11.Bölüm

1.5K 113 8
                                    

Rose (Chaeyoung)

Söylediklerim onu çok sinirlendirmişti. Az önceki cesur Chae'yi zindanına geri gönderip, ayağa kalktım. Ayaklarımı umursamayıp, ondan biraz uzaklaştım.

Ben uzaklaştığımda elinde ki kolyeyi hızlıca cebine soktu ve yavaşça bana doğru gelmeye başladı. Korkuyla geriye adım atıyordum ama o benden daha hızlıydı. Bu acıyla da fazla duramadığım için tam yere yığılacakken, beni belimden kavradı ve kendisine çekti.

Çok sıktığı için, hafifçe inledim. Yüzüne baktığımda, tanıyamamıştım bile. O kadar sinirliydi ki sanki yüzü değişmişti. Bambaşka biri olmuştu...

"Ne o? Sende mi beni bırakacaksın. Annem gibi..." dedi sinirle. Onun gibi birine artık üzülemiyordum bile. Ona büyük bir nefret taşıdığımı yeni farketmiştim...

"Hayır." dedim gülümseyerek. Kötü bir gülümsemeydi bu. O bile şaşırmıştı. Aynı gülümsememi kaybetmeden, "Seni bırakmayacağım. Aksine, öldürdüğün onca canın intikamını alacağım..." dedim benim bile şaşırdığım tehlikeli ses tonumla...

Git gide kendimi aşıyordum ama yaptığımdan pişman değildim. Ona gerçek bir kin tutuyordum ve öfkem büyüktü. Ondan hala çok korkuyordum ama ona olan bir düşmanlık tarafım da vardı...

Sinirlenmişti. Hem de çok fazla sinirlenmişti. Beklemediğim bir anda dudaklarıma yapıştı ve sertçe öpmeye başladı. Beni bir yandan hızlıca duvara yapıştırdığında acıyla inlemiştim. Bu onu daha fazla heyecanlandırmış olacak ki öperken bir yandan da dudağı kıvrılmıştı...

Ayaklarım, dayanamıyordu oysa bunu önemsemeden öpmeye devam ediyordu. El bileklerimi sıkıca tutmuş, duvara yapıştırmıştı. Bileklerimi kurtarmaya çalışıyordum. Bu yüzden sürekli sırtım duvara sürtünüyordu. Bundan hoşlanıyordu ama sürtünmeyi durduramazdım çünkü canım çok yanıyordu ve bir şekilde bileklerimi kurtarmalıydım...

Öpüşüne hiç karşılık vermiyordum. İlk öpücüğüm Baekhyun'a gitmişti. Bunun için bile üzülemeyecek kadar kötü bir durumdaydım. Dudaklarımın yandığını hissediyorum...

Dudaklarını ayırdığında, hızla nefes almaya başlamıştım. Sanırım dudaklarım kanıyordu. Baekhyun'un dudakları da kırmızı olmuştu çünkü. Çok acıyordu. Bilerek yaklaşıp, dudaklarımı üfledi. O, üfleyince daha çok yandığı için çığlık atmıştım. O da bundan zevk aldığı için gülmüştü...

"İntikam, ve sen Chae... Komik olma." dedi küçümseyerek. Kızmıştım. Canımın acısını umursamadan bende gülümsedim.

"Neden Baekhyun. Oysa seni kızdırmam iki saniyemi bile almıyor... Seni kahredebilecek herşeyim var benim. Senin zaafın benim. Bilerek gidip, parmağımı kessem benden daha çok senin, canın yanar. Bilmiyor muyum sanıyorsun.?. Beni hafife alma Gwang2 (Gıvancu), yapabileceklerimi henüz bilmiyorsun."

Dediklerim onu etkilemişti. Gözlerinde ki alevle gözlerimin en derinine inmeye başladı. Ona büyük bir nefret kusuyordum. Gözlerini, gözlerimden zor alabilmişti...

Sırıttı. "Benimle savaşmaya başladığına göre, sözümümü bozsam..." dedi tehditkâr sesiyle. Yüzüm aniden değişmişti. O ise eğlenceyi yeni bulmuş gibiydi...

Yüzümü yana çevirdim ve düşünmeye başladım. Birden ellerimi bırakıp, beni yine belimden kavradı. Birden olduğu için ağzım 'o' şeklinde yüzüne bakmaya başladım.

Ciddiyetle "Seni uyarıyorum Chae. Sakın, boyundan büyük işlere kalkışma. Sakın!" dedi ve beni kucağına alıp, yatak odasına götürdü.

🌙🌙🌙🌙🌙🌙🌙🌙🌙🌙🌙

Baekhyun'un saçları siyah.

Rose'nin saçları sarı.

Yakın bölümlerde Blackpink bomba gibi hikayeye dönecek. Hazırlanın bebeklerim...

🌙🌙🌙🌙🌙🌙🌙🌙🌙🌙🌙

MONSTER // BaekRoseHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin