*Kim Taehyung*
"Abi senin ne işin var burda ya ?"
Kendimi geri çekip içinde bulunduğum duygusal hislerden arındırmaya çalıştım, Jeon'u öpmek de neyin nesiydi kafayı yemiş olabilirdim gerçekten..
" Ne oldu Kim Taehyung, beğenemedin mi zamanlamamı? Ayrıca benim yerimde başka biri de olabilirdi bu kadar da dikkatsiz olunmaz ki ya.. Öpüşmeniz gerçekten romantikti baya gözlerim doldu ama ben açım ve biricik abine yemek hazırlamanın tam sırası şuan."
"Kaç yaşındasın sen abi, bir bak düştüğümüz duruma. Her boka atlamayı bırak artık burnunu sokma."
"Neden sinirlendin şimdi bu kadar. Öpüşmenizin bölünmesine mi sinirlendin ? Tamam o kadar aç değilim beklerim biraz devam edin."
Kendince triplere girip ortamdan uzaklaşırken sinirle direksiyona vurdum, sinirlendiğim şey abimin gelmesi mi yoksa biraz önce yaşadığım bana çok uzak olan duygusal ortam mıydı bilemiyorum ama içimde nedense tuhaf bir duygu vardı, kelebeklenme dedikleri hisse benzer ama bunun olmasını istemezdim. Zaten az çok ne anlama geldiğini de biliyordum, cidden... ah Jeon..
"Bay Kim ben-"
"Sen ne Jeon ? Sayende yakalandık yani. Bravo gerçekten."
"Neden bahsediyorsunuz siz, o kadar düzgünce saygımı bozmadan size derdimi anlatmaya çalışmama rağmen-"
"Bana niye derdini anlatıyorsun sen, ben senin terapistin falan mıyım? Patronunla arandaki ilişkinin nasıl olması gerektiğini bilmiyorsun galiba hala ve hala.."
"Üzgünüm."
Gözleri tekrar dolarken arabadan inip eve doğru adımladı ve arkasından bende indim aynı şekilde hareket edip birlikte içeri girdik. Banyoya çıktığını gördüğümde merdivenlerde ilerleyen yorgun bedenini ve kızaran yanaklarıyla yanağından akan gözyaşını görmeseydim ve lanet olası adlandıramadığım şu duygu yüzünden kalbim acımasaydı kendimi peşinden giderken bulmazdım belki de..
_____
*Jeon Jungkook*
Bazen gerçekten de neden böyle bir duruma hala katlanmaya çalıştığımı ısrarla neden hala burda kalmaya devam ettiğimi merak ediyorum. Ama bunun bir cevabı yok, maalesef ki buna verilen hiçbir cevap mantıklı olmayacak. Sadece istiyorum, hoşuma gitmese bile, kalbim kırılsa bile alışmak istemediğim bu durumlardan artık bıkmış olsam bile sırf o güzel anlar için o kadar çok istiyorum bu acıyı çekmeyi...
Banyoya girdiğimde duvara yaslanıp yere çöktüm ve kendimle konuşmaya başladım, artık delirmenin evrelerine geçiyordum galiba yavaş yavaş. Neyse ki içimdendi çünkü kapının aniden açılmasıyla, kapanması ve kilitlenmesi de bir olurken bunu yapanın Bay Kim olduğunu gördüğümde aklımdan geçen ilk şey buydu.
Yanıma çöktü benim gibi aynı şekilde duvara yaslandı ve saçlarımı karıştırıp kafamı göğsüne gömdü.
"Neden böyle yaptığımı bilmiyorum, bunun bir açıklaması da yok farkındayım ama sadece senden nefret etmediğimi bilmen gerek. Belki de gerçekten üstüne geliyorum, bunun farkındayım. Belki değil zaten öyle. Arabadayken öyle durduğunda.."
Saçlarımı okşuyordu nazikçe, kendimi bir an küçüklüğümde evimizin arka bahçesinde düştüğümde annemin beni yerden kaldırıp teselli etmesi, hamağa oturduğumuzda beni dizine yatırıp saçlarımı okşaması gelmişti. Beni incitmekten öylesine kaçınırdı ki bir an olsun üzülmemi istemezdi, en ufak sesini yükseltse bile hatalı olsam bile gelip hemen özür dilerdi, kıyamazdı bana hiç. Aslında annemi değil en değerli varlığımı kaybettiğimden o kadar buruk ki kalbim... O yüzden fazlasıyla hoşuma gidiyordu, tuhaf karakterine karşın nazik dokunuşları.
" Seni gerçekten ilk defa böyle gördüm gibi hissettim, benim sana olan davranışlarım tüm yaptığım saçmalıklardan sonra yüz ifaden hep buna benziyor ama bu kez daha bir farklı gibiydi. Sen bana öyle baktığında bir an gerçekten içimde bir şeylerin kırıldığını fark ettim, keşke benim gözümden görebilseydin kendini. Acıma duygusu değil aşırı sevme isteği geldi içimden cidden. Öyle bir anlatıyordun ki derdini. Sen napıyorsun dedim kendime, aptallaşma üzme artık bu çocuğu. Sonrasında sözünü bitirdiğin zaman daha fazla konuşursan daha çok canın acır diye öptüm seni, ortada bir suçlu da yok hem. Dudaklarının tadı gerçekten güzel pişmanlık duymadım ne öperken ne sonrasında. Ve sen de kırpkırmızı dudaklarınla öyle benim karşımda durursan siksen öpmeden duramam haberin olsun."
Kafamı kaldırdım ve gözyaşlarımı silip ağzımı araladım.
"Peki bana neden sinirlendiğinizin ve kızdığınızın bir açıklaması var mı, yada bir sebebi ? Neden böyle yaptığınızı sorduğumda bana verebileceğiniz mantıklı bir cevabınız var mı?"
"Sanırım yok. Bazen geliyorlar bana belki ondan, belki de hissetmekten korktuğum şeylerin başıma geldiğini fark etmemden..."
"Hissetmekten korktuğ-"
Tekrardan yapıştı dudaklarıma ve belimden tutup kucağına çekti beni, ayrılıp tekrar öptü ve tekrarladı bunu yapmayı.
"Mmm... Ba - yı - lı - yo - rum..."
Belimdeki oyuntuyu okşarken, gülümsemiştim aptal gibi.
"Ben gerçekten çok seviyorum bu dudakları ve patronun olarak senin canını okuyacağım bu kısa sürede beni bağımlın yaptığın için.."
"Bu durumda benim bir suçum yok ama siz bilirsiniz.."
Gülümsedi ve kucağından indirdi hafifçe sonrasında ise saçlarımı karıştırıp çıktı banyodan, ardından çalan telefonumla gülümsedim, şuan gerçekten tam sırası...
Devam edecek....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
kim taehyung the best decision I've taken in my life.
ParanormalDisiplin ve kuralları elden bırakmayan bir patron: Kim Taehyung Gururlu bir o kadar da kırılgan bir sex kölesi : Jeon Jungkook Sahtekar ve aynı zamanda sex canavarı bir ortak : Park Jimin (Min) Asil ve bir o kadar da durgun sert mizaçlı patron bir e...