Magnus:
"Bil bakalım saraya kim geldi?" Diyerek odaya Alec girdiğinde hızlıca ayaklanmıştım. Onun arkasından Izzy odaya girdiğinde yüzüme kocaman bir gülümseme yayıldı.
"Şuraya bak, kimler sonunda buraya gelme kararı almış."
Ona sarıldığım zaman o da bana sarılmıştı.
"Taç giyme törenine gelemediğim için üzgünüm. Biliyorsun o sıralar burada değildik."
"Biliyorum biliyorum sorun değil. Annenler nasıllar? Max?"
"Hepsi çok iyi. Onlar da gelecekti ama babamın işleri yüzünden gelemediler. Hallettiği anda gelecekler."
"Neymiş o işler? Anında çözeriz."
Tepkimle gülmüş olsa da Alec'in bakışı ile susmuştu.
"Sorun yok, biz hallediyoruz. Zaten babam da damadından sürekli yardım almayı kabul edecek birisi değil. Yine de ince teklifin için teşekkürler."
"Baban mı kabul etmez yoksa Alec mi?" Dediğimde gülümseyip "İkisi de." Demişti. "Ama bana gönderdiğin kıyafetler, eve her hafta gelen yiyecekler ve evin içine döşettiğin mobilyalar o kadar güzeller ki sanki saraydan bir parçada yaşıyor gibiyim."
"Sizi saraya çağırıyorum ama gelmiyorsunuz..."
"O kadar da değil." Deyip güldü Isabelle. "Biz halimizden gayet memnunuz. Sen canını sıkma. Alec de zaten düzenli olarak bizi kontrole geliyor. Bir eksiğimiz olunca halletmeye çalışıyor."
"Yapar o, benden habersiz ve benim yardımım olmadığı sürece her şeyi yapar. Ama şu inadını kırıp böyle durumlarda benden yardım istemez."
"Yeterince şey yaptın. Max'in eğitim alması için birilerini bile gönderiyorsun. Bu bence yeterli derecede yardım demek."
"Sizi en iyi koşullarda yaşatmak istiyorum Alec. Sana yapabileceğim en büyük iyilik bu."
"Yeterince yapıyorsun Magnus."
"Size her ay belirli bir para yardımı da yapmak istiyorum ama..."
"Magnus!" Alec'in uyarıcı ses tonuyla susmak zorunda kalmıştım.
"Bunu yaparsan bizi zor durumda bırakırsın Magnus." Dedi Izzy ciddi bir tonla konuşup. "Alec de bunun farkında bu yüzden istemiyor. Babam zaten yeterince mahcup, annem çok onurlu bir kadındır ve o da böyle durumları pek sevmez. Yine de seni kırmamak için kabul ediyorlar."
"Alec'in bu asil ve onurlu tavrı nereden geliyor diyordum. Meğerse ailede varmış."
Alec az da olsa gülümsediğinde ona ciddi bir yüzle bakmıştım.
"Gül biraz."
"Bu konular konuşulunca geriliyorum."
"Ben senin gerginliğini alacak bir yol biliyorum da kardeşin burada." Dediğimde Alec gözlerini büyütüp bana bakmıştı.
"Magnus!"
"İsterseniz ben çıkayım siz rahat rahat yiyişin. Sey yani didişin diyecektim dilim sürçtü."
"İkinizden de nefret ediyorum." Diyerek kapıya yöneldi Alec. Sonrasında ben Isabelle'e yaklaşıp onun omzuna kolumu attım.
"Çok ateşli bir abin var biliyorsun değil mi?"
"Aile geleneği. Ateşli olmayan aile üyesini aileden saymıyoruz." Deyip güldüğünde ben de gülmüştüm.
"Jace'i o zaman aile dışına itebilir miyiz?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
This Is My Kingdom 2
FanfictionThis is my kingdom kitabının ikinci kitabıdır. ilkini okumayan hiçbir şey anlamaz 😂😂