Sabah erken kalkmıştım ve gördüyüm manzara mükemmeldi. Denizin kıvırcık saçları yüzüne düşmüştü ve dudakları aralı uyuyordu. Sol yanağının üzerinde çok uyuduğu için kırışmıştı ve kızarmıştı. Biraz yaklaşıp boynunu kokladım. Tanrım.. Çocuk gibi kokuyordu. O kadar muazzamdı ki herşeyi. Onu öperek uyandırmak istedim ve dudağımı boyun girintisine bastırdım. Gıdıklandı ve kafamı geri çekip gözü kapalı gülmeye başladı.
- Azra napıyosun sabah sabah?
- Kahvaltı yapmak istemiştim ama elimden aldın Boncuk.
- Ya yapma. Hücredeyiz. Birazdan zaten gelip koğuşumuza götürecekler sonra şaaparız.
- Naaparız?
- Şey işte.
- Ney Deniz, ney? Sevişmeyimi diyorsun?
- Ya Azra..
- Tamam Boncuk zorlamıyım seni.
Tam o sırada Hüseyn geldi ve bizi koğuşlarımıza götürdü. Herkes kahvaltıdaydı. Bizde havlularımızı alıp banyoya gittik. Yıkandıkdan sonra bloğumuza döndük. Evet banyo için fantezilerim vardı ama ilk defa Denizin odasında olmak istiyordum onla. Ortak alanda oturup kahve içiyorduk Hevesgil geldi ellerinde tepsiylerle. Bizim için kahvaltı getirmişlerdi. Kahvaltımızı ettikten sonra avluya çıktık hep beraber. Biraz futbol oynadıktan sonra Denizin yanına oturdum ve bana Azra kütüphaneye gidelim mi diye sordu. Bende hemen kabul ettim ve içeri girdik. Kütüphaneye geldiğimizde ben Denizi hemen duvara yasladım ve dudaklarına yapışdım. Hemen ağzını açıp dilini dilimle buluşturdu. Dilini ağzıma alıp emmeye başladım. Denizin ağzından bir inilti çıkınca daha derine gitmek istedim ama burda olmazdı. Zorlada olsa dudaklarımı ondan ayırdım.
- Azzzrah. N- n-eden durdun?
- Deniz burda olmak istemiyorum. Ilk sevişmemiz senin odanda olsun istiyorum. Özel olsun.
- Yaa?
- Öyle. Hem sen buraya sevişmek için mi geldin? )) Kendini tutamadın tabii )))
- Hiç de bile. Bi kere sen öptün beni.
- Tamam tamam ) Neden burdayız o zaman?)
- Sana, seni düşündüğümde hangi kitapı okuduğumu göstericekdim. Belki bugün birlikde okuruz diye.
- Hangisiymiş öyle?) Mavi en sıcak renktir olmasın o?
- Nerden bildin Azra?? (şaşkınca bana bakıyordu)
- Bende seni düşünürken onu okuyordum. Tahmin etdim diyelim)
- Aa. Bir dakika. Kitapda 17ci sayfada "A+D=♡" sen yazdın demek? )
- Evet ))
- Ne kadar ayıp ) Sana öyretmediler mi kitabı yazmak çizmek olmaz diye?)
- Ya tamam biliyorum ama o zamanlar bunu düşünmemişdim.
- Hangi zamanlar?
- Sen firar etdiyin zaman. Bir daha bura dönmeyeceğini düşündüm.
- Canımm.. Ben sensiz başka bi yerde hayat kura bilirmiydim?
Ona sarıldım ve bir süre sessizce öyle kaldık. Sonra Deniz kitapı bana verdi okumam için. Önce yerde oturdum ve bacaklarımı araladım. Denizde ne yapmak istediğimi anladı ve bacak arama girip oturdu ve sırtını bana yasladı. Sonra bir elimle Denizin belini sardım, diğeriyle kitapı açdım ve dudaklarımı kulağına yaklaştırdım ve okumaya başladım. 17ci sayfaya geldiğimizde Deniz cebindeki göz kalemini çıkardı ve yazdığım yazının altına bir sonsuzluk işaresi ♾ çizdi. Ben güldüyümde dönüp dudağıma bir öpücük bırakdı ve sonra dinlemeye devam etdi. Kitapı bitirdikden sonra saata baktık akşam olmuşdu. Ve biz yemeğe yetişmek için hemen kalktık.