-smut-
Grimmauld 12'de cisimlendiklerinde iki koltuğun arasındaki sehpa ve Ron ve Hermione'nin özel anılarını barındıran piyanonun arasında yerdeydiler. Harry asasına ulaşıp etraflarındaki eşyaları uzaklaştırırken, Draco da kendi asasıyla kıyafetlerin kendiliğinden çıkması için harekete geçmişti bile. Asaları hala ellerindeyken tekrar öpüşmeye başladıklarında asalarından fışkıran büyülerin kesinlikle farkında değillerdi. Draco'nun asası sıcaklık yayan bir ışık huzmesiyle salonu doldurmuşken, Harry'nin asası işe durmaksızın çıtırdayıp çatırdayan kıvılcımlar saçıyordu. Dilleri bir dolanıp bir çözülürken salonun artmaya başlayan ısısının kaynağında kendileri olduğundan bihaberlerdi. Asalar ardı ardına ellerinden kurtulurken, kıvılcımlar tüm salona yayılmış, sıcaklığıyla güven veren ışığın içinde oynaşmaya devam ediyorlardı.
"Harry.. Oh Harry, o kadar bekledim ki.."
"Kendimi tutabileceğimi sanmıyorum artık."
Harry'nin tek nefeste söylediği cümleyle onayını alan Draco, tüm hırsıyla esmer tenli sevgilisinin boynuna hamle yaparken resmen hırlamıştı. Küçük ısırıklar ara sıra yerlerini dil darbelerine bırakırken sarı saçlarıyla; hasretini çektiği göğüsten aşağı doğru bir yol izliyordu. Hiç bir zerrenin öpülmediğinden dolayı küsmesini istemezdi ancak, daha fazla dayanabilecek durumda değildi. Tek engeli tecrübesizliğiyken buna ayıracak tek bir saniyesi bile yoktu. Harry ise giderek aşağı inen başını yumuşak bir dokunuşla sarmış, saçlarını parmak uçlarına dolamıştı. Beyaz ellerinin ve dudaklarının her dokunuşuya ayrı kıvrılan belinin hakimiyetini çoktan kaybetmiş, gözleri daha fazlasını istemenin verdiği dayanılmaz sancıyla kapanmıştı bile. Draco daha da aşağılara indiğinde üstlerinden çıkan kıyafetler katlı bir şekilde koltuğa yerleşiyorlardı.
"Kokun.." diyerek inledi Draco, kasık bölgesin yoğunlaşan koku aklının sakin kalmaya çalışan son alanlarına savaş açmıştı. Daha fazla düşünmeden bir elini Harry'nin gergin penisine sardı ve derin bir inleme kazandı. Diğer eliyle girmek için artık sabrının kalmadığı deliği yokluyor, giriş için çaresizce zorluyordu. Olmayacağını fark ettiğinde parmaklarını ağzına götürerek ıslattı. Fark etmediği ise esmer teni terden şimdiden parlayan gencin, gözlerini araladığıydı. Kısık göz kapaklarının ardından mermere benzeyen adamı izleyen Harry, tecrübesizliğinin çok erken kurbanı olarak, Draco'nun penisinden çekmediği elinin içinde titreyerek boşaldı. Ama isteğinde hiçbir azalma yoktu. Draco parmaklarından ikisi hala ağzındayken avcunun içinde yanan penise baktı.
Kendi parmaklarını yalaması Harry için nasıl patlama noktası olduysa, şahit olduğu bu görüntü de az daha onun kendini kaybetmesine neden olacaktı. O an kendine dokunma dürtüsünü güçlükle bastırarak, yeterince ıslanan parmaklarını bu sefer zorlanmadan tek tek sevgilisinin içine ittirdi. Parmakları etrafında daracık hissettiren duvarlar kendisini kabul etmiş olmasına rağmen hala daha yeterli değildi. Böyle giremeyeceğinin bilincinde parmaklarını oynatmaya başladı. Harry ulaşabildiği halının bir parçasına ve koltuktan sarkan battaniyenin diğer ucuna canı pahasına yapışmış, Draco'nun her hareketini izliyordu.
"Nefes al." komutunu duyana kadar nefesini tuttuğunun bile farkında değildi. Garip hissediyordu. Nasıl hissetmesi gerektiğini bilmemesi yüzünden kafası bir miktar karışmış olsa da direktife uyarak nefesini saldı. Gevşemeye çalışarak Draco'nun gözlerine baktı. Parmaklar içinde biraz daha derine ilerlerken tekrar ani bir nefes alıp verme ihtiyacı duydu.
