Bay Egoist-12.Bölüm

230 7 1
                                    

Selim masadan kalktıktan sonra epey düşündüm. Anlatıldığına göre sevgilisi ölmüş ve o yatağını her gün başkasıyla süslemişti. Bunun manası neydi ki? Bu duyduklarımdan sonra şüpheyle baktığım Emir'e ekstra bir şüpheyle bakmaya başlayacaktım. Zil, derse girmem gerektiğinin ikinci kezinde çalıyordu. Düşüncelerimden sıyrılarak oturduğum masadan kalktım. Arkamı dönmemle karşımda bana öfkeyle bakan Emir'i görmem bir oldu. Gözlerine bakıyordum. İçinde bana bir yerlerden tanıdık gelen pişmanlığı görüyordum. Öfkesi pişmanlığını bastırmaya çalışsa da, ben bunu çok net görebiliyordum.

"İstemiyorum" dedi dişlerini sıkarak. Tahminimce eş zamanlı olarak yumruğunu da sıkıyordu.

Gözlerim doluyordu ve ben sebebini kestiremiyordum. İçimdeki tarif edemediğim kırgınlığı susturarak tek kaşımı kaldırıp gözlerine bakmaya devam ederek "Neyi?" diye sordum.

"Selimle konuşmanı." dedi net bir sesle.

"Seni hiç ilgilendirmez" dedim en burnu havada halimi takınarak.

"O iyi biri değil, Azra" dedi.

"Ne tesadüf" dedim üstü kapalı bir şekilde. İkisi de birbirini kötülüyordu. Ama biri haklıydı.

"Ben bir kötülüğünü görmedim" dedim arkasından.

"Bunu görmeni ben de istemem zaten" dedi. İşte gözlerindeki nefret ve pişmanlık tamamen belirgin bir hal almıştı. Bunu öyle saklayamıyordu ki, ben ona inanma gereği duyuyordum.

Birden tüm bu bildiklerimden ve tüm konuşmadan sıyrılmak istedim.

"Neyse ne, derse geç kaldım" diyerek elimin tersiyle omzunu ittim ve hemen arkasındaki merdivenlerden üst kata, sınıfıma çıktım. O da ardımdan gelmişti. Sınıfa beraber girdik ve o sınıfın sol köşesindeki yerini, ben ise sağ tarafındaki yerimi aldım.

#####

Öyle böyle derken aradan iki ay geçti ve bende evime alıştım. Selim iki ay içinde sadece iki kez evime gelmiş olmasına rağmen okulda bana ayrı bir ilgi gösteriyordu. Tenefüslerin çoğunda kızlarla olduğum kadar, onunla da takılıyordum. İster istemez yakınlaşıyorduk. Bir şeyler hissediyor gibiydik ama adı kesinlikle aşk değildi. Hatta bir keresinde okulun arkasında sigara içiyorduk ve birden elini belime koyup beni duvarla kendi arasında sıkıştırdı. Tesadüf ki Cemre de o an sigara içmeye gelmişti ve Selim'in tüm arzuları yok olmuştu.

Cemre.. Sessiz bir kızdı ve bildiğim kadarıyla sadece bir kişiye aşık olmuştu. Aşık olduğu kişi çocukluk aşkıydı. Bir kaç anısını anlatmıştı fakat kim olduğunu asla söylememişti. Üstelik başka bir sevgilisi de olmamıştı. Cemre kelimenin tam anlamıyla içine kapanık bir kızdı.

Aradan geçen bu iki ay içinde annemle sevgilisinin ilişkisi nihayet bitmişti. Tam da evliliğe attıkları adımla mutlu olacaklarını, ondan kurtulacağımı düşünürken nikahtan 1 hafta önce adam annemi terketmişti. Annem eve dönmek zorunda kalmıştı ama ben onun yanına dönmeme konusunda kararlıydım.

Emir.. Onunla birbirimize arada bir bakmaktan başka hiç bir şey yapmamıştık. O ve ben sınıftaki köşelerimizi ve birbirimize olan suskunluğumuzu koruyorduk.

#####

Bir okul çıkışı sonrasında Selim'le bir şeyler yapmaya karar verdik. Sinemaya gitmek istedik. Vizyonda güzel bir aşk filmi vardı. Ama ben aşk filmi, hele de Selim'le aşk filmi izleyecek kadar kendimi şuursuz ve duygusal hissetmiyordum şu an. Gişenin önündeki üç kişilik sıraya girdik ve önümüzde duran çiftin kendi aralarında seçtiği filme iki tane bilet aldık. Romantik komedi konulu bir filmdi. Ortalardaki koltuğumuza geçtik. Mısır sevmediğimden bir şey almadık yanımıza. Film başladı, ilerledi, ilerledi ve Selim sonunda kolunu omzuma attı. Dönüp ona "Ne yapıyorsun?" dercesine baktığımda sağ elini de üst üste koymuş olduğum bacağımın arasına koydu ve baldırlarımı okşamaya başladı. Yüzümde onun sıcak nefesini hissediyordum. Gözleri dudaklarıma kilitlenmişti. Evet, bu anı engellemeyecektim. Bu anı yaşayacaktım. Dudaklarına olabildiğince yaklaştım ve tam dudaklarımız birbirine değecekken kolumda beliren sızıyı fark ettim. Kolumu sıkan kişi beni koltuğumdan hızla kaldırdığında Ayaz'ı ve ardında duran Gizem'i gördüm.

Ne alaka diye düşünsemde kolumdaki sızıya odaklandım ve soran bakışlarımı Gizem'in üzerinden çekip Ayaz'a baktım.

Hiddetle "Ne yapıyorsun ya? Bıraksana kolumu" diye bağırdım.

Salondaki izleyiciler yüksek sesle huysuzlanınca beni Ayaz'ın çekiştirerek salonun dışına çıkarmasına izin verdim.

"Sen ne yaptığını sanıyorsun?" diye çıkıştım yüksek sesle.

Gizem Ayaz'ın yanında duruyordu ve bir elinde de mısır vardı. Karışmıyordu Ayaz'a. Kaşları çatıkta değildi. Merakın verdiği sinirle yerimde duramıyordum.

Selim "Ne oluyor Ayaz?" diyerek Ayaz'ın kolunu tuttu sonunda.

Ayaz Selim'in kolunu tutan eline sert bir şekilde baktığında Selim elini Ayaz'ın üzerinden çekti.

"Düş önüme, gidiyoruz" dedi Ayaz beni kolumdan tutup çekiştirerek.

Ona döndüm ve "Kelimelerine, hareketlerine dikkat et. Seni pişman ederim" dedim. Gizem'e baktım ve "Bizimle gel Azra" diye mırıldandığını duydum. Selim'in  Ayaz'ın karşısında bile dimdik duramadığını, bana yapılan bu hareketlere karşı gelemediğini fark edince Ayaz ve Gizem'le gitmeye karar verdim. Selim'e sinirli bir bakış atarak hızla dışarı çıktım.

Arabaya bindiğimizde Gizem ön tarafa oturdu. Aynadan Ayaz'a baktım ve "Beni bir felaketten kurtarmışsınız" diyerek bakışlarımı Gizem'e çevirdim. "Tabi, ne işiniz varsa orada" diyerek de iğneledim.

İkisi de ses çıkarmıyordu. Bu kez "Nereye?" diye sordum.

Ayaz aynadan bana bakıp "Emir'e" dedi.

Bay Egoist.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin