'Edebiyatta öz, güzel, latif, ince anlamlı, kolayca
hatırlanan, yapısı sağlam dize ya da beyittir.'Aklımda ki karmakarışık duygulara inat kalbim hızla atıyordu, onu istiyordu ama uzunca süre kalbimi dinledikten sonra artık sessize alma vakti gelmişti.
Onu seviyordum hiçbir gerçek hiçbir duygu bunu değiştiremezdi zaten sevgide böyle bir şey değil miydi? Ama canın yanmıştı çokça.
Sorun benim sevmeyi bilmiyor oluşum ve onunda sevilmeyi yediremiyor oluşuydu yani sorun bizdik. Çokça kovalamıştım onu şimdi onu yakalamak için koştuğum yolları sakince yürüme vaktim gelmişti. Üzgünüm ama bu sefer ona yalvaran olmayacaktım en azından onun ne istediğini anlayana kadar kendimi ona kapayacaktım.
O gideli belki saatler olmuştu belki dakikalar ama ben hala kapının önündeydim. Neyi bekliyordum dönmesini mi? Dönseydi açar mıydım o kapıyı ona yine? Kalp ve mantık ikisine zıt olan iki şeyin arasında kalmak gerçekten de delirtici olabiliyormuş.
Oysa onu ilk defa böylesine saf görüyordum o sert bakışlarından eser yoktu. Alev gibi gelen gözleri şimdi güven veriyordu, sözleri bir farklı geliyordu kulağa ama kendime sormadan edemiyordum sırf benimleyken miydi bu bakışlar? Eğer bensizken de alev alev yanacaksa intikam uğruna o gözler onun yanışını izlemeye dayanır mıydı bu kalp? Sanmam ama onsuzluğa da dayanmayacağını çok net biliyordum, biliyordum onu hiçbir zaman unutamayacağımı.
Kapının çalması ile aklımda ki senin karşımda olmanı diledim adam ama değildin.
"Yemekler de geldi!" Meriç'in neşesine inat ben gülemiyordum, beceremiyordum.
"Ulaş geldi." Sanki hep olan bir şeymiş gibi tepkisiz söylemem Meriç'in dikkatini çekmiş olmalı.
"Pek iyi geçmemiş anlaşılan?" Soran gözlerine karşılık dolan gözlerimi yerleştirdim.
"Dönmemi istedi." Sadece dönmemi mi istemişti? Birçok şey istemişti benden; Hayatımı yok saymamı, kendimi ne olacağını bilmeden ateşe atmamı, intikamını yok saymamı, ölümüne göz yummamı, onsuzluğa hazır olmamı, onunken onsuz olmamı, yalnız kalacağımın garantisini vermeden bizim için bir gelecek istemişti benden.
"Beni unutamayacağını da söyledi." Kendini bulamayacağını, birlikte yanacağımızı.
"Her şeyin o kadar ortasındayım ki Meriç bu beni delirtiyor."
"Sana kalbini dinleme diyemem İz ama bu zamana kadar kalbinin sayesinde onun yanında kaldın ama sınıfta kaldınız."
"Onu unutacağımı bilsem inan bana bunu bilsem bir dakika bile durmazdım kalbimi susturmak için."
"Ama aşk işte, işte tam da bu yüzden aşkta mantık yoktur çünkü olursa insanı delirtir."
"Deliriyorum o zaman ben."
"Bu senin elinde bir tanem ikisinin arasında kalmaktan da birini seçebilirsin."
"Ya yanlış seçim yaparsam."
"Hepimiz hata yapabiliriz bu bizi kusurlu yapmaz güzelim."
"Peki iki türlü de onu kaybetme riskim varsa?"
Usulca yanıma yaklaştı ve üşüyen ellerimi tuttu.
"Onu kaybetmekten korkuyorsan onsuzluğun olmadığı bir yolu seçmelisin bir tanem."
Hızla ayağa kalktı ve mutfağa doğru adımlarını hızlandırdı.
"Ama bana sorarsan ben yemeğin olduğu yolu seçerdim." diye seslendi mutfaktan. Hafif bir buruk gülümseme yerleşti yüzüme pek keyfim yoktu ama ona sataşmama riskine giremezdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GECE YARASI
Mystery / ThrillerTamamen birbirinden farkı yollar ve hayatlar sadece bir noktada birleşirse ne olur? Onlar birbirlerini tanımayan ve geçmişlerini arayan iki insandı, aradıkları geçmişinde birbirlerini buldular çünkü geçmiş onların en büyük yarasıydı ya da yalanıydı...