Soğuk, çok soğuk... Üşüyorum. Ellerin yok ellerimde üşüyorum. Kollarımda sarılacak bir beden yok. Üşüyorum...
Kasım ayının tam ortasındayım. O kadar da üşümemem lazım aslında. Sonuçta şubat soğuğunda değilim. Sensizlikten olsa gerek bu kadar üşümem.
Evin yolunu tuttum zorla. Gitmek istemiyorum eve. Görmesin suratsız suratımı annem. Görürse üzülür çünkü o. Kıyamaz bana. Bilirim ben annemi. Sokaklar bomboş. Sessiz bir çığlık gibi. Aynı benim yüreğim gibi. Ellerim paltomun ceplerinde, gözlerim yerde, yürüyorum. Yürürken sensizliğin verdiği sızıyla üşüyorum.
Eve geldim. Anahtarım var. Sessizce gireyim içeri biraz dinlenince görünürüm anneme. Anahtarımı çıkarmak için elimi pantolonumun cebine attım. Orda yok. Üstümde aramaya başladım iki elimle. Hayır olamaz. Olması lazım. Yoksa sen gibi o da mı gitti benden. O da mı terk etti beni. Sanırım zili çalmak mecburiyetindeyim. Kapımızın önünde benden yaşlı olan paspasımızın üstüne geldim zili çalmak için. Birden aklıma, küçükken annemin dışarı çıktığında anahtarı bu paspasa emanet ettiği geldi. İstemsiz bir gülümseme belirdi suratımda. Belki dedim, belki yine buradadır anahtar. Hafifçe eğilip baktığımda, o anahtarın bana gülümsediğini gördüm. Tıpkı ben çocukken ki gibi. Aldım elime. Benden daha soğuktu. Belli ki üşümüştü. Sessizce açtım kapıyı. Hırsız gibi girdim kendi evimize. Hiç aklıma gelmezdi bir gün bu eve böyle bir giriş yapacağım. Açtım kapıyı, ayakkabılarımı çıkardım, terliklerimi giydim. Her zaman, ama her zaman bu rutin hareketi yapardım. Annem sağ olsun. İçerden en sevdiğim yemeğin, kapuskanın kokusu geliyordu burnuma. Sanırım birazcık sevindim. Evimizin sıcak havası sardı birden bedenimi. Oğlum dışarıda üşümüştür, gelince ısınır deyip iki odun daha fazla atmış belli ki annem. Bedenim ısınmaya başladı ama gönlümü senden başkası ısıtamaz ki benim. Anneme belli etmeden girdim içeri. Odamın kapısını sessizce açıp sessizce kapattım. Seni sevgilim olarak son kez gören kıyafetlerimi çıkardım üstümden. İçlerinde bana aldığın gömlek de vardı. Onu ayrı bir yere koydum. Seni hiç görmemiş kıyafetler giymek istiyorum bugün. Masamın on santim sağında duran aynaya baktım. Sensiz bir ben gördüm. Saçlarımda dışarıdaki rüzgarın eserini, yüzümde soğukluğun izlerini, ellerimde ellerinin eksikliğini gördüm. Kızarmış gözlerimi yanıyor sandı herhalde beynim, tazyikli göz yaşları gönderdi hemen. Ağlamak istemiyorum. Çünkü ağlayınca yine sen değecektin kalbime. Gerçi değmediğin bir anım bile yok. Neyse fazla uzatmadan annemin güzel yüzünü göreyim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZEHRA
RandomAmatör bir çalışmaydı. Deneme amaçlı yazmıştım. Tamamlamadan bitiriyorum. Herkese çok teşekkür ederim. Inşallah yenileriyle devam edeceğim...