22

2K 200 153
                                    

"Gri Lady'nin bizimle konuşacağından emin miyiz?"

Draco, her zamanki gibi şüpheci yaklaşıyordu. Harry gözlerini devirdi. "Biraz iyimser ol, Draco."

Sarışın çocuk koridorun boş olmasını fırsat bilerek diğerlerinin önüne geçip geri geri yürümeye başladı. "Eğer tüm Ravenclawlar onu tanıyorsa neden diadem şimdiye kadar ortaya çıkmadı? Biraz araştırdım, diadem ölene dek Rowena Ravenclaw'daymış ve saklandığı yerin sırrı ölümüyle birlikte mezara gömülmüş."

Bu konuşmaların sürerken, Gri Lady'yle konuşmak için Ravenclaw kulesine gidiyorlardı. İkizler aralarında değildi. Son Quidditch maçı için antrenman yapıyorlardı.

Finale şaşırtıcı bir şekilde Slytherin ve Gryffindor kalmıştı. Şaşırtıcıydı çünkü Ravenclaw bu sene herkesin favorisiydi. Oyun stratejileri mükemmeldi ve herkes onların kazanmasını bekliyordu ancak Gryffindorla olan maçta bozguna uğramışlardı.

Gryffindor'un arayıcısı şans iksiri içmiş gibi snich'i çok kısa bir sürede yakalamıştı. O sırada Ravenclaw 50-0 kazanıyordu, sahada Gryffindor'a resmen göz açtırmıyorlardı. Ne yazık ki daha fazla sayı yapmaları için zamanları olmamıştı.

Hermione "Tüm Ravenclawlar onu tanımıyor." dedi bilmişçe. "Herkes onu Ravenclaw kulesinin hayaleti Gri Lady olarak tanıyor. Ayrıca, o araştırmaları ben de yaptım, ama hiçbirinde kızıyla ilgili bir şey yazmıyordu."

Harry, ikisinin de fazla araştırmacı olduğu ve birbirlerine fazla yakıştıklarıyla ilgili yorum yapacaktı ki, aklına başka bir şey takıldı. "O halde siz nasıl tanıyorsunuz?" diye sorguladığında Hermione sevimli bir gülüş takındı.

"Luna'yla bir kez arkadaş olduğunda gerisi kendiliğinden halloluyor."

Sarışın kız utanarak bakışlarını kaçırırken Harry gülümsemişti. "Evet kesinlikle öyle bir etki bırakıyor." diye mırıldandığında diğerlerinin duyduğunun farkında değildi.

Geri geri yürümeyi bırakarak Harry'nin yanına geçmiş olan Draco çocuğun dedikleriyle sırıttı. "Nasıl bir etki, Potter?"

Harry, gözlerini panikle açarken bir an yürümeyi bıraktı ancak anında kendini toparlamıştı. "Şey, şey gibi... Sanki yanında her şeyi konuşabilirmişsin gibi. Güvendeymişsin gibi."

Açıkça itiraf etmesinin tek nedeni kızla aralarındaki ilişkinin arkadaşlıktan fazlası olduğunu hissettirmekti. Luna'dan hoşlanıyordu ama böyle giderse kız onu sadece arkadadaş olarak görürdü, bir şeylerin değişmesi gerekiyordu.

Sarışın kız daha fazla kızarırken Draco ve Hermione hazırlıksız yakalandıkları sözlerle birbirlerine şaşkınlıkla bakmışlardı.

O sırada koridorda bir zırhın devrilmesiyle yerlerinde sıçradılar. Draco, neler olduğunu anlayınca gözlerini devirdi. "Çık ortaya, Peeves."

Önce neşeli bir kahkaha duyuldu, sonrasında hortlak tam önlerinde belirivermişti.

Harry, konunun değişmesi işine gelerek sordu. "Senin Filch'in peşinde olman gerekmiyor muydu Peeves? Diğer herkes derste."

Hortlak yan yatar bir pozisyonda başını eline yaslamışken havada bir çember çizerek döndü. "Yanlış! Siz derste değilsiniz!"

Harry işaret ve orta parmağı arasında tuttuğu küçük kağıdı kaldırırken sırıtıyordu. "Biz izinliyiz." Severus Snape'in yakınları olmak elbette büyük ayrıcalıktı. Son dersleri iksirdi ve iksir ustası onlar için izin kağıdı yazmıştı. Aynı zamanda Hermione ve Luna için de izin kağıtları hazırlamıştı.

Lord PotterHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin