👻#Sevgililer Günü Korku Hikayeleri 1🕯

38 4 10
                                    

Bugün 14 Şubat. Bildiğimiz üzere Sevgililer Günü

Peki Sevgililer Günü'ne korkarak girmek ister misiniz? 

O zaman buyrun 

Şubat'ın 14'ünde, annemin cenazesi kaldırılmıştı. Uykusunda huzurla uyurken göçüp gitmişti. Ablam ve ben henüz birer çocuktuk. Her nedense annem bizi birbirimizden uzaklaştırmıştı. Sağ iken yakın bir ilişkimiz olmamıştı, vefatına pek de üzülmemiştim. Fakat etrafımda sevenlerin olması, benim bir maske takıp rolümü sürdürmemi gerektiriyordu. Sahte gözyaşlarım, annemin tabutunun başında dikilirken yüzümden akmıştı. Ona bakıp içimi çektim. Bu muhtemelen son nefes alışımdı, onu bir daha hiç göremeyecektim. Tam düşüncelerimin içinde kaybolup gidiyordum ki, bir el bana peçete uzattı. Bakışlarımı çevirdim. Karşımda görüp görebileceğim en yakışıklı adam duruyordu. Cenaze kıyafetleri içinde bile tıpkı bir magazin dergisinden çıkıp gelmiş gibi görünüyordu. Gizemli adam, baş sağlığı diledi. Sonra konuşmaya başladık ve hemen iyi anlaşmıştık. Ona dair her şey harikaydı. Annemin cenazesini unutuncaya kadar saatlerce sohbet ettik. Saatin geç olduğunu fark etmiştim, bir dakika müsaade isteyip lavaboya gittim. Boş lavaboya girip, yakışıklı çocuğu en iyi şekilde etkileme çabasıyla makyajımı tazeledim. Tazelediğim makyajımla birlikte mezarlığa geri döndüm, fakat o çoktan gitmişti. Numarasını almamıştım ve onunla iletişime geçecek hiçbir şeyimin olmadığı da aklımda yer etmişti. Umutsuzca adını tüm sosyal medya plaftormlarında aramaya giriştim. Fakat aramalarım sonuçsuz kalmıştı. Ne kadar ümitsiz bir durumun içinde olduğumu fark ettim ve işe yarayacak çözümler aramaya başladım. Onunla bir daha nasıl bir araya gelebilirdim?

Derken aklıma parlak bir fikir geldi. Tabi ya! Çok basitti!

O gece ablamın odasına girdim. Uykusunda hafif hafif nefes alıyordu. Bugün konuşulanlardan sonra epey yıpranmış olmalıydı. Sessizce başında dikildim. Dikkate alırsa fikrim kesinlikle işe yarayacaktı. Kararımı vermiştim. En azından denemeye değerdi.

Ertesi sabah evimde sağ olan tek kişi bendim. Yaklaşık 1 hafta sonra, ablamın cenazesi annemle aynı mezarlığa defnedildi. Kendime kendime düşündüm, Annemin mezarının yakınına gömülürse...

Ama o bir ölüydü, dolayısıyla sorularıma hiçbir şekilde cevap veremezdi.

1 hafta önce baş sağlığı gelen yakınlarımızla vakit geçirdim. Ancak hepsinin yüzünde aynı kötü deneyimin izleri vardı. Hiçbiri umrumda değildi.

Son olarak, beklediğim kişi geri dönmüştü. Annemin cenazesindeki o yakışıklı çocuk. Bu defa giydiği kıyafet biraz değişmişti, yine de hala çok çekiciydi. Numarasını benimle değiştireceğine emindim. İnkar edememişti.

Neticede 1 haftada iki yakınımı kaybetmiştim. Nasıl vefat ettiklerinin bir önemi yoktu. Benim için önemli olan şey o yakışıklı çocuğun numarasını almış olmamdı. Bir dahaki görüşmemiz için plan yaptıktan sonra yanımdan ayrılmıştı.

Şimdi mezarlıkta bir başımaydım. Ablamın mezar taşına yaslandım. Kafamın içinde onun bana ''bunu neden yaptın?'' diye sorduğunu duyabiliyordum. Tek yapabildiğim gülümsemekti.

''Bunu, onu tekrar görebilmek için yaptım''  

Korku Zamanı - I see UHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin