Bir Hayalimiz Var (kore)

İyiki varsın

Cansu'nun ağzından;
Bu çocuk çok güzel öpüşüyor. Bir dakika daha önce sevgilisi olmadıysa nasıl bu kadar iyi olabilir. Bunu sormayı kafamda biryerlere not ettim.
Sonra tavşanıma odaklanmaya başladım. Bir anda kucağına aldı ve ayağa kalkıp küvetin duvarına yapıştırdı. Canım acımıştı ama pek belli etmemeye çalıştım sadece ağzımdan çok küçük bir inleme çıkmıştı. Jungkook bunu duymuş olacak ki dudaklarımı çekeleyip daha fazla ısırmaya ve hızlanmaya başlamıştı.
Beni yere indirdiğinde dudaklarımdan hala ayrılmamıştı. İç çamaşırlarımı çıkardı ve küvetin içine oturdu. Beni de çekerek kucağına oturmamı sağladı. Fazlaca heyecanlanmıştım çünkü aramızda hiç birşey yoktu.
Nasıl mümkün oldu bilmiyorum ama daha sert öpmeye başlamıştı. Bir anda "sürtün" kelimesi döküldü dudaklarından. Ne olduğunu anlayamadan belimden sıkıca tuttu ve ileri geri gitmemi sağladı. Ona yardımcı oluyordum. Derin derin hırlamaya başlamıştı. O hırladıkça üzerimdeki elleri sertleşiyor ve daha da sıkılaşıyordu. Tekrar kucağına alıp ayağa kalktı. Dudaklarımdan ayrılmadan suyu kapattı ve küvetten çıktı.
Odaya gittiğimizde beni yere indirdi. Bileklerimden tutup kafamın üzerinde birleştirdi. Ona dokunamamak canımı sıkıyordu. Kollarımı kurtarmaya çalıştıkça daha sıkı tutuyordu.
Benden ayrıldı ve "canını yakmamaya çalışacağım ama kendimi ne kadar tutabilirim bilmiyorum. O yüzden şimdiden özür dilerim bebeğim" dedi ve o anda içime girdi.
Rahat edememiş olacak ki yatağa uzandı ve beni üzerine çekti. Hareketleri hızlanırken canımın çok yandığını hissettim. İkimiz de nefes nefese kalmıştık.
Kaç posta oldu bilmiyorum ama ortalama 3 saat sonra ayrıldık. İkimize de yetmemişti sadece yorulmuştuk.
Jungkook ikimiz de otururken dudaklarıma kapandı ve uzun bir öpüşme meydana geldi. Ayrıldığında gözlerime derin derin baktı. "seni seviyorum, benimsin, benim olarak kalacaksın dedi ve sonra aklına gelen şey ile duraksadı. "Yarın işe gitmemiz gerekiyor o yüzden uyuyalım" dedi.
Kafa salladım kısa bir öpücük kondurup dolaptan pijamalarımızı çıkardım. İkimiz de giyindik ve saçlarımızı kuruttuk. Sonra yatağa girdik. Aşık olduğum adamın kollarında uyumak hayal edemeyeceğim bir şeydi. Ama oldu...
Sabah uyandığımda içerden mis gibi kokular geliyordu. Mutfağa gittim ve gördüğüm manzarayla ağzım açık kaldı. Jungkook un altında sadece boxer vardı. Üzerinde hiçbir şey yoktu ve bir önlük takmıştı.
Biscolata erkeğine benzediğini söylemiş miydim. Yavaşça arkasından yaklaştım ve poposuna bi şaplak attım. "off yavrum hepsi senin mi, biraz da bana ayır" dedim.
Bu söylediğim çok komik gelmişti ve ortalama 15 dakika süren bi kahkaha krizine girmiştim.
Sakinleştiğimde "bunun bedelini sikilerek ödeyeceksin" diyen adamı burnumun dibinde görmüştüm. Küçük bi çığlık attım ve soğuk bir su içtim.
Hazırladığı kahvaltıyı zıkkımlandıktan sonra masayı toparladık ve odaya geçtik.
İkimiz de kıyafet seçmeye çalışıyorduk. En sonunda kendimize göre bir şeyler bulmuştuk.

Jungkook'un kıyafeti;

Cansu'nun kıyafeti;

Giyindiğimde dikkatimi çeken tek şey jungo nun görmesine rağmen sesini çıkartmaması olmuştu. Bunda bi bokluk var ama hadi hayırlısı.
"hazırsan çıkalım" dediğinde ağzım açık bit şekilde onu izliyordum. Sadece kafa salladım ve kapıdan çıkarak asansöre bindik.
Yine sakince aşağıya indik, arabaya binip kemerlerimizi bağladık.
Şirkete vardığımızda jungkook arka kapıdan otoparka girdi, arabayı park etti.
Cam kapıdan şirketin içine girdik ve tekrar asansöre bindik. Ne çektim ben bu asansörlerden ya. Sevmiyorum arkadaş korkuyorum inadına inadına her yere asansör koyuyorlar. Bir merdiven koyun da insanlar biraz spor yapsın. Sonra neden herkes obez. Al işte bundan.
Neyse kapılar kapanır kapanmaz jungkook üzerime yürüdü ve duvarla arasına aldı. Tek eliyle belimi tutup kendine çekti. "seni kıyafet konusunda uyarmak istemiyordum ama sanırım bi dersi hak ettin. Yanımdan ayrılırsan veya gözden kaybolursan senin için hiç iyi olmaz bebeğim. Lütfen uslu dur ve babacığı sinirlendirme. Bilirsin sertimdir. En az tae kadar sertimdir" dedi.  Ben ise  yutkundum ve kafa salladım.
Bi anda dudaklarına yapıştım. Tek bacağımı onun bacağına doladım ve eteğimin açılmasına izin verdim. Bacaklarımı okşayarak özel bölgeme doğru ilerledi. Orada durduğunda dudaklarına boğuk bir inleme sundum.(bir asansör kalmıştı. Hayır bende kaşınıyorum resmen)
Dudaklarımı bıraktı ve boynumu sertçe emmeye başladı. 2 dakika sonra asansör kapısı açılacaktı ki benden ayrıldı. Aynadan baktığımda hemen morardığını fark ettim.
Uzaklaşmasına müsaade etmeden arkasından koştum ve elini tuttum. İstediğini elde etmişcesine sırıtıyordu.
Küfür mırıldandım ve o sırada stüdyoya girdik. Bugün yeni albümün çekimleri vardı.
Sesler çoktan kaydedilmişti.
Biz girdikten 30 dakika sonra Şimal ve Taehyung da girdi. Ama 10 dakika sonra Taehyung şimal'i  kolundan tutarak sürüklemeye başladı. Ne olduğunu anlamadım ama çıkar yakında kokusu. (kim bilir yine ne yaptı benim zeki arkadaşım)