Yss-12

269 2 1
                                    


Barın önünde durmuş Gayeyle tartışıyodum. "Kızım mızıkçılık yapma işte ya"

"Gaye bana sinemaya gidicez dedin barda nerden çıktı! Hem benim böyle yerleri sevmediğimi biliyosun!"

"İlla bi olay yapınca yani?"
Doktorun dediğine göre burası öldüğüm bar değil ama...

"Gaye bak gerçekten buraya girmek istemiyorum". "Kızım iyice ev kuşu oldun. Ne okula gidiyosun ne dışarı çıkıyosun biraz kafa dağıtsak fena mı?"

"Gaye beni anlamaya çal-" arkadan Alperin gelmesiyle lafım kesildi. Onun burda ne işi var

"Gaye onu ikna edebilceğini sanmıyodum nasıl ikna olduda geldi" dedi Gayenin yanaklarında öperken

Bunlar hangi ara bu kadar yakınlaştılar. Bi ara okula uğrasam iyi olcak galiba.

"Sinemaya gitceğimizi söyledim" dedi bana pis pis sırıtarak

"Çisem" omzuma dokunan ellerle irkilip arkama döndüm "Enes" sen demi burdasın?

"Geldiğine şaşırdım açıkcası sen böyle yerleri pek sevmezsin"

"Evet bende çok şaşkınım" "Ama yine de geldiğine sevindim. Seni bayadır görmüyorum ve senin için endişeleniyodum."

Bir adım atarak aramızdaki mesafeyi kapattı. Mavi gözleri o kadar parlaktıki gözlerimi alamıyodum.

Dolgun dudaklarına bi gülümseme kondu. "Bugün seninle konuşabilmeyi umut ediyorum." off ben konuşma adamı değilim diye kaçkez söylüycem

"Hadi artık içeri girelim" Alperin arkadan söylenmesiyle konuşmamız bölündü ve içeri doğru yürümeye başladık.

Kapıya doğru giderken biri arkamdan sıkıştırıyordu ve bu fena halde sinirimi bozuyordu. Tam ağzımı açıp arkama döncektim ki olaya Enes müdahale etti. Çocuğa daha önce hiç görmediğim bi bakışını attı ve o bakış beni bile burda korkuttu.

Kollarını omzuma sarıp rahat bi şekilde ilerlememi sağladı.
Burda kolları arasında kendimi güvende hissediyodum.

Enesle en son ne zaman böyleydim. Çok uzun zaman olduğunu biliyodum. Ama şuan onun sıcaklığı ve rahatlığıyla daha dün gibi gözümün önünde canlanıyodu.

İlkokuldaydık. Aynı mahallenin çocuklarıyız Gaye, Enes, Alper ben hepimiz beraber büyümüştük.

İlkokula başlıycağım yıllar ailemi yeni kaybetmiş ve istanbula da yeni gelişimdi. İlgisiz yengem, babamın birikimlerinin üstüne yatan amcam ve her fırsatta beni sıkıştıran kuzenlerim.

Bütün gün dışarı çıkar kimsenin görmediği bir yere gidip ağlardım. Bir gün kafamı kaldırdığımda mavi gözleri ve sarı saçlarıyla bana acıklı gözleriyle bakan çocukla karşılaştım.

" Niye ağlıyosun?" diye soruşu hala kulaklarımda. Yanıma çömelmiş gözlerini bana dikmişti. "Biri sana soru sorduğunda cevap vermelisin" demişti ve küçük ellerini çenem kaldırıp bana dünyada gördüğüm en güzel gülümsemeyi göstermişti

Küçük kısa kollarıyla bana sarılmıştı. İçim bir anda o kadar ısınmıştı ki. O sıcaklık kalbimin bi köşesinde hala .

Sonra omzuna yavaşça vurup " Bir daha ağladığında burayı ödünç alabilirsin" demişti. O gün akşama kadar omzunda ağlamıştım. Orta okula kadar omzunu ödünç alaniliyodum.

Ama ondan sonra bi daha konuşmaz olmuştuk...

Sıradan çıkınca hızla Enes i kenara çektim. Afallamış bi şekilde bana baktı.

"Ödünç alıcak bi omuza ihtiyacım var!" dedim sesim titreyerek. İlk önce şaşkın gözlerle bana baktı sonra bakışları yumuşadı ve omzunu patpatlayarak kollarını iki yanına açtı.

Kafamı omzuna koyduğumda kendimi çok daha iyi hissediyodum. Tanrı aşkına burda Enes ten bahsediyoduk. Bu çocuk ağladığımda bana en iyi gelen şeydi. Şimdi ondan kaçamazdım ondan yıllardır hoşlanıyodum ve ondan böyle kaçamam bunu yapamam.

Ona ihtiyacım var...

"Şimdi konuşabiliyoruz işte" dedi ve elleriyle kafamı sıvazlayıp bana sıkıca sarıldı. Yüzümü omzuna göndüm ve derin bir nefes aladım.

Ona sarılmam beni azda olsa rahatlatmıştı. Onu bu kadar özlediğimi bilmiyodum. Ona sarılmayı gülüşünü görmeyi...

"Şimdiye kadar nerdeydin?" dedim sessizce .Ortaokula geçtiğimiz de yavaş yavaş benden uzaklaşmaya başlamıştı. Liseye geçtiğimizde ise hiç konuşmuyoduk. Gözlerimiz ne zaman bi araya gelse hemen kaçırıyodu.

Şimdi ne olmuştu da aramız böyle olmuştu?

"Ben tam bi aptalım. Sadece küçüklüğümüzden beri hep beraberdik ve ben biraz da kendim olmaya çalıştım"

Dedikleri ne kadar saçmada olsa anlamıştım... Her zaman ağlayan bi kızla nasıl normal bir arkadaşlık kurabilirdiki.

"Ama bunun ben olmadığımı anladım. Ben senden uzak duramıyorum Çisem." Sonra hafif gülümseyerek bana bakarak "Omzumu ödünç almanı seviyorum" dedi

"Aramız düzelmeye başlamıştı sonra o gün beni öptün ve sonra benden kaçtın-"

Lafını yarıda kesip "Senden hoşlanıyorum" dedim bütün cesaretimle

Dudaklarına bi gülümseme yerleşti "Bunu söylemen için ne kadar bekledim bilemezsin" dedi ve beni belimden çekti.

Ellerimi omuzlarına koydum. "Sen mi ben mi?" diyip dudaklarına uzandım hamleme karşılık verip beni kendine çekti.

Dudaklarımız birleştiğinde nefes alıyomuyum bilmiyodum ama bu yaşamaktan da öteydi arafta sıkışıp kalmak gibiydi ne ilerliyodum ne de geri dönebiliyodum.

Yine seni seçerdimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin