⚓Taehyung uyuyamıyordu. Gece geç bir saatte aniden uyanmıştı ve bir daha da gözüne uyku girmemişti.
Başını sağa doğru çevirip sessizce uyuyan Jungkook'a baktı. Dudakları hafif aralıktı ve usulca nefes alıp veriyordu. Bir başyapıt gibi görünüyordu.
Taehyung kendini çok tuhaf hissediyordu. Daha dün gece su altındaydı, bir balık kuyruğu vardı ve pembe Haliptylon yatağında uzanıyordu.
Şimdi ise tamamen bir insan bedenindeydi. Farklı bir ortamdaydı. Karanlık ve her tarafı Jungkook gibi kokan odanın içinde, Jungkook'un yatağında, Jungkook'un yanında yatıyordu. Düşündüğü şeylerle kalbi hızla atmaya başlarken tekrar yanındaki bedene döndü. Bu olanlar gerçek miydi?
Ellerinden biri göğsünün üstüne giderken deli gibi atan kalbini avucunun içinde hissetti. Ayağa kalkmak istiyordu ama bunu başarabileceğinden pek emin değildi. Uyuyamıyordu ve gün aydınlanana kadar öylece bekleyemezdi.
Ellerini yatağa sabitleyerek bedenini öne doğru ittirdi. Başını yataktan kaldırabilmişti ama vücudu ona çok ağır geliyordu. Su altındaki gibi değildi.
Dirsekleriyle yataktan destek alıp oturur konuma geldi. Oturmayı yeni öğrenen bir bebek gibiydi. Bedeni yana doğru devrilecek iken elini yatak başlığına dayayıp bunu engelledi. Taehyung başının döndüğünü hissediyordu.
Karanlık odada bir süre gözlerini gezdirdi. Gördüğü boydan ayna onu gülümsetirken bir an önce ayağa kalkmak ve kendine bakmak istiyordu. Nasıl göründüğünü merak ediyordu, üstelik bu kıyafetlerle de hiç rahat etmiyordu. Alışması uzun sürecek gibiydi.
Ayakları yere değerken bu his ona çok tuhaf gelmişti. Ayaklarını bir süre yumuşak halıya sürttü. Ardından bedenini yataktan kaldırmaya çalıştı. Olmadı. Bir daha denedi. Bedenini taşıyamıyor gibi hissediyordu.
Sıkıntıyla bir nefes verdi. Aynaya bakmayı çok istiyordu.Aklına gelen fikirle gülümsedi. Dizleriyle oraya kadar gidebileceğini düşündü. Aklına yatan bu fikirle yataktan kalkmak için eğildi. Tam o sırada ellerini nereye koyacağını bilemedi ve sert zemine dizleri üzerine düştü. Çıkan sesle söylenmeden edemedi.
"Ah, Tanrım!"
"Taehyung?"
Jungkook'un sesini duyduğunda halıdaki bakışlarını arka tarafta ona hayretle bakan bedene çevirdi.
"Üzgünüm, uyandırdım."
Jungkook hızla yattığı yataktan kalkıp beyaz saçlının yanına geldi. Kollarından tutup onu yeniden yatağa oturttu.
"Taehyung, gece gece ne yapıyorsun sen?"
Elleriyle Taehyung'un uzun saçlarını kulağının arkasına sıkıştırıp güzel yüzünü ortaya çıkardı. Korkudan kalbi çarpıyordu. Ona bir şey oldu diye çok korkmuştu.
"Ben sadece kendimi görmek istedim." Masumca odanın köşesindeki boy aynasını işaret etti.
Jungkook onun bu haline karşı gülümsemeden edemedi.
"Neden sabahı beklemedin, güzelim?"
Taehyung, Jungkook'un ona söylediği kelime ile gözlerini kırpıştırdı.
Yanakları hafiften ısınırken farkında olmadan saçının bir kısmını parmağına dolayıp oynamaya başladı.
"Şey, uyuyamadım. Çok sıkılıyordum."
Tam o esnada büyükçe esnediğinde Jungkook onun daha ne kadar tatlı olabileceğini düşünüyordu.
"Pekâlâ, seni uyutmamı ister misin?"
