Bölüm 6:Regulus

586 62 87
                                    

Bölüme başlamadan evvelll ฅ^•ﻌ•^ฅ Yeni bir kitap yayınladımmmm.Yeni kitabıma da bir göz atarsanız sevinirimm. Umarım orada da keyifli zamanlar geçiririz sizleri seviyorumm ❤️

Regulus : Aslan burcundadır. Mars, Jüpiter karakterinde yer alır. Çoğu konuda şanslı olmayı anlatır.

''Kimse yok mu?'' Sessizlik.

''Hey?''Yeniden.

''Burası çok soğuk.'' Sesim katman katman yankılanıp yine bu küflü parmaklıklara çarptığında derin bir iç çektim tozlu zemine oturmadan önce.

En sonunda beni zindana atmıştı. Şaka gibiydi gerçekten. Her zaman bunu söylese de şaka yaptığını düşünmüştüm. Yinede burada olmamın başka bir açıklaması yoktu.

Zindanda olmaya alışkındım. Bu küf kokusuna, insanların açlıktan ve susuzluktan bağırmalarına, çocukların ağlamalarına...

Sırtımı yasladığım parmakların ardından gelen sesle hızla arkamı dönüp yapışmıştım parmaklıklara.

''Hey? Yardım et lütfen. '' Gardiyan arsız bakışlarını üzerimde gezdirdiğinde sertçe yutkunup birkaç adım geri gittim.

Yardım etmese de olurdu.

Dilini kirli dudakları üzerinde gezdirip ağırlığını parmaklıklara verdiğinde istemsizce birkaç adım daha gitmiştim geriye.

''Bende isterdim güzelim ama Majesteleri sana iyi bakmamız gerektiğini söyledi. Yoksa burada çok güzel zaman geçirebilirdik sen ve ben. ''

''Neden üçlemiyoruz?'' Yan taraftan gelen başka bir erkeğin sesi ile duvara iyice yapıştım. Delirmiş bunlar.

Sertçe yutkunurken burada sağlam kalmak için dua etmeye başlamıştım. O Natsuyu öldürecektim, bu sefer cidden bunu yapacaktım.

Peki buraya nasıl gelmiştim?

Kapıdan direktif olarak bana bakan mavi gözler ilk önce kim olduğumu anlamak için kısılmış sonrasında ise şaşkınlıkla açılmıştı.

''Lucy!?''

Anlık bir tepkiye ne yapacağımı şaşırmış ve saçma bir tepki vermiştim.

''Kim Lucy?''

Pembe elbisesinin eteklerini tutarak içeri adımlayıp tam karşımda belirmesi ile birkaç adım geri gitmiştim.

''Lucy. Bu sen misin?''

''Kim ben miyim? Ne? Lucy de kim? Hiç tanımıyorum.'' Saçmamalam olayın üzerine tuz biber olduğunda sevgili Lissanna tabiki de kim olduğumu anlamış ve kolumu kavramıştı.

''Burada ne arıyorsun?''

''Kimden bahsettiğinizi cidden bilmiyorum. '' Kolumu kurtarıp odadan kaçmaya çalışmam ise tam bir fiyaskoydu. Her 200 metrede bir olan askerleri düşünememiş ve kaçabilme ihtimalime tutunmuştum ama işe yaramamıştı anlaşılan.

Birkaç metre ileride kollarımı tutan askerlere bağırıp onları tekmelemem hatta bir tanesinin kılıcını çekip etrafa tehtidler savurmam da çabası. Beni öldürmediklerine şükretmeliydim galiba.

Kokuşmuş demirlerin arasında ciğerlerime pis bir hava daha çektim. Yaptığım tam bir aptallıktı. Yılar sonra o mavi gözlerle karşılaşmak beni korkutmuştu sadece. Yeniden aynı şeylerin yaşanabileceğine dair olan korkum ağır basmıştı bütün mantığıma.

MEI STELLA-NaluHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin