu değiştirmişti.
''Asanın ucuna doğru odaklanarak havada yarım bir sekiz çiz ardından ileriye doğru bir atış. Bunları yaparken odak noktanı kaybetme ve büyüyü söyle.''
Wade dikkatle Peter'ın sözünü bitirmesini bekledikten sonra büyük bir özgüvenle asasını eline aldı ve Peter'ın dediklerini yapmaya çalışarak fısıldadı.
''Avis.''
Hiçbir şey olmadığını gören Peter kıkırdayınca Wade kaşlarını çattı. Bozulmuştu. Onun bozulduğunu saniyesinde fark eden Peter sevgilisinin dudağına hızlı bir öpücük kondurarak ''Kızma, odak noktanı kaçırdın sadece. Bir daha dene.''diye fısıldadı.
Wade Peter'ın üstünde durduğu noktaları göz önünde bulundurarak tekrar denediğinde etraflarında bir kuş sürüsü daire çizmeye başlamıştı.
***
İksir sınıfından çıkarlarken Steve dersin başından beri garip ve huzursuz davranan Tony'nin kolundan kavrayarak durdurmuştu.