Omzuma dokunan el ile gözlerimi araladım. Meral teyze tepemizde bize bakıyordu.
"Bir yerleriniz tutulacak uyanın artık." Kafamı sağ tarafa çevirince hala aynı pozisyonda yatan Melis'i gördüm. Usulca kafamı sallayıp Meral teyzeye döndüm.
"Güzel kızım Melis'ide al eve gidin siz. Buralarda harap olmayın. Hem annemin durumuda iyiye gidiyor."
"Emin misin Meral teyze. Kalabiliriz. Sıkıntı değil."
"Yok kızım. Gidin siz. Yorulmayın. Hem Melis'te dünden beri çok ağladı. Kafasını dağıt biraz." usulca kafamı salladım.
Sağ tarafıma dönüp Melis'i dürttüm. Kafasını kaldırmadan gözlerini açtı. Nerede olduğunu anlayınca kafasını kaldırdı. Bana dönünce küçük bir tebessüm bahşettim. Şiş gözleriyle o da tebessüm etti.
Ellerini ellerim arasına alıp
"Doktor anneannenin iyi olduğunu söyledi. Annende seni buradan götürmemi istedi."
"Hiç bir yere gitmiyorum. Burada kalıcam."
"Güzelim burada kalmak bir şeyi değiştirmeyecek. Eve gidelim güzelce dinlenelim sonra tekrar geliriz."
"Söz mü?"
"Söz." Kafasını sallayarak ayağa kalktı. Biraz ilerimizde bulunan bankların yanına gidip annesine sarıldı. Bir şeyler söyledikten sonra yanıma geldi. O gelince ayağa kalktım ve birlikte merdivenlerden inip dışarıya çıktık.
Hava buz gibiydi. Dünkü kar şiddetini azaltmamış bugünde yağmaya devam etmişti. Milli Eğitim Bakanlığı da tekrar tatil etmişti. Buz gibi havayı içime çektim. hafif bir ürpermeden sonra açılmıştım.
Sağ tarafımda her zamanki gibi atkısını gözüne kadar çeken elleri ceplerinde bir adet Melis ne yaptığıma bakıyordu.
"Neden hiç atkı takmıyorsun?"
"Sevmiyorum. Hem yüzümü kaşındırıyor hem de boğulma hissi veriyor." Kafa sallayarak dediğimi onayladı.
Köşede boş bir taksi görüp hızlıca oraya yöneldim. Melis'te peşimden geliyordu. Taksinin arka kapısını açıp Melis'e yer verdim. Bindikten sonra da ben de yanına bindim. Taksiciye kendi evimin adresini verip arkama yaslandım.
Dışarıyı izleyerek eve geldik. Yolculuk boyunca Melis pek konuşma taraftarı değildi. Ben de onu yalnız bıraktım.
Taksi durunca parasını ödeyip indik. Birlikte eve girdik. Saate baktım daha erkendi. Öğlen bile olmamıştı. Montumu çıkartıp mutfağa girdim. Kendi çapımda güzel bir kahvaltı hazırlayıp Melis'i çağırdım.
Üstünü değiştirip benim kıyafetlerimi giymişti. Pijamanın paçaları yeri süpürerek içeri girdi. Masayı görünce gülümseyerek oturdu.
"Ooo birileri kendini geliştirmiş."
"Abartma istersen alt tarafı yumurta kırdım."
Gülümseyerek ekmeğini yumurtaya bandı. Güzel ve sessiz geçen kahvaltıdan sonra masayı topladık. İçeri geçip ikimizde kendimizi farklı koltuklara attık.
Melis'in çalan telefonu ile kafamı o tarafa çevirdim.
"Tamam... Merinlerdeyiz biz... Hava soğuk hiç dışarı çıkarım yok. Siz gelin buraya... Tamam. Bekliyoruz... Görüşürüz."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÇOCUKLUK ARKADAŞIM ((GxG))
Teen Fiction"Bana bir söz ver. ASLA BENİ BIRAKMAYACAKSIN."