Kolay nasıl bir kelimeydi? Mümkün müydü bir şeyin tamamen kolay olması? Hiç zorluk çekmeden, hiç durup düşünmeden bir şeyi çözmek veya onu unutmak?
Sahi kolay ne demekti? Bu kelimenin anlamını bu kadar zorlaştıran biz miydik, yoksa o mu çok kaprisliydi?kolay ne demek? Kolay tek başına bir sözcüğü kaldırabilecek kadar güçlü mü, yoksa yanında bir taşıyıcı mı var?
Kolay çok saçma bir kelime değil mi? Bir şeyi çabucak, vakit harcamadan ve zorlanmadan yapmak. Bu mümkün mü?
Bir ve ikiyi toplamak size kolay gelebilir. Ancak bunu küçük birine verirsek çok zorlanacaktır. O zaman kolay kelimesi, sözcüğü tek başına taşımıyor. Yanında bir yardımcısı var. Bir şey tamamıyla kolay olamaz. Mutlaka birileri o konuda zorlanıyordur.
Kolay... Zor bir kelime. İşleme dönüştürülünce kelime anlamını kaybedebiliyor. Her şeyin bir açıklaması olduğuna inanıyorum. O siyah, evet, ama neden?
İşte, bu da benim Emir'i unutamamamın nedeni. Kolaylık çok saçma. Bunca insan zorlanırken bir şeyin kolay olması... Adaletsiz. Bilincimin içinde bu böyleydi. Başka bir açıklaması yoktu.
Kolay çok saçmaydı.
Peki, unutmak kelimesine ne demeli? Birini unutmak mümkün mü? Onu kalbinden tamamıyla def edip, hayatından ve aklından çıkarmak... Bu mümkün değil ki.
Unutmak o kadar zor ki. Evet, aklınızdan çıkarıyorsunuz ancak kalbinizden çıkaramıyorsunuz veya kalbinizden çıkarıp, aklınızdan çıkaramıyorsunuz.
"Unut!" deyince unutmuyor bazı şeyler. Hepsi bir döngü gibi. Tam unuttum derken bir bakmışsınız, tekrar onu seviyorsunuz.
Unutmak kelimesini çok kullanırız aslında: defterimi evde unuttum, anahtarımı evde unuttum, bunu yapmam gerektiğini unuttum. Bunları unutmak çok basit. Ama biri kalbinizdeyken onu unutmak, işte o biraz sıkar.
Ta kalbinizin içine kazıdığınız o ismi oradan çıkarmak. İzlerle uğraşmak. Hepsi uğraştırıcı ve zor işler. Kalbiniz silince aklınız başlıyor. O anılar. Mutluluklar, gülüşler, gözyaşları, her şey aklınıza kazınmış durumda. Onları teker teker oradan çıkarmak kolay değil.
Unutmak kolay mı?
Emir'i unutmam çok zor oldu. Hop diye unutulmuyor bazı şeyler. Onu unutmam o zamanlar imkânsız gibi bir şeydi.
Ayrılmıştık. Bir daha geri barışır mıydık?
Bu konuda hiçbir fikrim yoktu. Ne yapacağımı bilmiyordum. Her gün, her an aklımdaydı.
Bu sıralarda Sevgili Çakma Günlük, Erdem Emir ile benim ayrıldığımızı duymuştu. Ortam boştu. Benim sevgilim yoktu. Emir benden ayrıldığına göre Emir beni sevmiyordu. Erdem belki de üçümüz arasındaki en masum, en suçsuz, en saf kişiydi. Ancak benim ondan ayrılmam onu değiştirmişti. Benim tanıdığım Erdem başka bir yere gitmişti.
Erdem öfkesine kapıldı. Sevgisini unutup öfkesine yenildi. Benden nefret ediyordu ancak hala beni seviyordu. Ama benden intikam alması gerekiyordu. Ben onu üzmüştüm. Onun da beni üzmesi gerekiyordu. Erdem bu şekilde düşünüyordu.
Ve beni üzüm, Emir'i kıskandırabileceği tek ve en iyi zaman bu zamandı. Bana çıkma teklifi etti.
Ne diyeceğimi bilemedim. Emir'i hala seviyordum. Erdem'i sevmiyordum.
Düşündüm. Emir'i kıskandırırsam belki bana geri döner dedim ve Emir'i kıskandırmanın en etkili yolunun Erdem ile çıkmak olduğunu anladım. Sonuç mu? Erdem'in çıkma teklifini kabul ettim.
İkimizin de amacı aynıydı aslında: Emir'i kıskandırmak.
Erdem ile çıktım, evet ancak ben hala Emir'i seviyordum. Erdem de beni seviyordu. Ancak bana olan öfkesine yenik düşmüştü.
Erdem ile berbat ikinci bir ilişki yaşadık. İnan bana Sevgili Çakma Günlük, berbattı. Zaten ilişkimiz sadece bir hafta sürdü.
Ben ona bir soru sordum. O da bunu büyütüp benden ayrıldı. Neye uğradığımı şaşırdım. Erdem'in beni sevdiğini sanıyordum. Benden ayrılınca çok şaşırdım.
Beni tüm internet hesaplarından engelledi. Şok olmuştum.
Sonradan anladım ki Erdem Emir'den değil, benden intikamını almak istiyormuş. Ben ondan ayrılınca o üzülmüştü. Ben de üzüleyim diye benle çıkıp benden ayrılmıştı.
Aslında işe yaradı. Üzüldüm. Kendimi bir kez daha terk edilmiş hissettim. Tekrardan nedenler aradım ve tekrardan nedeni şişman olmama bağladım.
Daha çok zayıflamak istedim. Kendimi cezalandırmak istedim ancak yapmadım. Erdem benden ayrılınca ağlamadım bile. Düşün Sevgili Çakma Günlük, bu kadar ruhsuz olmuştum.
Erdem ile çıkmam aslında bir işe yaradı. Emir'i unutmaya başladım. Ancak bu unutma hop diye olan bir şey değildi. Yavaş yavaş, haftalarca sürdü onu unutmam.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LABIRENT
Teen FictionToz pembe bir hayat yoktur. Toz pembe bir renk değil. Bir seçenek değil. Her renk bir siyahla lekelenmiştir. Her şeyin bir sonu, bir uç noktası vardır. Uçurumun kenarı gibi. Çok yüksek gözükür, ancak bir sonu vardır. Çok sevdiğin bir kitap gibi. An...