Mafyanın Masum Aşkı

1.bölüm:ilk Karşılaşma

çok heyecanlıyım çünkü uzun zamandan sonra İstanbula gideceğiz . İstanbul'a en son 3 yıl önce gitmiştik orada 3 ay kalmıştık buna rağmen , ben oranın hem denizinin kokusuna , hem ruhuna aşık olmuştum. o şehir beni çekiyordu her ne kadar kalabalık olsada orada kendimi çok huzurlu hissediyordum.

Yarın yola çıkacaktık bu yüzden bavulumu toparlıyordum. Son kez aynada elbiselerimi üzerime tuttum , gözlerim gibi mavi olan dizlerimdeki elbiseyi ve siyah kot şort la üzerine göbeğime kadar gelen gömleğimi de aldım. Ardından bavulumun fermuarını çekerek kapını yanına bıraktım. kısa bir duş aldıktan sonra dişlerimi fırçalayıp pijamamı giydim. Tam yatağa uzandığım sırada telefonuma bildirim geldi. Telefonu elime alıp baktığımda elif'ten bir mesaj geldiğini gördüm

"ay kızım çok şanslısın ya, şimdi nasıl mutlusun'dur allah bilir."

"e tabi kızım yıllardır hasretini çekiyorum istanbulun. "

" Yaani istanbulu çok sevdiğini biliyorum ama sanırım yıllardır hasretini çektiğin bir şey daha var ya da birisi ."

" kim?! ay allah korusun, o egoist odunla bir daha karşılaşacağıma ölürüm daha iyi , hem öyle birşey söz konusu bile olamaz ."

" hmm öyle olsun . bak buna kader diyorlar neyin ne olduğunu önceden bilemezsin . Ama ben söyleyeyim yine de siz istanbul da tekrar karşılaşacaksınız bebeğim."

" pff tamam Elif gıcıklık yapma , beni istanbuldan soğutacaksın. Koca şehirde gelip de beni bulacak hali yok . Neyse hadi öptüm seni çok , Fatma teyzeme çok selamlar."

" tamam canım söylerim dikkat et kendine , bana foto at bol bol , öpüyorum , :* "

kulaklığımı açıp müzik dinleyerek yatağa uzandım. Ve Düşünmeye başladım , İstanbulu ve o çocuğu ...

ben İstanbula ilk gittiğimde , yani 3 yıl önce lise son sınıfa geçmiştim.şimdi ise üniversite 2 yi okuyacaktım. o çocukla babamın İstanbul'daki şirketinde karşılaşmıştım. Tam olarak şöyle olmuştu ; Ben babamın istediği kahveleri babamın odasına taşırken, o pislik egoist'se telefonuna bakıyordu ki şaak çarpıştık ,(klasik aşk dizisi sahneleri :d) ikimizin de üzeri kahve olmuştu.

daha sonra ben önüne bakmadığı için ağzıma geleni sayınca o egoist benim bileğimi kavrayıp sıkarak 'sen kendini ne zannediyosun, kimsin ki bana bu sözleri söylüyorsun'. demişti.
Ben elimi kurtarıp bileğimi sıvazlarken ( yine bi klişe ) 'kim mi hah sen benim kim olduğumu bilmiyor musun?, dur ben söyleyeyim ben Çınar yalçın'ın kızıyım,ne oldu dilin mi tutuldu öyle kalırsın işte! sizin gibi karşısındaki insanın kim olduğuna bakarak davrananlardan nefret ediyorum. 'deyip uzaklaşmıştım. bir daha da onu görmemiştim, zaten görmekte istemiyorum o öküzü. Gerçekten insanlar karşısındakini kim olduğuna bakarak yargılamamalıydı . ne yani eğer ben oranın çalışanı olsaydım beni işten mi attıracaktı ya da herhangi birşey . gerçekten böyle insanlardan iğreniyordum.

##
Ertesi sabah güneşin acıttığı gözlerimi açıp tavana bakarak gülümsedim, ardından telefona baktım saat 5:45'ti kahvaltıya 3 saat vardı. yataktan kalkıp elimi yüzmü yıkadım. Ardından zamanın geçmesi için elime bir Sherlock Holmes kitabı alıp okumaya başladım. Uzun bir süre kitabımı okuduktan sonra saate baktım saat 7:40 olmuştu birazdan kahvaltı edecektik . kapıyı açıp aşağı doğru inmeye başladım. Tam salona girmiştim ki şaşkınlıkla olduğum yerde kalakaldım. Gördüğüm kişiyle olduğum yerde kalakaldım. Ardından çığlık atarak koştum ve Sude'ye sarıldım.

" aaaa Sudeee, sen ne yapıyorsun Buradaaa "

Benim sayemde, ikimiz 'de koltuğa düşmüş ve birbirimize yılların hasretini çıkartırcasına sarılıyorduk. Bu anı bozan ise annem olmuştu.