"Tutma kendini Harry, sıkma sakın." komutu geldi bu sefer. Tekrar gözlerini sabitleyerek sevgilisine baktı.
"Şu an beni öpmene ihtiyacım var." dedi.
Sarı saçlarının ıslanmaya başladığını hisseden Draco, Harry'ye eğilmeden önce önünde serilmiş hafif terli esmer tene bakınca, dudaklarını yalamadan edemedi. Eğilip, parmaklarını biraz daha içeri iterken, kendisini bekleyen dudaklara ulaştı. O ana kadar kendisinin de buna ihtiyacı olduğunu anlamamış olması garipti. Öpücük giderek sesli bir hal alır, delik ise gitgide rahatlarken Draco zamanın geldiğini düşündü. Bir an uzaklaştığı dudaklara, kendi penisini ıslattıktan sonra geri döndü. Ama bu öpücükte gözleri kapatmaya yer yoktu. Sevdiği adamın, hayallerini kurduğu gecelerdeki haliyle yarışamayacak güzelliğiyle; yüzünün alacağı şekli izlemek, ezberlemek istiyordu. Penisini içeri doğru iterken yavaş ve özenli olmaya çalışsa da kendini karşılayan duvarların verdiği zevk yüzünden yeterli kadar dikkatli olamıyordu.
Esmer yüzdeki her bir değişiklik hayati önem taşıyordu o an. Bir az önce hafif aralık olan gözleri, kirpiklerinin arkasında kaybolurken, burun delikleri hafifçe genişlemiş, alt dudağı ise dişlerin arasında kendine yer bulmuştu. Biraz daha ilerlediğinde karmakarışık saçların altında kaşların çatıldığını gördü, ama dudağı dişlerden kurtulmuş ve hafifçe aralanmıştı şimdi. Tekrar dudaklarını buluşturdu ama gözlerini kapatmadı. Kısa bir bekleyişin ardından Harry'den duyduğu zevk iniltisi ve hazır olduğunu belirten bakışlarla karşı karşıya gelmişti.
Kalan kısmı içine sertçe ittiğinde küçük bir çığlık koptu Harry'den. Draco çıkmaya yeltendiğinde ise belinden tutup engel olmuştu.
"Devam..et.."
Kendi bir kez daha tamamen içine gömdü. Ama artık durması imkansızdı. Çünkü bu sefer Esmer dudaklardan çığlık değil açık ve net bir "Oh." duymuştu. Hızını yavaş yavaş arttırma planı böylece suya düşerken hızla gidip gelmeye başladı. Çok uzun sürmeyen bu çekişme Draco'nun geri çekilmeye fırsat bulamaması ve Harry'nin içine adını sayıklarken boşalmasıyla sonuçlanmıştı.
Kısa ve sıcak bir duşun ardından Harry, tamamen mayışmış bir halde Draco'nun göğsünde yatıyordu. Kalplerinin ritmi hala daha tam düzelmemiş olsa da sonunda birleşmenin verdiği huzur ikisinin de yüzlerinden okunuyordu.
"Kurbanlık gibi ölmem için eğitildiğimi anladığım zaman bile kalbimin gürültüsünü bu kadar güçlü duymamıştım." dedi yeşil gözleri her an uykuya teslim olacak gibi bakarken.
Draco bir kolunu ona sarmış, diğer kolunu ise başının altına yerleştirmişti. "Dumbledore için güzel planlarım var."
"Kendini benim bilinçaltıma işlememiş olsaydı ölümden geri gelemeyebilirdim Draco. Seçimimi yapmam gerektiğini söyledi bana, unutma."
"Ne olursa olsun. Onu asla affetmeyeceğim. Sana yaptıkları, verdiği görev, hepimizi; en çok da seni bu kadar büyük bir tehlikeye atmış olmasını affetmemi bekleme benden. Egoist bunak."
Her aklına geldiğinde sinirleniyordu.
"Tamam, nasıl istersen. Şimdi bırak.. uyuya..uyuyalım."
Draco sinirini bir kenara bırakıp göğsünde yatan çocuğa pozisyonu el verdiğince bakmaya çalıştı.
"İyi geceler Harry." dediğinde çoktan uyuduğunu biliyordu.
***
Resmen baskı ve tehdit altında yazdım.
Bengidiom.
Bb ✌
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Safsın (Drarry)
Fanfiction[Tamamlandı] (smut+fluff!) <"Ne var Potter? Beni gözlerinle yemenin sebebi nedir?" muzip ve iğneleyici konuşmayı kendine zırh edindin mi bir kere vazgeçemiyordun demek, diye düşündü Harry. Muzip bir sırıtış onun da dudaklarını ele geçirirken göz...