İyi okumalar
Jin hyungun hamile olduğunu öğrendikten ve ilk şoku atlatmamızdan üzerinden iki hafta geçmişti. Hala tatildeydik. Namjoon hyung gidelim diye çok ısrar etmişti ama Jin hyung gitmek istememişti.
Namjoon hyung, Jin hyungun hiçbir iş yapmasına izin vermiyordu ve Jin hyung ısrarla karşı çıkmasa yerinden kalkmasına bile izin vermezdi.
Uzun zamandır buradaydık ve bugün hayatım boyunca beklediğim o olay gerçekleşecekti. Türümü ve eşimi öğrenecektim.
Jimin ile birlikte belli olacaktı türlerimiz. Yıllardır bu anı bekleyen Jimin şimdi çok sessizdi. İkimizde kalktığımızdan beri tek bir kelime bile edememiştik. Bu diğerlerinin de dikkatini çekmişti tabii ve sürekli kafamızı dağıtmak için çeşitli şeyler yapmışlardı. Ama bizim tek yapmak istediğimiz şey evde oturmak ve düşünmekti. Bu yüzden söylediği şeyleri reddetmiş ve şu an bir odada öylece oturuyorduk.
Açıkçası çok korkuyordum. Yirmi üç yıldır hiçbir kimseye bağlı olmayan benliğimin şimdi birisine bağlı olması beni korkutuyordu.
Onunla mühürlenecektim. Onunla yaşayacak, hayatımı ona adayacaktım. Hayatım tamamen bu monoton şeklinden çıkacaktı. Belki çocuklarımız olacaktı ve kendimi tamamen onlara adayacaktım.
Şimdi düşününce tanımadığın birine direk güvenip onunla hayat kurmaya çalışmak çok aptalca olurdu. Yugyeom hyunga şimdi daha çok hak veriyordum çünkü onlar birbirlerini hiç tanımazken eş olduklarını öğrenmişlerdi. İllaki birbirlerini tanıma süreçleri olmalıydı ama hala bunun 3 sene olması saçmaydı.
Saat 3'e geliyordu ve az önce zorla tıkıştırdıkları yiyecekler sayesinde toktuk.
"Aa kendinize gelin be. Bakın daha fazla konuşmazsanız çocuğu doğururum." Diye cırlayan hyungumla ona doğru döndük. Iki haftadır ne zaman sevmediği veya istemediği bir şey olduğunda sürekli bu şekilde tehdit ediyordu bizi. Ne kadar bir aylık bebeği doğurmayacağını söylesek de buna da cırlayarak karşılık veriyordu.
"Hem bakın kurdunuzun türünü öğrenmek çok güzel bir şey. Bir anda kendini rahatlamış hissiyle buluyorsun." Hoseok hyungun sözleriyle diğerleri de ona katılmıştı.
Benim korkum türümü öğrenmekle falan alakalı değildi. Korkum tamamen eşimdi. Belki beni kabul etmezdi veya ona yetemezdim. Belki, onun gibi psikopat olurdu. Korkum bunlardandı.
"Eğer eşinize yetememekten falan korkuyorsanız sakın sıkıntı yapmayın. Eşler birbirleri için yaratılmışlardır ve önünde sonunda birbirlerine geleceklerdir." Namjoon hyungun konuşmasıyla Jin hyung kıkırdayarak yanağına bir öpücük kondurmuş ve konuşmayı o devralmıştı.
"Namjoon'la beni hatırlamıyor musunuz? Arkadaştık biz ya ama bak, şimdi karnımda ikimizin canından olan bir mucizeyi taşıyorum." Demesiyle Namjoon hyung elini Jin hyungun karnına koymuş, bebeğini okşamıştı.
Onları böyle görünce bir ümide kapılıyordum. Belki ben de eşimle böyle olurdum. Belki o, hayatımdan tamamen çıkardı.
☆
Önemli saate bir kaç saat kalmıştı. Hyungların bizi rahatlatma çabaları en sonunda işe yaramış ve biraz denize gidip akşam yemeği yemiştik.
Şimdi ise ormana gelmiş, oturuyorduk. Küçük atıştırmalıklar, içecekler getirmiş ve onları öylece yere serdiğimiz örtünün üstüne koymuştuk. Az önce oynadığımız yakar top sonrası hala nefeslerimin düzene girmesini bekliyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Limerence | Taekook
FanfictionBebeklikten beri arkadaş olan Taehyung ve Jungkook, ruh eşi çıkar ve birbirlerine delicesine aşık olurlar. omegaverse