SANA YENİLDİM (KİTAP)

19. BÖLÜM

Bölüm eminenizzz e geliyor.

🎂🎂🎂🎂🎂🎂🎂🎂🎂🎂🎂🎂🎂🎂🎂🎂🎂🎂

Bugün blacknight1666 nın doğum günü. Sağlık ve huzurla dolu bir hayat diliyorum...

🎂🎂🎂🎂🎂🎂🎂🎂🎂🎂🎂🎂🎂🎂🎂🎂🎂🎂

Saat gecenin 03:00 ' ünü gösterdiğinde Bedirhan ağaya iyi geceler dileyerek salona ilerleyen üç arkadaş, kapıyı açar açmaz kahkaha atmaya başlamışlardı. Sahiden de üç kişilik büyük bir yer yatağı hazırlanmıştı. Kahkahalarını güçlükle durduran Hamza " Lan sahiden yer yatağı yapmış annem. "dediğinde genç adama yaklaşan Reşat" Heyt beee. Tam ateşli gece oldu şimdi. Üçümüz aynı yorganın altına girip aynı anda salmaya başladık mı duman çıkarırız vallaha. "dedi.

" Sus lan ayarsız reşat altını! Onu bunu bırakında kim ortada yatacak ?"

" Çiçaam bu bölünerek çoğalan bıyık bükücü kaç zamandır resmi tatilde, güven olmaz yani. Biz en iyisi aynı yönde yatalım , bu sefilde ayak ucumuzda kıvrılsın. Bu yaştan sakata falan gelmeyelim." diyen Reşat'ın ardından Mehmet kanatlanmış, aradaki karambolden yararlanmaz isteyen Hamza kaçak göçek bir iki yumruk savurmuştu. Yaşlarına bakmadan dakikalarca yerde boğuşan üç kafadar nihayetinde yorgun düşüp, pijamalarını zor bela giyerek uykuya teslim olmuşlardı.

17.BÖLÜM: DELİLER DELİSİ VE GÜZELLER GÜZELİ. HASAN VE HÜSEYİN'İDE UNUTMAMAK LAZIM.

Elindeki kestane poşetleri ile duran araçtan inen Hürrem ve Selvi, gecenin sessizliğinde ilerlediler evin bahçe kapısından iç kapısına uzanan patika benzeri yolda. Kendilerini verandaya attıklarında ise çocuklar uyumuş diye düşünüp zile basmak yerine kapıyı tıklatmaya karar vermişlerdi. Kısa süren bekleyişin ardından '' Kim o?'' diye soran gelinine '' benim Hürrem annen kızım.' Diyerek seslendi Hürrem. Hızla açılan kapı ile içeri girip hızla kurtuldular üzerlerindeki kalın kıyafetlerden . Selvi oyalanmadan salona doğru ilerlerken geride kalan Hürrem bakışları ile kestaneleri işaret edip, muzur bir ses tonu fısıldadı. '' Su ve çenesi gelmiş, gece uzun olur hazırlıklı geleyim dedim.''

Öz annesinden ayırmadığı kadının söyledikleri ile kıkırdayan Emine, mutfağa yaklaşık yarım saat sonra kestaneler pişmiş, yeniden demlenen çay küçük tüple beraber salonun başköşesindeki yerini almıştı. İçeri girdiği andan beri karşısındaki genç kadının meraklı sorularını cevaplayan Hürrem, Su'yun aşiret ağalarının hayatlarına duyduğu merakı gidermeye çalışıyordu.

" Kız Hürrem teyze taş gibisin maşallah, nasıl böyle fitsin bana da söyle. Daha bu akşam bacak kadar kız kilolu dedi benim için. "diyen Su 'ya zarif bir tebessüm sunan Hürrem ," Ah ah sorma, formumu Hamza Seydan ve türettiklerine borçluyum. Üstüne birde Sultan'ın gül cemali eklenince iştah falan kalmıyor bende. "dedi.

''Anam durun durun! Ben neyi kaçırdım? İştahın niye kesiliyor Sultan ablayı görünce? Birde ne zamandır soracaktım yeri gelmedi. Niye sana Hürrem anne deyip duruyor, sadece anne demiyor ?"

"En son sorundan başlayayım, öz annesi değilim de ondan. Nüfusa göre kızım ama ben doğurmadım anlayacağın."

''Vışşşş topraklar başıma! Bedirhan amca başkasından mı yapmış? Sen bile aldatıldıysan Reşo bana boynuzda kat çıktırır Vallahi." Diyerek dövünmeye başlayan Su ile herkes gülmeye başlamıştı. Gelinin bu geveze halleriyle oldukça eğlenen Selvi ise oğluna kucak dolusu sabırlar gönderiyordu. Ayaklanarak gözden kaybolan genç kadın bir iki dakika sonra alnına doladığı tülbent ile yeniden Hürrem teyzesinin yanındaki yerini aldığında gözlerindeki parıltılardan konuşma rekorunu egale etmeye karar verdiği belliydi.