İlk çalışmam, hatam varsa önerileriniz varsa söylerseniz çok sevinirim.
Hava hafif kararırken Sokak lambası gözümü alıyordu. Eve gidiyordum. Okuldan geç çıktığımdan büyükbabam beni merak etmiş olmalıydı. Sonuçta tek torunuyum. Merak etmesi gerekir. Zaten Sokakta neredeyse kimse yoktu. Ürkmüştüm açıkçası biraz.
''Hey dikkat et!''
Az kalsın bir adama basıyordum. Cidden bunu nasıl farkedemedim anlayamayadım.
'Özür dilerim .''
Adam kaldırımda uzanıyordu. Tüm kaldırımı kaplayarak keyif yapıyordu resmen. Bi de bana kızıyor dikkat et diye. Sonra İnsanlardan neden iğreniyorum?
Adam birden bileğimden tutup aşağıya çekti beni.
''Lütfen Otur.''
21-23 yaşlarında biriydi biraz da sıska görünüyordu ama inanılmaz güçlüydü. Beni çekmesiyle kaldırıma oturdum.
''Üzgünüm ama acelem var.'' diyerek kalkmaya çalıştım ama ben kalkamadan konuşmaya başladı.
''Dinle beni...''
Sağ elini sürekli sol göğsünün üstünde tutuyordu. Hafif kaslı biriydi.
Yutkunduktan sonra devam etti.
''Senden bunu..." Sağ elindeki yüzüğü parmağından çıkartarak bana uzattı.
"Bunu almanı istiyorum.."
O sırada beyaz t-shirtünün amblemine bakıyordum ben de. Tshirtünün sol göğsündeki cebe bakarken kırmızılıklar gördüm.Tanrım adamın kanaması vardı . Muhtemelen tam kalbinden yaralanmıştı. "Kanaman var. Hemen ambulansı aramalıyız!"
"Ah, dinle beni. Vaktim çoktan doldu. Hemen yüzüğü al. Bunu birine vermen gerekiyor. "
"Ne? Öleceksin be adam. Hala yüzüğün derdindesin."
"Boşver beni. Dediğimi yap sadece ve Çabuk ol. "
Gerçekten ürkmüştüm. Sonuçta adamın yarası derindi ölürdü birkaç dakikaya.
Titreyen ellerimle yüzüğü elinden aldım. Yüzüğün üstünde kristal bir kafatası vardı. İnanılmazdı.
" Peki yüzüğü vereceğim kişiyi nereden bulacağım? Kime vereceğim ?"
"Ah meraklanma o seni bulur. "
"Dostum Şaka yapmıyorsun dimi? Hani nerede kameralar?"
"Sence şaka mı yapıyorum?"
Bunu söylerken inanılmaz ciddiydi. Ve gözlerime bakarak söyledi.
"Şimdi, geri dönmelisin her an burada olabilirler."
Sol eliyle bana bir tokat attı...
"...Zeus, Babasının..."
Tanrım okuldayım. Her ne kadar tarih dersinde olsam da çok mutluyum. Ne kadar iğrenç bir rüyaydı. Ama hala uykunun etkisinden gözlerimi tam açamıyordum.
"Sanırım kabus gördün."
Yanımda oturan çocuk William dı bu. Okula yeni gelmişti. Inanılmazdı ve bir o kadar çocuksuydu. Ben 17 yaşındayım, o 14 yaşında felandı. 3 yaş küçük olsa da bence bir çocuktu. Ve sol ayağı sakattı. Baston kullanıyordu. Bastonu siyah renkliydi ve üstünde altın renkli bir aslan kafası vardı. 14 yaşında ki birinin bunu kullanması gerçekten garipti.
"Evet iğrenç birşeydi."
"Tuvalete gidip yüzünü yıkamalısın bence."
"Haklısın."