•18•

17 2 0
                                    

-Hayır, benden bunu isteyemezsin. O o benim arkadaşım anlamıyorsun.

-Mina bu arkadaşlık değil hastalık, sen anlamıyorsun.

-Hastalık olduğunu biliyorum ama bu benim tercihim.

-Peki ya ilerlerse ne olacak? Ya çocukların da böyle olursa.

-Çocuklarımda ne olursa? Deli mi? Demek istediğin bu mu?

-Hayır bak, ben... anlamıyorsun Mina.

-Bence sen anlamıyorsun, o benim bende o. Eğer kabul edemiyorsan sen bilirsin, ben tedavi olmayacağım.

-Mina seni seviyorum, lütfen yapma böyle.

-Ya az önce ne güzel muhabbet ediyorduk, birden ne oldu?

-Bana çok fazla bu, ben polisim. Görmediğim değişik olay kalmadı ama bu, bu başka bir şey.

-O benim hepsi bu. Şimdi beni yalnız bırakır mısın?

-Mina lütfen, düşün biraz.

-Düşünecek bir şey yok. Güle güle Doğan.

Mine onu seçtiğim için minnet duyuyordu, bir yandan da arada bıraktığı için üzgündü. Mine'ye çok alışmıştım, bırakamazdım. Doğan'ın beni anlayacağını sanıyordum ama demekki böyle konularda aşk yeterli olmuyordu.

-Mina, düşünmemiz gereken bir sorun çıktı.

-Ne sorunu? Sorunu az önce yaşadık, daha neyi düşünmemiz gerek.

-Doğan artık beni biliyor, eğer gerçekten zekiyse yakında cinayetlerle bağlantımızı bulacaktır.

-Bağlantımız değil senin bağlantın.

-Şimdi beynini az daha zorla.

-Oofff sen bensin, yani benim bağlantımı.

-Hah bak hemen anladın, aferin.

-O zaman dua edelim de bulmasın, yoksa hücre arkadaşım olursun.

-Bence şimdi Doğan'ı ara ve özür dile, aklını başka şeylerle meşgul etmeliyiz.

-Geleceğini sanmıyorum.

-Denemeden bilemezsin.

-Tamam dur arayayım. Alo Doğan, ben çok üstüne geldim biliyorum, özür dilerim. Eve gelebilir misin?

-Bende aşağıdaydım zaten, geliyorum.

-Gitmemiş, ya kapıda durup dinlediyse, ya duyduysa Mine.

-Dur sakin, şimdi anlarız.

-Mina özür dilerim, ya kafam çok karıştı. Durumu anlamam lazım, sen onunla mutlu musun yani?

-Evet, bir insanın kendisini sevmesinin vücut bulmuş hali. Onu seviyorum, bana bir zararı yok.

-Sen kabul ettiysen bende denerim, biraz zor olacak benim için ama denerim.

-Teşekkür ederim Doğan, bu çok ince bir davranış.

-Ne olursa olsun yanındayım merak etme.

-Mine'de teşekkür ediyor. Zamanla alışırsın.

Bir süre sorun olmayacak gibiydi, beklemekten başka çarem yoktu. Tek isteğim cinayetle bağımı çözmemesiydi. Öyle bir durumda ya akıl hastanesine ya da hapise giderdim ve bu benim için iyi olmazdı. Yine çok sonradan öğrenecektim ki Doğan bu konunun üstünde duruyormuş. Seyfettin'in katili bulunmadığı için Mine'nin yapmış olma ihtimaline karşı davayı tekrar gözden geçirmeye karar vermiş. Sonuç yine hiçliğe gelince bana bunu sormaya karar vermiş.

-Canım evde misin? Konuşmamız gerekiyor.

-Evdeyim, hayırdır kötü bir şey mi oldu?

-Gelince konuşuruz.

-Tamam bekliyorum.

-Mine sence anladı mı? Konuşmaya geliyor, sesi biraz tuhaftı.

-Her ihtimale karşı düşünmemiz gerekiyor, eğer anladıysa sorular soracaktır.

-Bence anlatalım, anlayacaktır neden yaptığımızı.

-Hapse mi girmek istiyorsun? En iyi ihtimalle ki o da pek iyi değil tımarhanede bulursun kendini. Ve o zaman da bizi ayırırlar.

-Seçenek sunarlarsa hapisi tercih ederim, seni bırakmam merak etme.

-Ya zorla yatırırlarsa?

-O zaman gelince bir şekilde hallerderiz, kapı çalıyor.

-Hoşgeldin Doğan, geç hadi.

-Nasılsın Mina?

-İyiyim, Mine ile sohbet ediyorduk.

-Hımmm Mine ile sohbet demek.

-O nasıl bir ifade öyle. Neler oluyor, canın sıkkın gibi.

-Evet biraz öyle, sana bir kaç soru sormam lazım, rica ediyorum bana doğruları söyle Mina, kafam allak bullak çünkü.

-Tamam sor, neyse cevabı veririm.

-Seyfettin olayını tekrar inceledim ve sonuç yine aynı çıktı. Acaba senn....

-Acaba ben mi öldürdüm? Bunu soruyorsun değil mi?

-Evet, yani Mine ile yapmış olabilir misiniz? Biliyorum bak seni suçluyor gibiyim ama...

-Ben yaptım. Daha doğrusu Mine yaptı.

-Ooo hayır, bunu duymaktan çok korkuyordum. Peki neden bana bir şey söylemedin. Sana yardım edebilirdim Mina.

-Benimde sonradan haberim oldu. Hatırlıyor musun bir gece sana gelmiştim ve seks yaptıktan sonra birden kaçıp gitmiştim.

-Evet hatırlıyorum, ne oldu o gün?

-O anda gözümün önüne Seyfettin'in ölüm anı geldi, kaçıp gidince bir parka gidip orada neler olduğunu anlamak için oturdum bir süre, sonra Mine karşıma geldi birden. Çok korktum başta, anlayamadım. Sonra bana herşeyi anlattı.

-Yani Seyfettin'i Mine öldürdü ama sen hiç bir şey hatırlamıyorsun öyle mi?

-Evet öyle, dedim ya arada bedenimi ele geçiriyor diye, o aralarda beni korumak için yapmış.

-He sende buna inandın yani.

-Evet, ister inan ister inanma bu böyle.

-Üzgünüm Mina, yapmam gerekeni biliyorsun. Hayatımda ilk defa polis olmaktan nefret ediyorum.

-Bunu sana yaptığım için üzgünüm. Bende böyle olsun istemezdim.

-Mina KARACAN seni adam öldürmek suçundan tutukluyorum.

YANIMDAKİ BEN (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin