three

1K 72 13
                                    

'Bay Lee. Sözleşmeyi yenilediğinize göre yarınki programınız...'

'Bay Lee'nin yarınki ve ondan sonraki günkü programlarını iptal et.'

'Peki, efendim.'

Sekreter odadan çıktığında ayakta duramadığım için oturduğum koltuktan Jaehyun'a sert bakışlarımı gönderdim.

'Hâlâ acıyor mu?' diye sorduğunda dudağını büzdü. 'Yıllardır yapmadığını nereden bilebilirdim ki? O kadar dardın ki bir an girdiğim an geleceğimi sandım.'

Edepsizce konuşmasına yüzümü buruştururken yanıma geldi ve beni kendine çekti.

'Özür dilerim güzelim ama bir inat yüzünden milyonlar kazandığın şirketle anlaşmanı bitiriyordun. Hem para kazanmaya devam ediyorsun hem de ikimiz de bu anlaşmayı yaparken çok eğlendik. Öyle değil mi?'

'Beni zorunda bıraktın.' dedim onu iterken. 'Benden uzak dur çünkü bu anlaşma bittiğinde artık senin için çalışmayacağım ve bu süre içerisinde de seni görmeyeceğim bile.'

'Benden cidden bu kadar mı nefret ediyorsun Taeyong?'

Yüzüne baktığımda ifadesiz bir şekilde bana baktığını gördüm.

'Senden nefret etmiyorum. Sadece yaşanmış bir şeyler oldu ve bitti Jaehyun.'

'Seni bırakıp 4 seneliğine Amerika'ya gittiğim için bana sinirlisin.'

'Değilim.'

'Sinirlisin. Senin güzel vücudun için tasarladığım şeyleri başkalarına giydirdiğim için sinirlisin.'

Ona baktığımda ciddi görünüyordu.

'O 4 senede satan kuyafetlerimi kimin vücudunu düşünerek yaptım biliyor musun Taeyong? Sadece seninkini. Çünkü ben sözlerimi daima tutarım ve tasarladığım kıyafetleri sana giydireceğimi söylemiştim. Ve artık giydireceğim.'

Bir sekreter gelip konuşmamızı böldüğünde Jaehyun'un bir buluşması olduğunu söyledi. Oturduğum yerden kalkmaya çalıştığımda belime ve arka tarafıma ani bir ağrı saplanırken Jaehyun beni yakaladı.

'Ben Bay Lee'yi eve bırakırken müşteriyi oyala Dae-hwa! Sana güveniyorum.'

Sekreter kafasını salladığında Jaehyun beni kucağına aldı ve asansörle otoparka indirdi. Arabasına beni küçük bir bebekmişim gibi koyup arabayı sürerken gülümseyerek ona baktım.

Belki de onu hâlâ sevmek o kadar da kötü bir fikir değildi.

Jaehyun eve kadar girip beni yatağıma yatırdığında onu kolundan tutarak durdurdum.

'Taeyong, müşterilerle görüşmem gerekiyor. Cidden çok önemli.'

Elimi orasında gezdirirken alt dudağını kemirerek gözlerini bana dikti.

'Yaramazlık yapmanı istemiyorum.'

'Ama göremedim bile.'

Dudağımı büzdüğümde Jaehyun dayanamayıp yanıma gelirken altını çıkardım. Damarlı uzun penisini yıllar sonra ilk defa gördüğümde nefesim titredi.

Jaehyun saçlarımı okşuyordu.

Dilim ucuyla buluştuğunda Jaehyun inleyerek kafasını arkaya attı. Küçük bir kedi gibi penisi yaladıktan sonra ağzıma soktum. Gerçekten tarif edilemez bir tadı vardı.

Jaehyun benim hızlanmamı sağlarken bir yandan da kendini zor tutuyordu. Dişim yanlışlıkla kenarlarından birine sürttüğünde inleyerek ağzımdan çıktı ve kendini yatağa bıraktı. Ona şaşkınca baktım.

'Ağzımı becermeni istiyordum.-'

'Ben... Bir an istemeyebileceğini düşündüm.'

Jaehyun üzerini giyip saçlarımı okşarken uyuyakaldığında gülümsedim. Bana o sözleşmeyi imzalattığı gün gibi Jaehyun'u her iş toplantısında zor durumda bırakmayı kafama koymuştum ve istediğim şeyi de yapacaktım.

Ona baktım. Gerçekten de ben küçük bir kedicik, o da benim sevimli babacığım gibiydi. Jaehyun'un beni bırakması yaptığı en büyük hataydı ama şimdi hatasını telafi ediyordu ve ben telafi etme biçiminden hoşlanmıştım.

chanel | jaeyong ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin