Felsefe Taşı

2.soru; sen kimsin?

"Ne zamandan beri konuşuyoruz Ahmer?"

"On bir Eylül, İki bin on dokuzdan beri."

"Bu ne kadar demek?"

"Dokuz ay, sıfır hafta, bir gün, yirmi dakika."

"O kadar oldu mu be?"

"Yirmi bölüm oldu."

"Okuyucuların azalmasına şaşmamalı."

"Bir de sen paylaşılmamış konuşmalarımızı da ekle ve ne oluyor bir gör."

"Çok acımasızsın Ahmer."

"Acımasız olan ben değilim."

"Ben miyim yani?"

"Senin buradaki suçun fazla merak ve öyle olmasan da sırf beni konuşturmak için bir cahil gibi davranman."

"Peki, kitabı bir kavga ile mi kapatacağız?"

"Oh, yani artık sorularından kurtuluyorum?"

"Cevaplar bittiğinde neden olmasın?"

"Bu hiçbir zaman kurtulamayacağım mı demek oluyor?"

"Cahillik ölünce biter."

"Repliklerin yerini değiştirme."

"Senin yanında dura dura böyle oldum Ahmer."

"Neyse, en azından okuyucular bizden kurtuluyor desene."

"Kim bilir, belki yarın bir an tekrar geliriz."

"Siz takılmayın ona, gelmeyeceğiz."

"Geliriz."

*Ahmer fısıldar* -Ondan bir şekilde kurtulacağım, yani beklemenize gerek yok.

"Seni yazdığım için duyabildiğimi biliyorsun değil mi?"

"Ah, ödül ister misin?"

"Biz gidiyoruz millet."

"Sonunda gidiyoruz."

"Görüşürüz."

"Görüşmeyiz."

"Görüşeceğiz."

"Neden el sallıyorsun ki, seni göremiyorlar."

"Bazen bazı gerçekleri bilmek için görmeye gerek yoktur."

"Ben farkında olmadan beynine format mı attım senin?"

"Öyle mi dersin?"

"Bilmiyorum, ama sanırım bunu yanlış tarafından yapmışım."

"En son bizi yirmi kişi dinlemiş Ahmer."

"Yani?"

"Yani bu demek oluyor ki el salladığımı tahmin edebilecek kişi sayısı on da üçtür ve bu da altı kişi eder; yani el sallamam için geçerli bir sebep."

"On da birdir."

"On da üç."

"On da bir."

"Hadi on da iki olsun, siz söyleyin millet hanginiz el salladığımı tahmin etti?"

"Ah bir de sorularına onları da bulaştırma kurtulamazlar, kurtulamazsınız."

"Nereden biliyorsun senin kadar sorulardan hoşlanmadıklarını?"

"Bilmiyorum, bundan önce onları tanımam lazım. Sahi onlar kim?"

"Ben de bilmiyorum..."

"Harika, bilmediğimiz insanlara sorduğumuz şeye bak."