26.Bölüm(2.Kısım)

5.4K 375 181
                                    

Bölüm Şarkımız: İzel/ Bebek

Bugün, Arda Akın'sız hayatının tam sekizinci günüydü

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bugün, Arda Akın'sız hayatının tam sekizinci günüydü. Cehenneme hoş gelişinin sekizinci günü de olabilirdi tabi. Zira onsuz hayatının cehennemden farkı yoktu. Oysa dün gibiydi her şey; Arda'nın kollarında, onun nefes kesen sözleriyle hayat bulurken yine onun kendisine yaraşır meydan okumasıyla hayattan kopmuştu. Ve Arda sahiden de sözünde duruyordu. Ama ya kendisi ? Yapamıyordu işte, onsuz nefes dahi alamıyordu! Hayata bırak bir yerden tutunmayı, başlayamıyordu bile. Her sabah korkarak açtığı gazetenin magazin sayfaları, TV kanallarındaki magazin haberleri ve kabustan öte olan rüyaları canına ot tıkıyordu resmen. Onu başkasıyla görürse ölürdü Çiğdem, dahası buna izin veremezdi. Arda ya onundu ya da onun!

Parmak uçlarını öptüğü dudağına bastırırken kısaca yutkundu. Dün uyanacak, kendisini görünce kızacak korkusuyla oradan istemeye istemeye kaçmıştı. Tabi bunda ileriye gittikleri ve her hatırladığında baştan aşağıya yeniden kızardığı o anlarda etkiliydi. Şayet kendinde olsaydı... olsaydı asla sonunu düşünmezdi. Orada, sorgusuz sualsiz ona teslim olurdu. Ama biliyordu ki genç adam düne dair kendisinin aksine hiçbir şeyi hatırlamayacaktı. Hatta aynı katılıkta kendisine karşı koyacak, direnmeye de devam edecekti. Elini kolunu bağlayan, çaresiz kılan da bu düşünceleriydi işte. Çiğdem'in boğazına da kalbine olduğu gibi bir bir yumrular dizildi. Arda Akın'dan başka gidebilecek bir yolu yoktu ki onun. Ondan başka yol iz nedir bilmezdi. O zaman neden burada oturup bekliyordu ki ? Birden ayaklandı. Kös kös oturup sızlandığı kabahatti zaten! Tekrar şansını deneyecekti ve bu kez korkaklık etmeyecekti. 

******

Karşı kaldırımda yeşil ışığın yanmasını bekliyordu. Havanın soğukluğundan dolayı yerinde zıplamaya başladı. Avuç içlerini ısıtmak için hohlarken beklenen an geldi ve karşıya koşturarak geçti. Mekanın içerisine kararlı adımlarıyla girdiğinde Çağrı'yı görmesi büyük şanstı. Müşterilerle ilgilenmesi sona ermiş olacak ki o da kendisine doğru geliyordu. 

'' Çiğdem, hoş geldin.'' Genç kızı bu saatte burada görmek, hele de dün olanlardan sonra epey şaşırtmıştı onu.

'' Hoş bulduk Çağrı,'' derken etrafı çekingen bir tavırla süzdü. İnsanların karşısında bu kadar aciz görünmek hiç adeti değildi ama kendisi zaten Arda Akınsız yörüngesini şaşırmış pusuladan farksız değildi ve onsuz her şeyi ama her şeyi istisnasız şekilde eline yüzüne bulaştırma potansiyeline sahipti. Aleyhine geçen her anda, onun izlerinin bıraktığı boşlukla kavruluyor, her geçen dakikada da kalbini, kullanıma müsait olamayacak hale getirecek kadar küle döndürüyordu. Fakat ne kendi yalvaran sesini ne de isyan çıkaran, vicdan azabı çeken kalbini bir türlü ona duyuramıyordu. Yardıma ihtiyacı vardı bu yüzden ve tek şansı da karşısındaki adamdı.

'' İşinden alıkoymadım inşallah.'' 

'' Yok, olur mu öyle şey. Geçsene,'' derken önlerindeki masayı oturması için işaret etti. Genç adamı kırmayarak sandalyeyi çekip kuruldu. İçecekleri gelince de Çiğdem kem küm etmeden konuya giriş yaptı. 

Ben Bir Tek Kadın Sevdim O da Sendin!(Tamamlandı) Bu Defa B'aşka Seri-1Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin