•5•

902 159 178
                                    

Geçen bölümün bildiriminin gelmediğini duymuştum. Okumadıysanız haber vereyim dedim.

İyi okumalar, muah 💋

***

Yatağımda uzanıyordum yine. Rahatsız edecek kadar beyaz tavanı izlerken düşünüyordum. Hiç hatırlamadığım annemin özlemiyle tutuştum; huyunu bilmediğim kadından yardım dilendim tüm gece. Onu istedim yanımda. Bana kocaman sarılmasını ve beni her şeye rağmen kabul etmesini... Jessica'dan farklı olsun istedim sadece. Bana onu hiç söylemeyecek birini istedim hayatımda. Hiç katil olmamışım gibi, hiç babamı öldürmemişim gibi davranacak birini hayal ettim. Üvey değil, gerçek bir anneydi bu halay ettiğim. Kimsesizliğimi, hastalığımı, katil olduğumu saçımı okşamasıyla unutturacak, orta yaşlı bir kadın; annem.

"Babasını bıçaklayarak öldüren biri ne kadar saf olabilir?!"

Dudaklarımdan bir hıçkırık koptu ve karıştı karanlığa. Neden burada olduğumu, neden ona güvendiğimi sorgulamak istedim; fakat yapamadım. Jessica'nın haklı oluşuydu, kalbimi hücrelerine ayıran. Hastalığım beni bir canavara dönüştürmüştü. Hayallerimin ardında yaşayamadığım gençliğim boy gösterdi zihnimde; dudaklarımın arasından sıyrılan minik bir hıçkırıkla beraber. Gözlerimden akan yaşlar boynumdan süzülürken sıkıca kapattım gözlerimi. Taşıyamıyordum; ağır geliyordu gerçekler.

"Seok..."

Taehyung'un adımı seslenmesiyle kendimi tutup ağlamamak istedim. Gizlice, kendi köşemde akıtmak istedim göz yaşlarımı. Fakat yapamadım bunu. Onun sesini duymamla beraber daha çok ağlamaya başladım. Daha çok döküldü yaşlar gözlerimden; hıçkırıklarım ardı ardına geldi.

"Duymamış gibi yap Taehyung." dedim canım acırmış gibi. "Göz yaşlarım akıyor yalnızlığıma, durduramıyorum."

Taehyung'un hiçbir şey demediğini duyduğumda yavaşça bir nefes verdim. Buraya geldiğimden beri koca bir dolmuşluk vardı yüreğimde... Onları azaltmaya çalışıyordum sadece. Nefes alabilmek için bir aralık açmaya çalışıyordum. Kimsesizliğime göz yaşlarımı ekledim ve arkadaş ettim onları.

***

Hemşirenin tekinin kapıma vurmasıyla araladım gözlerimi. Bana ilaç içmemi söylemesiyle uykulu gözlerimi ovuşturup umursamazca kafamı salladım. Dün gece yine olaylı geçmişti ve oldukça uykusuz hissediyordum. Jessica'nın bana kurduğu cümle, Taehyung delisinin San ve Wooyoung denilen iki herifi seviştirmesi ve benim o ağlayışım... Ağlamamı Taehyung'un duyuşu aklıma geldiğinde suratımı buruşturdum. Daha geleli sadece birkaç gün olmuştu fakat delinin tekine her yanımı göstermiştim.

Çekmeceyi açıp ilacı elime aldığımda dün de ilacımı almadığım aklıma geldi. İlaç kutusundan bir ilaç çıkarıp ağzıma atacakken durdum. Jessica'nın dediğini yapmak istemeyen tarafım ağır basarken; hareketsiz kaldım bir süre. Elimdeki ilaç vücuduma girmek için beklerken kendimi o ilacı pencereden dışarı atarken buldum. İlaç kutusunu tekrar çekmeceye koyup kapattım. İki gün ilacı almazsam bir sorun olmazdı.

"En fazla tekrar kabus görürüm." diyerek kendi kendimi ikna ettikten sonra omuzlarımı silktim. Gece ağlamış olmayı kafama takmamaya karar verdiğim an, kapım açıldı. Kapıyı bile çalmadan içeri girmeyi kendine lüks bilen Taehyung'u gördüğümde gözlerim büyüdü.

"Tanrım, kabus şimdiden başlamış olamaz." diye söylendiğimde Taehyung bana anlamayan gözlerle baktı. Sanki kendi odasıymış gibi ilerledikten sonra yatağıma oturdu.

KÜL OLMUŞ HAYATLAR -TAEJIN-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin