Kai içeriye girdiğinde duyduğu çığlıkla içerdeki üçlüye ne yapıyorsunuz dercesine bakıyordu. Üçlü kai'nin elder linda ile gittiğinden beri içerde on dakika boyunca şokta kalmışlardı. Eva azda olsa kendisine geldi ve kai'ye sesi titreyen bir şekilde
'' k-kai sen... altı elementin hepsine sahipmisin '' diye sordu eva zar zor konuşarak. Kai bunu bildiklerine şaşırıp '' siz bunu nerden öğrendiniz'' diye sordu. Sonya kai'nin sorusuna elindeki kağıttı ona uzatıp '' kai bunu elder linda düşürdü. Üzerinde senin ders programın , seviyen ve elementlerin yazıyor... bu doğru mu'' diye kai'yi cevapladı sonya. Kai başını olumlu anlamda salladı ve'' bakın bu konuyu müdire helen ilede konuştuk ve bu bilgiyi kimsenin bilmemesini istedi '' dedi ve öldürme isteği taşıyan aurasının küçük bir kısmını yayıp '' ama eğer bunu birilerine anlatıcak olursanız sizin bu hisetğiniz öldürme arzusunun gerçeğini yaşatırım'' dedi kai otoriter bir şekilde. Üçlü kai'den yayılan öldürme arzusunu hissetikleri anda kendilerini cehenemde sandılar. Onlar bugüne kadar hiç kimseyi öldürmemişti o yüzden kai'den hissettikleri bu öldürme arzusunun küçük bir parçası onlara sanki cehennemdeymiş gibi geldi. Üçlü tamam anlamında hızlıca kafalarını aşağı yukarı salladı. Kai bunu gördükten sonra onların yanına gidip
'' inanın size birşey yapmak istemiyorum ama kötü davranışlar karşısında sessiz kalamam... evet şimdi bana odamın nerde olduğunu söyleyebilirmisinniz.'' Diye sakin ve cana yakın bir şekilde konuştu kai. Zack kai'nin bu kadar hızlı ruhsal değişimine şaşırsada kai'ye beni takip et diyip eliyle ışaret yaptı ve ikili merdivenlerden yukarı çıktı. Zack kaiye '' kai senin odan soldan ikinci oda '' dedi eliyle koridordaki odalardan birini gösterip. Kai teşekürler diyip odasından içeri girdi. Odada bir yatak, çalışma masası ve dolap bulunuyordu. Kai odanın içinde biraz gezindikten sonra aşağı salona indi. Üçlü kai'nin geldiğini görünce suskunlaştılar.
Bunu gören kai '' bakın benim altı elementim olabilir ama bende sizin gibi bir inasanım ve daha on yaşındayım ve inanı bu yaptığınız hiç hoş değil'' dedi üzgün bir şekilde. Zack yaptığı şeyin saçma olduğunu anlayıp '' kusura bakma kai. Sadece senin yaydığın auranın etkisinden çıkamadık ve o yüzden bu şekilde davrandık.'' Dedi hatasını anlayıp konuşan zack. Eva ve sonya'da aynı şekilde özür diledikten sonra kai tekli koltuklardan birine oturup '' bakın ben birlikte yaşadığım insanlarla bana karşı güvensizlik duymasını istemem o yüzden merak ettiğiniz bir şeyler varsa çekinmeden sorabilirsiniz '' dedi.
Kai gerçekten böyle düşünüyordu. Sonya kai'nin söylediklerinden sonra kendinde cesaret toplayıp '' peki kai sen nerden geldin ve nasıl bu kadar güçlü bir öldürme arzusuna sahip oldun'' diye hiç kekelemeden sordu.
Kai gelen soruya sakin bir şekilde '' ben sokakta büyüdüm sonya ve ailemi siz sormadan söyleyim hiç tanımadım. Bu kadar güçlü bir öldürme arzusuna sahip olmamın sebebi bir yıl boyunca ormanda avcılık yaptım'' dedi dürüst bir sekilde. Üçlü bu kadar çok şeye saşırdıktan sonra buna pek fazla şaşırmadı ama kai'nin sokakta yaşamış olmasına üzülmüşlerdi. Grup bir kaç dakika daha konuştuktan sonra kai sıkılmış bir şekilde '' bence bugünlük konuşma yeter... burda bana nerde dövüşebileceğimi söylebicek olan var mı'' dedi kai. Zack ayağıya kalkıp ilerde masanın üzerindeki bir kağıttı alıp kai'ye uzatıp'' kai bu akademinin dış saha haritası. İhtiyaçın olur diye. Evet burda bi dış saha arenası var ama dövüşler bugün var mı bilmiyorum'' kai arena kelimesini duyduğu gibi ayaklanıp '' hadi gidelim o zaman '' dedi heycanlı bir şeklilde. Üçlü kai'nin bu kadar şaşırmasına aldırmayıp arenaya doğru gitmeye başladılar. Aranaya varan grup görevlinin yanına gittiler. Kai görevliye ''dövüşmek istiyorum''
Diye söyledi. Esmer bir bir yetmiş beş boylarında hafif göbeği olan adam ''içeri gir çoçuk ama sakat bırakmak yasaktır '' diye söyledi. Kai gitmeden önce '' öldürmek serbest mi '' diye sordu. Görevli kai'nin ölümüne dövüş istemesine şaşırdı ama belli etmedi ve '' karşı tarafta kabul ederse evet'' dedi. Içeri bir tek kai girdi üçlü seyirci kısmına geçti. Arenada şuan bir tek dövüş yapılıyordu. Arena yüz elli metre genişliğindeydi ve izleyici kapsitesi on bin kişiydi. Arena antreman arenası gibiydi. Kai bunların dövüşünün çok sıkıcı olduğunu düşünüp dövüşün ortasına atladı ve '' benimle ölümüne dövüş yapın '' dedi. Dövüşleri kesilen ikiliden on beş yaşlarında gozüken sarışın bir coçuk '' siktir git burdan veled '' diye çıkıştı.
