(İki bölümü bir arada aldım. Nephrite'dan sonra Jupiter'e geçtim, bilginize)
4343 kelime ile iyi okumalar millet
443 yorum sonra yb
~~~
Zoisite, 'Naru Osaka, neden kara kristal bu kıza tepki veriyor? Bu aşkın enerjisi mi yoksa? Ah, ne kadar da komik. Sailor Moon onun adını biliyor.. Yani bu kız da onun asıl kimliğini biliyor olabilir..' diye sesli düşünen Nephrite'ı izliyordu ve öylece kara kristale bakıyordu. 'Demek Gümüş Kristal'in yerini gösteren kara kristal bu..'
...
Neyseki bu seferki hatırlatma fazla uzun sürmedi de çalışmaya devam edebildim.
'Kraliçem.. Hatırlatma için bir şey yapmayacak mısınız? Görmezden mi geliyorsunuz?'
"Hayır, ne zaman harekete geçeceğini bilmiyorum. Bu yüzden herhangibir plan yapmak anlamsız."
'..Nasıl isterseniz.'
Kitabın kapağını kapatırken Nephrite'ın, Naru'nun evine gittiğini öğrendim. 'Kara Kristal yine tepki veriyor.." Hızla yola çıktım. 'Gümüş Kristalin bir insanın içinde olması mümkün mü..'
'Ne? Böyle bir şey gerçekten olabilir mi Kraliçem?'
'Bilmiyorum. Umarım-'
'Ah hayır.. Gümüş Kristal bu kızın içinde değil.' diyen Nephrite resmen bana cevap verdi.
'Bilincinizde yankılanan Nephrite'ın sesi konuşmamıza engel oluyor. Ne kadar da sinir bozucu..'
Naru uyandı ve onu farketti. 'Bay Sanjoin!?'
'Masato Sanjoin sadece değişmiş halimin adı. Gerçek adım Nephrite. Sana daha fazla yalan söylemek istemiyorum..'
"Ne.."
'Lütfen yaklaşma. Sadece orada dur ve dinle. Harika bir kızsın. Sayende ilk kez aşkın ne olduğunu anladım. İçinde bulunduğum bu kötü organizasyonda sevgi diye bir şey yok. Birbirimize ihanet ederiz ve kendi kazançlarımız için birbirimizi öldürürüz. Bunun doğru olduğunu düşünüyordum ama sen gözlerimi açtın."
Yumruğumu sıktım. "Bu yalana ikinci kez kanmayacağım!"
'Ama Kraliçem.. Bu dedikleri çok içten-' diyen Luan, Nephrite'ın 'İşte bu yüzden kötülere karşı savaşmak için Sailor Moon'a katılmak istiyorum. Sailor Moon hakkında bir şey biliyorsan lütfen anlat' dediğini duyduğunda dilini yuttu. '..Geri alıyorum. Bu hiç de inandırıcı gelmiyor.'
'Özür dilerim.. Ama hiçbir şey bilmiyorum..'
'Bana güvenmiyor musun?'
'Hayır! Sana güveniyorum fakat gerçekten, hiçbir şey bilmiyorum!'
'Anlıyorum.. Bunu duyduğum için üzgünüm.' Karşı çatıdan evinin balkonuna baktığımda orda olmadığını farkettim. "Kahretsin geç kaldım.."
Camdan başka birinin yansımasını gördüğümde hızla önüme döndüm.
"Zoisite.."
Birkaç bina ötede, dev bir tabelanın arkasından onları izliyormuş. Arkasındaki üç yaratığa bir şeyler söyledi. Onlar ortadan kaybolduğu an
"Mükemmel bir fırsat.." diye mırıldandım.
Ellerimi uzattım. "Ne olacağı umurumda değil.. Cosmic Rain.."
Bir an saldırının ağırlığı yüzünden dengemi kaybetmek üzereydim ki reklam tabelası parçalara ayrılınca onun da işinin bittiğini düşünerek durdum, ellerimi dizlerime koyarak nefeslendim.
"Aha.. Kime niyet kime kısmet.."
"Ne kadar da ayıp.." Hızla arkama dönüp saldıracaktım ki bileğimi kaptı.
"Ama sen az önce.." diye oraya bakıyordum ki yüzümü kendisine çevirmemi sağladı.
"Beni o kadar kolay alt edebileceğini mi sandın gerçekten? Zavallı şey.."
"Bırak beni yoksa-" derken devamını bile duymadan bıraktı ve geriledi. "Asidinle ölmeyi ben de istemem zaten. İğrenç.."
"Gücümü nereden biliyorsun.."
"Nephrite'ı gözetlerken öğrendim diyelim. Peki ya sen beni nereden tanıyorsun?"
"Seni tanımıyorum. Yalnızca Karanlık Krallık'tan olduğunu anladım ve işini bitirmek için saldırdım. Kendini fazla özel sanma."
"Sen bana değersiz mi demeye çalışıyorsun!?"
Elimi belime koydum ve başımı kaldırdım. "Değil misin?"
"Seni.. seni kaba..! Kunzite-sama'nın seni tanıdığından emin olacağım! Bu sözlerini de ödeyeceksin! Ben sıradan biri değilim! Karanlık Krallık'ın en güzeliyim!"
"Kraliçen duymasın?"
"Yani Kraliçe Beryl'den-"
"Kunzite-sama'ya ne oldu?"
"Ve Kunzite-sama'dan sonra!"
Gözlerimi kıstım. "..Gerçekten mi?"
"...Aaah! Konuşma benimle tamam mı! Sinirimi bozuyorsun ve kaşlarımı senin için her çattığımda alnım kırışıyor! Seninle sonra hesaplaşacağız!"
"Beklerim."
Çiçek yaprakları arasında yokolurken 'Bu.. Ah.. Size ne denir bilemiyorum Kraliçem. Hem düşmanın karşısında dimdik durduğunuz için sevinçliyim, hem de kendisine bire-bir savaş ilanında bulunduğunuz için endişeli..' diyen Luan'a gülümsedim.
"Hadi ama endişelenme, onu sonra düşünürüz. Şimdi Nephrite'ı bulmalıyım.."
En yüksek binalara çıkmış şekilde etrafa bakarak ilerliyordum ki bir kavşakta gariplik olduğunu farkettim. "Şeytani bir aura.. Orada olmalı!"
...
Usagi de buradaymış. O Nephrite'ın burada olduğunu nereden biliyor?
"Demek Sailor Moon'un gerçek kimliği Usagi Tsukino'ymuş. Şimdi her şey anlaşıldı."
"Bekleyin bir dakika.. Ne!?"
"Ve Sailor Unknown, diğer adıyla Amaya Hideyo."
"Bekle iki dakika.. Ne?!" dedi Usagi benim gibi, birbirimize baktık ve aynı anda ekledik. "Senin kimliğini nereden öğrendi!?"
"Cidden artık bunun bir önemi var mı?" diye sorarak dikkat çekmeye çalışan Nephrite'a döndü ve ellerini kenetledi Usagi. "Lütfen kimseye Sailor Moon olduğumdan bahsetme! Tamam mı?! Lütfen lütfen lütfen~!"
"..Ne bakıyorsun Nephrite? Usagi gibi yalvarmamı görmek istiyorsan daha çok beklersin! Hiçbirinizden korkum yok ve Karanlık Krallık'taki hangi dostuna söylersen söyle! Haha. Tabii dostun varsa."
"Sailor Unknown.. Sen çok.. şeysin.."
'Cesur mu diyecek-'
"Aptal! Buna aptallık derler! Cesur aptal! Aptal cesur! Kimliğini nasıl bu kadar kolay-"