Jungkook'un sorusuyla Taehyung anlamayarak ona baktı. Ne yapacaktı ki? Birisi nasıl bir başkasını uyutabilirdi Taehyung anlam verememişti.
"Nasıl yani?" Diye sordu şaşkınlıkla.
Jungkook yanındaki bedeni yatağa yatırdı ve kendisi de tekrar yanına yattı. Jungkook'un sert göğsü Taehyung'un koluna değerken beyaz saçlı nefesini tuttuğundan bir haberdi.
"Şimdi senden gözlerini kapatmanı istiyorum."
Taehyung hemen dediğini yaparak gözlerini kapattı. Sessizce Jungkook'un ne yapacağını beklerken ikisinden de çıt çıkmıyordu. Sonra kulağına kısıkta olsa hoş bir melodi geldi. Ardından Jungkook'un meleksi sesini duydu. Jungkook ona şarkı söylüyordu. Sesi neredeyse duyulamayacak kadar az tondaydı fakat yakınlıklarından dolayı Taehyung onu duyabiliyordu.
Gözlerini açıp ona şarkı söyleyen çocuğa baktı. Jungkook ona tekrar gözlerini kapatmasını söyledikten sonra Taehyung gülerek gözlerini kapatmıştı. Beline sarılan kollar ve kulağının tam dibindeki naif ses onu daha fazla ayık tutamadı.
⚕️
Sabah olduğunda beyaz saçlı yanağında hissettiği dokunuşla gözlerini açtı. İlk başta güneş ışığından dolayı gözleri acısa da kısa sürede geçmişti. Yan tarafına döndüğünde gördüğü onu izleyen bedenle bir süre gözlerini kırpıştırdı.
"Günaydın Taehyung."
Yanağında dolaşmaya devam eden parmaklar ve Jungkook'un yüzündeki bir türlü silinmeyen gülümsemeyle ince örtüyü kafasına kadar çekip yüzünü gizledi. Jungkook onun bu haline gülerek eğlenirken örtüyü üzerinden çekmeye çalıştı. O aşağı çektikçe Taehyung yukarı çekiyordu. En sonunda örtüyü Taehyung'un bacaklarına kadar indirdi.
"Jungkook ne yapıyorsun?" Taehyung sahte kızgınlığıyla sorduğunda Jungkook onun üzerine çıkmıştı. Taehyung kaskatı kesilmişti. Bu çocuk ona ne yapıyordu?
"Asıl sen ne yapıyorsun?" Jungkook ona karşılık söylediğinde ağırlığını vermeden Taehyung'un üzerinde durmaya devam ediyordu. Ona etten bir duvar örmüştü.
Gözlerini kavisli dudaklarda gezdirip tekrar gece mavisi gözlere çıkardı.
"Şey," dedi Taehyung. Nefes alamıyormuş gibi hissediyordu.
"Kalbim çok hızlı atmaya başladı. Üzerimden kalkar mısın?"
Jungkook gülerek başını sağa sola salladı.
"A-ama neden? Öleceğim." Taehyung masumca söyledi.
Jungkook ise istifini bozmadan dirseklerini Taehyung'un iki tarafına koydu. Burunları birbirine değerken beyaz saçlının nefesini tuttuğunu fark etmişti.
"Önce yapmam gerek bir şey var."
Taehyung bunun ne olduğunu soramadan hissettiği yumuşak dudaklar ile anında gözlerini kapatmıştı. Jungkook'un sıcacık dudaklarını ikinci hissedişiydi.
Ellerini Jungkook'un boynuna çıkarıp istemsizce onu kendine bastırdı.
Alt dudağı Jungkook'un dişleri arasında dans ediyordu."Jungkook?"
Jungkook ıslak bir sesle Taehyung'un dudaklarından ayrıldı.
Annesi onu çağırıyordu.
"Ah, olamaz." Bedenini Taehyung'un üzerinden kaldırdı ve yatakta dik konuma geldi.
"O kim?" Taehyung tedirginlikle sordu. Tanıdığı ve güvendiği tek insan Jungkook'tu. Bu evde ondan başka biri daha vardı.