ZAMAN

20 5 0
                                    

ftmcerenblbl
Zaman… deyince uzun uzun düşünürüm. Yine öyle oldu. Kalemimden dökülünce kelime durdum, bekledim. Ne denir ki buna diye düşündüm. Sevdiğimiz, sevmediğimiz bütün anılarımızı, insancıklarımızı, üstesinden gelemediğimiz ne varsa dediğimiz her şeyi teslim ettiğimiz kaçırılmış bilet. Zamana ne kadar güveniyoruz hiç sorgulamadan bıraktığımız  hallolacak işlerimizi o hiç göremediğimiz dipsiz çukurunda kaybolduğu yerin sahibi. Umutlarımız ve hayallerimiz içinse erken rezervasyon. Eminiz çünkü olacak; halledeceğiz, yetiştireceğiz bütün planlarımızı o randevulaşılan tarihte. Kaçırdık mı gidemedik mi, cömert zaman bize bir randevu daha verecek. Sonra, sonra bir randevu daha. İllaki olacak o hiç buluşulmayan tarihte bizim bütün isteklerimiz. Bu da ne mi ? İşte bu da zamanın bize küçük bir şakası. Küçük bir bebeği güldürmeye çalışırken ki gibi oynadığı bir saklambaç oyunu. Aslında hep orada değil de aynı zamanda. Bize bağlı, ne kadar orada olduğunu görmeye istekli olmamıza. Kaçmak yerine kovalamamıza. Diyorum ki kendime; ne kaç ne de kovala zamanı. Sadece kabul et. Varlığını gücünü ve anladığında onu en iyi arkadaşın olabileceğini. Kabul et dünyanın yelkovana iple bağlı döndüğünü. Ne çok hızlı dönmesini iste ondan ip kopacak mı korkusu yaşama ne de çok yavaş. Yavaş dönmesini isteme ki diyorum sana içirmesin melankoliyi. Gel otur demesin. Kendince bir ayak uydurup yürüdüğün mısralarda nokta koymasın. Konuşurum bazen böyle kendimle zamana virgül koyduğum hislerle. Biraz ağır çekime alırım onu, yavaş yavaş çekin beni. Her zaman hızlı pozlar vermeye halim olmuyor ne de olsa. Ya da istemiyorum, bilmiyorum. Sadece istemediğimden de olabilir her şeyi tembellikte aramamak lazım ama. Tembel de sayılmam ki zaten. Topaç çevirirken uzun uzun beklerim orada. Bana çocukluğumu gösterir, ilk çizdiğim resmi sonra ortaokulda girdiğim sınava gider oradan da dün yediğim dondurmaya mesela. Demiştim işte sana tembel değilim ben, olabildiğince çeviririm topacı canım istedikçe. Bazen de bu defterin yanına kitaplığa bırakıveririm. Ama o ben bıraktım diye durmaz. İki gün sonraki çay partime gider oradan sosyoloji sınavıma oradan da kahve yaparken bulur kendini. Ben dururum yerimde, yatarım yatağımda ama o deli gezgincidir. Anıların esintisinde yelken açar gezer. Zaman… benim arkadaşım, sırdaşım, yoldaşım. Tanıdın mı onu ? Beni gördüğünde yanımdaki haline benziyor mu ?

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Apr 05, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Yeşil kalemler Deneme Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin