jaebum kendine doğru yürüyen sevgilisine baktı. ya da, birazdan kocası olacak adama.
onca insan önünde evleniyor olmak değişik bir duyguydu. sonuçta bütün gözler üzerinizdeydi, ve bir kere evleniyordunuz, değil mi?
bir de yakın arkadaşlarının evcil hayvanlara gelinlik ve damatlık giydirip pasta yedirmeleri gibi saçma hareketleri olmasaydı mükemmel bir düğün olabilirdi.
eh, düğün salonu fazla kalabalıktı. arkadaşları, aileleri, akrabaları, tanıdıkları... çoğu kişi bu günü bekliyorlardı.
evcil hayvanlarına gelinlik ve damatlık giydirip onları da masalara oturtmaları biraz absürt kaçabilirdi, ama tabaktaki pastayı yalayan dalkyum ve coco hallerinden oldukça memnunlardı.
jackson ve mark milo'yu kucaklarına almış, bebek sever gibi seviyorlardı. bambam de tabaktaki balık için savaşan yedi kediyi ayırmaya çalışıyordu, ama nafile.
en sonunda jinyoung jaebum'un yanına geldiğinde ellerini onunkilere kilitledi. arkadaşları ve aileleri alkışla tezahürat yaparken nikâh memuru konuşmaya başladı.
"sen, im jaebum, park jinyoung'u sonsuza kadar kocan olarak kabul ediyor musun?" jaebum sevgilisinin gözlerine baktı.
o sırada tekmelenen düğün salonun kapısı misafirleri şok etmişti. içeri dalan pijamalı kihyun ve arkadaşları jaebum'a baktı ve,
"BU DÜĞÜN YAPILAMAAAZ!" dedi. herkes kapıya doğru bakarken gelinlik giymiş shownu, palyaço kostümlü changkyun, katil kostümlü jooheon ve absürt görünümlü diğerleri jaebum ve jinyoung'a doğru koşmaya başladılar.
"jaebum geliyorlar"
"görüyorum"
"aşkım vallahi geliyorlar"
"kaçsak mı lan"
"ne bekliyorsun lan koşsana orospu"
jaebum jinyoung'un elini tuttu ve konukların ve masaların arasından koşarak geçtiler, ve kapıdan çıktılar.
ikisi de damatlıkla deli gibi koşarken katil kostümlü jooheon ve üstü ketçap içinde olan wonho arkalarından koşuyorlardı.
"JAEBUM ARKAMIZDA SERİ KATİL VAR AĞĞĞĞĞ"
"AŞKIM KORKMA"
"NASIL KORKMAYAYIM ÖLECEĞİZ LAN"
"AŞKIM KORKMA"
"SUS LAN PİÇ, ÖLÜP GİDECEĞİZ DİYORUM"
wonho bağırdı. "JİNYOUNG!! BEN SENİ ÇOK SEVMİŞTİM SEN BANA NEDEN BÖYLE YAPTIN LAN" jinyoung wonho'ya döndü.
"DÜŞ LAN YAKAMDAN MAHALLE KEKOSU YETER YETER YETEEER!!"
wonho anın üzüntüsü ve yorgunluğuyla kendini yere fırlattı. "jooheon.. beni.. bırak.. sen.. git.. jinyoung'a.. onu.. sevdiğimi.. söyle.."
jooheon "üzülme karşim, o iş bende" dedi ve koşmaya devam etti. "JAEBUM GEL LAN BURAYA PİÇ!"
...
mark elindeki pastayı changkyun'un yüzüne yapıştırdı. "LAN SEN KİM KÖPEKSİN BENİM ARKADAŞLARIMIN 11 YILDIR BEKLEDİKLERİ DÜĞÜNÜ BOZUYORSUN LAN!?"
"MARK ANLASANA AMINA KOYAYIM, PLAN BENİM PLANIM DEĞİL, BEN YARDIMCIYIM!!" jackson changkyun'a yumruk attı. "SEN KİMİN AMINA KOYUYORSUN LAN?! PİÇ?!"
changkyun gözünü tuttu ve yerdeki king'i aldı. "ULAN AMINA KOYAYIM BENİM B-" "SEN KİMİN AMINA KOYUYORSUN DEDİM LAN?!"
bambam changkyun'un kucağında gördüğü kedisini aldı ve diğer kedilerini koyduğu calvin klein çantaya koydu.