Sabah uyandım ve üstümü giyinip hemen kahvaltıya indim. Evet uyandığım an bile aşırı aç oluyorum. Bu arada ben Lisa Whale. 11 yaşındayım. Kestane rengi omuzuma gelen kısa küt saçlarım ve kahverengi gözlerim var. Babam safkan bir büyücü ve annem de muggle. Birde küçük erkek kardeşim var. Benden 5 yaş küçük ve çok yaramaz. Ama onu çok seviyorum.Beni tanıdığınıza göre devam edebiliriz. Annem yine hamaratlığıyla mükemmel bi kahvaltı hazırlamıştı. Kahvaltının yarısındayken pencereyi bişey tıklattı. Kalkıp baktığımda camın önünde bi baykuş vardı, ağzında da bir mektup. Koca gözleriyle bana bakıyodu ve camı tıklatıyordu. Pencereyi açtım. Ağzındaki mektubu aldım, birazda kafasını okşadıktan sonra uçtu ve gitti.
Mektuba baktığımda benim adım yazıyordu. Önünü çevirdiğimde HOGWARTS OKULUNUN LOGOSUNU GÖRDÜÜM!!! Çok sevindim ve hemen mektubu açtım! Annemle babamda bana gülümseyerek bakıyordu. Kardeşim ise
-Anne baba ben de istiyorum ondan neden bana da gelmedi!! diyerek vızıklıyodu.Kardeşime aldırmadım ve mektubu okudum. (Mektupta neler yazdığını yazmıcam biliyosunuz zaten klasik jdhfldjdlk). Derhal Diagon Yolu'na gitmeliydik çünkü 1 Eylül' e sadece 4 gün vardı!
•Diagon Yolu•
Tüm gerekenleri aldım. Hogwarts'a sadece 2 gün!! Eve geldik ve ben eşyalarımın çoğunu bavuluma koydum. BENİ BEKLE HOGWARTS!
•2 gün sonra•
Perona geldim. Ve ailemle vedalaştıktan sonra hemen trene bindim. Boş bir kompartıman bulunca oraya oturdum. Aradan birkaç dakika geçti ve kompartımana iki çocuk geldi. İkisi de karşıma oturdu.
"Merhaba! Ben James Potter." Saçları siyah ve dağınıktı, gözleride elaydı. Boyu uzun ve zayıf bi çocuktu. Daha sonra yanındaki de hemen kedini tanıttı. "Selam, ben Sirius, Sirius Black.". Siyah ve kıvırcık denebilcek kadar dalgalı,omzuna gelen saçları vardı. Mavi gözleri parıldıyordu. Uzun boylu ve zayıftı. Yakışıklı bi çocuktu. Blackleri duymuştum. Ailem -özellikle babam- onlardan çok hoşlanmazdı. Herneyse, bence o kadar ön yargılı olmamak gerekiyor. Bu çocuk cidden tatlıydı. Bende kendimi tanıttım "Bende Lisa Whale. Tanıştığıma memnun oldum.". İkisiyle de el sıkıştık. "Galiba sende yenisin, biz de öyleyiz. Bina seçimleri için çok heyecanlıyım!" dedi James. Sirius'un bina seçimleri deyince suratı asıldı. "Sirius, iyi misin?" diye sordum. "Pek sayılmaz. Black ailesindeki herkes Slytherin. Ama ben onlar gibi olmak istemiyorum. Slytherin'e seçilmek istemiyorum." dedi.
" Merak etme Sirius, sen hangi binada olursan ol yine benim en iyi arkadaşım olacaksın." dedi James. Sonra kompartımana iki kişi daha girdi. "Geç kaldınız" dedi Sirius. "Kompartımanı bulamadık". Bir çocuk uzun ve zayıftı. Açık kahve gözleri ve açık kumral saçları vardı. Yanındaki çocuk ise kısa ve biraz tombuldu. Kahverengi gözleri ve kahverengi saçları vardı. Uzun olan çocuk beni görünce James ve Sirius'a 'Bu kız da kim?' dermişçesine bir bakış attı. Sirius "Aa, sizi tanıştırmadık. Lisa bu Remus Lupin. Remus, bu Lisa Whale. Lisa bu da Peter Pettigrew." "Tanıştığımıza memnun oldum." "Biz de." dedi Remus. Peter Jameslerin yanına Remus'ta benim yanıma oturdu. Ve kitap okumaya başladı. Ben de kitap okumayı çok severdim. Ona hangi kitabı okuduğunu sordum fakat cevap vermedi. James "Merak etme sadece kitaba daldı şuan seni duymaz." dedi ve kıkırdadı. Bu çocukları sevmiştim. Eğlenceli ve iyi kişilere benziyorlardı. Bi anda trenin çoktan harekete geçmiş olduğunu gördüm. Cidden çok heyecanlıydım.
•Hogwarts•
Hogwarts'a varmıştık. Bizi benim üç katım kadar uzunlukta bir dev karşıladı. Adı Hagrid'ti. Çok iyi birine benziyordu. Kayıklarla şatoya gittik, Hagrid'te bize eşlik etti. Okulun bekçisi ve anahtarlarla ilgilenen kişiymiş. Şatoya vardığımızda saçını topuz yapmış, cadı şapkası takmış ve gece mavisi kadife bi cüppe giymiş bi kadın bize seçim töreninin nasıl olacağını ve binaları söyledi. Adı McGonnagall'dı, Biçim Değiştirme profesörüymüş. Büyük salona girdik. Dört tane upuzun masa vardı. Her binanın masası ayrıydı. Salonun karşısında profesörlere ayrılmış bir masa vardı. Profesör McGonnagall üç tane basamaktan çıktı. Bir tabure ve üstüne de Seçmen Şapka'yı koydu. Elindeki parşömenden sırayla isimler okudu. Birkaç isim okunduktan sonra James'i çağırdı. James'e baktığımda bir kıza dikkatini vermişti. Kızıl saçlı ve yeşil, badem gözlü bir kızdı. James tüm dikkatini kıza verdiği için profesörü duymadı. Onun omzuna bir dirsek attım ve "Hadi James sıra sende, ayrıca istersen o kızla tanışmana yardım edebilirim." dedim ve sırıttım. O da bana sırıttı ve profesörün yanına gitti. Seçmen Şapka "GRYFFINDOR!" diye bağırdı. James'ten sonra o kızıl saçlı kız çıktı. İsmi Lily Evans'mış. O da Gryffindor'a seçildi. James'in yüzüne kocaman bi gülücük kondu. "Whale, Lisa!". Hemen merdivenlerden koştum. Seçmen şapka Hufflepuff ve Gryffindor arasında kaldı. Ama sonra Gryffindor'u seçti. Mutlulukla James'in karşısına oturdum. Remus ve Peter'da Gryffindor'a seçildi. Sıra Sirius'taydı."Hmmm... Bir Black.. Ama hiç Slytherin'e uygun değil.. İlginç.. Karar verdim, GRYFFINDOR!!" diye bağırdı şapka. Sirius çok mutluydu. Zıplaya hoplaya geldi ve benim yanıma oturdu. Dumbledore'un konuşmasını dinledikten sonra harika bi ziyafet çektik. Burayı şimdiden çok sevmiştim..__________________________________
Salam! Bu benim ilk kitabım. Zaman buldukça bölüm atmaya devam edicem. Bu arada medyadaki kız Lisa. Beğendiyseniz votelamayı unutmayın!💚
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÇAPULCULAR VE BEN
FantasyÇapulcular zamanında olsam ve onlarla arkadaş olsam nasıl olurdu? Bunu hayal ettim ve sizinle paylaşmak istedim. İyi okumalar!