Kai onun kendisine küfrettiğini duyunca daha kimse anlamadan çoçugun kafasına yumruğu geçirdi. Sarışın çoçuk aldıgı yumruk darbesiyle elli metre uçup yerde sırtünmecsinucu durdu. Kai tekrar '' benimle ölümüne dövüşün ama ölümüne dövüşmeseniz daha kötü olucaktır sizin için çünkü ölüm sayesinde kurtulmuş olursunuz.'' Dedi ve diğer on beş yaşlarındaki siyah saçlı kahverengi gözlü çoçuga dönüp yüzüğünden bir kılıç çıkarıp saldırmaya başladı.
Kai çoçugun kılıçını daha kullanamadığı görünce ona'' eğer kılıç kullanmayı bilmiyorsan ve yinede kullanıyorsan çoktan ölmüşsündür demektir'' dedi ve güçlü bir saldırıya çoçuğun elindeki kılıç tutamayıp düştü. Kai çoçugun baldırına bir kesik attı ve çoçuk tek ayağının üzerine düştü ve bir çığlık attı. Kai esmer çoçuğu bırakıp sarışına döndü ve onunyerden kalkmaya başladığını gördü. Kai ona doğru yürürürken
'' ikinizinde seviyesi temel alemi 3.seviye ve bende öyleyim peki beni senden zayıf gösterip küfür ettirmesinin nedeni ne '' dedi kai.
Seyirciler yavaş yavaş çoğalmaya başladı çığlık sesinden sonra. Kai sarışının kalkmasına izin vermeden çoçuğun baçağına kılıçı batırdı. Sarışın çoçuk hissetiği acıyla birlikte bir büyük ve açılı bir çığlık attı ve yerde acıdan tepinmeye başladı. İzleyiciler on yaşındaki bir çoçuğun nasıl olurda bu kadar acımasız olduğunu düşünüyordu ama bilmiyolardı ki bu kai'nin daha yumuşak hali olduğunu.
Kai çoçuğun saçında tutup esmer coçuğun yanina kadar getirdi ve '' ölümüne dövüşü kabul ediyormusunuz '' diye konuştu ve iklinin cevap vermesini bekledi ama onlardan ses çıkmayınca kai'' siz bilirsiniz ama bu daha acılı olucağını anlıyacaksınız'' dedi. Kai esmer çoçuğun yerdeki kılıçını aldı ve esmer çoçuğun sol elini , sarışın çoçuğun sağ elini tuttu ve havaya kaldırıp kılıçı onların avuç içlerinden içeriye soktu ve diğer taraftan çıkarıp kılıçı orda bıraktı. ikili hisetigi acı ile birlikte hem ağlamaya başladılar hemde çığlık atıyolardı. Kai onlara bakıp '' ağlamıyı sizi sulu gözler'' dedi ve kendi kılıçını tam sarışın çoçuğun omzuna vurup bir kesik atıcağı sırada izleyicilerin arasından kızıl saçlı on sekiz yaşlarında gözüken bir yetmiş beş boyundaki bir çoçuk
'' eğer ona saldırırsan seni öldüresiye döverim. Ezra savaş akademisinde sen kim oluyorsunda böyle davranabilirsin. Sana hadini bildiricem'' diye bagırdı. Kai aklından yeni oyuncak diye geçirdi ve kılıçı ile sarışın çoçuğun omzuna bir kesik açtı. Bunu gören kızıl saçlı çoçuk arenaya atladı ve aurasını yaydı ve
'' eğer ona daha fazla zarar vermeseydin seni sadece döverdim ama şimdi seni tanınmayscak hale getirecem'' dedi. Eva, sonya ve zack bu çoçuğa üzülduler çünkü bu yaydığı aura kai'nin öldürme arzusunun tırnağı bile olamazdı ve çoçuğa açımayla baktılar. Kai çoçugun aurasını hissettiğinde kahkaha attı ve
'' dur sana gerçek bir öldürme arzusu nasıl hissetirir gösteriyim, bekle bekle bütün herkese gosteriyim '' dedi ve aurasını yaydı bütün arenaya.Kızıl saçlı çoçuk kai'nin dalga geçtiğini düşündü bütün arena gibi ama kai gerçekten aurasını bütün arenaya yaydı. Bunu başarmak için en az yüz yıl çalışılması gerekir ama şuan bütün arena bunu on yaşındaki bir çoçuk başardı ve hissettikleri öldürme isteğiyle hepsi ya bayılıyordu yada ağlıyolardı.
Kai bir tek ev arkadaşlarını bu auraya mağruz bırakmamıştı. Kai kızıl saçlı çoçuga dönüp aniden sinirli bir ruh hsline girip '' sen kim oluyorsunda benim dövüşümü engellersin HA!!''
Dedi. Kızıl saçlı coçuk yaptığı hatanın farkına varmıştı ve simdi bunun cezasını çekicekti. Kai kızıl saçlı çoçugun yanına yürümeye başlamışken ikilinin arasına gökten biri indi-----------------------------------------------------------
1150 Kelime
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DAO MUHAFIZI
FantasyKan kokusunun hava da net bir şekilde alındığı geniş bir ovada iki kişi hâlâ çarpışmakta idi. Etrafta sayısız ölü cesetler ve toprağı kırmızıya boyamış kan bulunuyordu. '' NEDEN... NEDEEEN'' Dedi. İhanete ilk kez uğramamıştı ama bu en acı vereni o...