Illea'da yaşıyorum.Yaşadığım yerde insanlar maddi durumlarının sayısına göre hoş davranılır. 1.sınıflar kuşkusuz kraliyet ailesiydi. 2.sınıflar ise kraliyet ailesinde çalışanlar. 3. ve 4.sınıflar ise iyi bir iş edinip hayatını daha kolay hale getirenlerdir. 5. ve 6.sınıflar sadece karnını doyurabilenlerdir. 7.ve 8.sınıflar ise aç kalanlardır. Genelde ilk 3'e girenlere çok iyi davranılır ve son 3'te olanlar umursanmaz.Ben bir dörtüm. Arada umursanır arada umursanmam.Ama tanrıya şükür ki karnımı doyurabiliyorum.3 odalı bir evimiz var.
Annem Nicole bir piyano öğretmeni.Genelde üst sınıflarda olan ailelere ders verebiliyor.Önceden bir üst sınıftı fakat babamla tanıştıktan sonra daha düşük olmayı kabullenmiş. Kendisi dünyada gördüğüm en güzel insan.Bir gülümsemesiyle bile insan ona sadık kalabiliyor.Kendisi babamın aksine kumral.
Babamın adı ise Snow. Babam kraliyet ailesiyle beraber devlet işleriyle uğraşıyor.O ise annemin aksine esmer.Her ne kadar sert görünsede bazen devlet işlerini bir kenara ayırıp 4 çocuğuyla da ilgilenmeye vakit bulabiliyor.
En büyüğümüz 28 yaşında olan ablam Joyce. O henüz yeteneğini keşfedemediği için bazen düşük sınıflara yemek yapıp yediriyor. Bazı insanların düşündüğü gibi ukala insanlar değiliz. Kendisi pek fazla kısa sayılmasada ailemize göre kısa kalıyor.O da esmer ve yaşına göre bizi en çok güldüren kişi.
Daha sonra abim Alexander geliyor. Kendisi 24 yaşında. O ise okçulukla ilgileniyor.O da bizi güldürüyor ama babam çoğu zaman ülkeyle ilgilendiği için evi o kontrol ediyor ve korumacı tarafı bu yüzden daha baskın. Bizi her zaman güçlü hissettiriyor ve kötü hissettiğimiz zaman bizim yanımızda oluyor.
Bir de kız kardeşim Natalie var. O annem ve babamın karışımı olarak kahverengi saçlı dünyaya gelmiş.Ten rengi çok açık olduğu için bazen ölüye benziyor.İri kahverengi gözleri var. Kendisi 17 yaşında olmasına rağmen çok ciddi gözüken birisi.Büyük ihtimalle bana çekmiş.Ama onu da tanıyınca ne kadar mantıklı konuştuğunu ve eğlenceli biri olduğu anlaşılıyor.
Ve daha sonra ben geliyorum.Adım Isabella. Yanı kısacası Bella. 21 yaşındayım ve resim çiziyorum.Onları da kraliyet ailesine satarak paramı sağlıyorum.Aileme katkıda bulunmak hoşuma gidiyor ve sevdiğim bir işi yapıyorum.Odamızın küçük bir köşesine sanatla ilgili eşyaları yerleştirip orada resim yapıyorum.Bende anneme en çok benzeyen kişiyim.Kumralım ve iri kahverengi gözlerim var. Joyce'den biraz uzun boyluyum ama daha sonra en kısa ben oluyorum.İlk tanıştığım insanlar çok soğuk olduğumu söylüyorlar ama daha sonra hepsiyle çok iyi arkadaş oluyorum...Ve bizim ailemiz bu kadar. Kendi çapında güzel bir aileyiz.
---
Sabahtan beri ne resim çizebilirim de onu kraliyet ailesine ulaştırabilirim diye düşünüyorum ama aklıma hiçbir fikir gelmiyor.Aklımda olan binbir fikir annemin beni uyarmasıyla aklımdan çıktı.
'Tatlım.Fazla düşünme.İşi akışına bırak.Yeteneğin var seni keşfedeceklerinden eminim.' demesiyle içim biraz da olsa yumuşadı.
'Öyle yapmayı denedim ama aklımda olan hiçlik daha da arttı.' deyince Natalie gülmeye başladı.
'Sana yardımcı olabilirim.' diyen Natalie'yi söylemesi için onayladım.
'Bir çiçek çizebilirsin.Onu gösterişli hale getirebilirsin.Ya da kraliçe Amberly'nin giymesi için mükemel ve asil bir elbise tasarlayabilirsin.Son seçenek olarak ise prens Maxon'ı ve geelcekteki karısını çizmeye çalışabilirsin.Ama büyük ihtimalle bunu mahvedersin ve kimse almaz.' dedi ve kendi yaptığı espriye kıkırdadı. Tuhaf olan şey ise onun dediği şeyle aklıma bir fikir gelmiş olmasıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Kingdom
Teen FictionO resim çizdi ve prens onu seçti. Isabella masumiyeti,güzelliği ve yeteneğiyle kendini prense aşık etti. Prens, asaleti,nazikliği ve romantikliğiyle kendini Isabella'ya aşık etti.