"Ava Max - Sweet But Psycho"
Na No Ra şarkının ismini duyar duymaz rapçi olduğu için üzülmüştü ve sinirlenerek Sumi'yi suçladı. Ben pek üzülmüyordum çünkü eğer çalışırsam şarkı da söyleyebiliyordum.
Herkes kendi çalışma odalarına dağılmıştı. Bize çalışmamız için üç gün vermişlerdi. Benim korkum yeterince hazırlanamamaktı.
Öncelikle merkez ve lideri seçmeliydik. Liderlik olarak ben ve Bo Ra aday olmuştuk. Hangimizin lider olacağına karar vermek için doğaçlama rap yarışması yapmaya karar verdik.
Doğaçlama yapmak için öncelikle kendime bir konu belirlemeliydim. Konum ne olmalıydı... Doğa. Şimdi üstüne biraz düşündüm ve aklımda küçük bir taslak oluşturdum.
İkimizde yeteri kadar hazır olunca kimin başlayacağını seçmek için taş kağıt makas oynadık. Ben kazandım ve Bo Ra'nın başlamasını istedim. Bo Ra'nın rapi kendisi hakkındaydı. Bo Ra rapini bitirdikten sonra ben başladım. En son diğer takım arkadaşlarımız kazananı seçti. Benim rapini daha çok beğenmişlerdi. Merkez için sadece Sumi aday oldu ve direkt merkez seçildi. Bizim dışımızda Hwang Yoo Na pek bir sessiz duruyordu.
Sıra geldi söyleyeceğimiz kısımlara. Şarkıda en hızlı olan yeri Bo Ra'ya verdik. Vokal kısımlarını Yoona ve Sumi aralarında paylaştılar. Bende şarkının son nakaratını ve bir kaç kısım daha aldım. Kısımlarımızı tek başımıza ve dinleyerek çalışmaya karar verdik.
Sıra geldi kareografiye. Grupta tek dansçı bendim o yüzden herkes bana bakıyordu. Bo Ra küçümsercesine baksa da o da bana bakıyordu sonuçta.
Öncelikle şarkıyı çalıp bitkaç kez dinledik. Ayağa kalkıp şarkı eşliğinde birkaç hareket denedim. Kareografimizin güçlü olmasını istiyordum ve diğer grup üyeleri de bana katılıyordu. Ben de elimden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyordum.
Benim gösterdiğim hareketleri beğenmişlerdi. Yine de eklemek istedikleri, akıllarına gelen bir hareket olup olmadığını sordum.
Herkes fikrini ortaya koydu ve kareografimizi biraz daha geliştirdik. Fakat hala çok fazla eksik vardı. Bu eksiği dansçı olarak benim kapatmam gerekiyordu.
Bize verdikleri çalışma günlerine bu gün dahil değildi. Ama herkes bu gün çalışmaya başlamıştı.
Dağılmak için karar verdiğimizde saat altı buçuktu. Herkes birbirine veda ederek odadan çıkıyordu. Ben biraz daha çalışmak istediğim için daha fazla kalacaktım.
Odadan en son Yoona çıktı. Benim durduğumu görünce "Sen gelmiyor musun?"
"Hayır, burada kalıp biraz daha çalışmak istiyorum."
"Yalnız başına korkmayacak mısın? Ben olsam korkardım."
"Hayır, korkmam. Müzik çalacağı için sorun yok."
"İstersen seninle kalabilirim."
"Teşekkür ederim, gerek yok dinlenmen gerek."
"Evet, ama senin de dinlenmen gerek."
"Evet, fakat kareografiye yarına bırakırsak çalışmamız çok zor olacak."
"Evet, haklısın. Ama bende sana yardım etmek istiyorum." dedi samimi bir sesle."
"Fark etmez, sen bilirsin."
"O zaman kalıyorum. Hem ben pek iyi dans edemiyorum kareografiyi önceden öğrenmem size yetişmemde yardımcı olur."
"Peki."
Yoona kenarda oturup beni izlemeye koyuldu. Ben de müziği açıp hareketler sergiledim. Her seferinde farklı dans ediyordum ki hepsini süzgeçten geçirip en iyi kareografiyi elde edebileyim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Seven Times
FanfictionDünya'nın en ünlü şarkıcıları, bir idol grubu. Hepsi farklı uyruktan ama çok iyi anlaşıyorlar. İçlerinden biri de türk. İşte bu onun hikayesi... Başlangıç: 19.11.2019 Bitiş: ---