Geceleri karanlık korkunuz nedeniyle sokakta ilerleyen birilerinin yanından yürüyerek korkunuzu azaltmaya çalışıyorsanız eğer, bunları okuduktan sonra yapamayacaksınız. 11 Gün önce gece yarısına yakın bir saatte evden dışarı çıkmıştım. Ortalığı aydınlatan tek şey sokak lambaları ve ışıkları yanık olan gecekondulardı. Kısa bir süre yalnız yürüdükten sonra yanında yürüyebileceğim 25-30 yaşlarında, tekin bir adam ile karşılaştım. Bir süre onun yanında sessizce, fark edilmeden yürüdüm. Yolun yarısına geldiğimizde birden bana döndü, ”Çok geç.” Kelimeleri usulca ve tiksindirici bir gülüş ile ağzından döküldü. Daha sonra bir yandan titreyerek, bir yandan ise koşar adımlarla eve gittim. Odamda ”Çok geç” ne demek diyerek kendime cevap arıyordum. Arkadaşlarımı aramamın iyi olacağını düşündüm. Birkaç arkadaşımı davet ettim. Küçük bir parti olacaktı, aslında partilerden pek hoşlanmam ancak bu sefer kafamı dağıtmalıydım. Tam 9 kişi olacaktık. Hızlı gelmeleri için onları defalarca aradığımı hatırlıyorum, ancak telefonları açan onlar değildi.
”1/9, 1 gitti 8 kaldı.”
Anlamı neydi bilmiyorum ancak evde nereye saklanacağımı, nasıl davranmam gerektiğini bilmiyordum. Telaşım artmıştı, diğer arkadaşlarımı aradığımdaysa 4 arkadaşıma da ulaşılamıyordu, 5. arkadaşımın telefonu açıldı
”5/9, 5 gitti 4 kaldı.”
İyice korkmuş, heyecandan ne yapacağımı bilmiyordum. En mantıklı çözüm polisi aramaktı. Hayır, hayır. 911’i çevirmeme rağmen her nedense telefon beni başka bir numaraya yönlendirdi. Kısa bir süre çaldı, ancak açan olmadı. Sadece telesekreter vardı.
”Hala çok geç, kaçmak çözüm değildir.” Hangi aptal bunu telesekreter mesajı yapardı ki? Ailemi aramaya karar verdim. Ailem, kardeşimin üniversiteyi okuduğu yere taşınmıştı. Arada ziyarete gidiyordum. Telefonu açan bu sefer annemdi. ”Tatlım, neden zamanın kıymetini anlamıyorsun?” diyordu sadece. Hem korkuyor hem de mantıklı bir açıklama yapmaya çalışıyordum. Ceketimi ve telefonumu alıp polis merkezine doğru koştum. İfadem alındıktan sonra ailemi kontrol etmeleri için bir arama ekibi gönderilmesini istedim. Annem, babam, kardeşim. Hepsi katledilmişti. Ardından ise 5 arkadaşım. Diğer 4 arkadaşımın adresini verdim. Hiçbiri evinde değildi. Daha sonra polis merkezinin küçük pencerelerinden birinde arkadaşlarım göründü. ”Sizi gördüğüme ilk defa bu kadar seviniyorum çocuklar, tahmin edemezsiniz!” dedikten sonra neden geldiklerini sordum. Aynı aramaların onlara da yapıldığını öğrendik. Daha sonra şerife yeni bir çağrı geldi. Adres benim evimi tarif ediyordu, hızlıca evime doğru yola çıktık. Evimde elinde onlarca telefon olan, tilki maskeli bir adam ile karşılaştık. ”Durun, ateş etmeyin. Bu adamı tanıyorum!” dedikten sonra ufak bir duman bulutuyla beraber gözden kayboldu. Ertesi günlerde birkaç gün polis merkezinde yatacaktım. Güvenli olan buydu, hissediyordum. Bir süre sonra artık olayları aştığımı düşünerek evime gitmeye hazır olduğumu söyledim. İlk gün her şey sıradandı, 2. Günse gece iş yemeğinden dönerken yolda bir adamla karşılaştım. Hayır, bu sefer tanımadığım insanlara eşlik etmeyeceğim. Ancak ben ne kadar mesafeyi korumaya çalışsam da o yavaşlıyordu. En sonunda yan yana yürümeye başladık. Kapşonlu bir ceket giyiyordu. Suratını yalnızca kısa bir süre görebildim. Aynı maskeyi takıyordu. Yüzünde ise yine o gülüş. Buraya kadar hatırlayabiliyorum. Şimdi ise gözümü bir hastanede açtım. Tüm ailem yaşıyordu, tüm arkadaşlarım da. Gördüklerim hayalden ibaretti. Hiç bu kadar gerçekçi bir rüya görmemiştim…
Ta ki 2. kez bayılana kadar, gözümü son açışımda sedye ile morga götürülüyordum, duyduğum son cümleler ise;
”6/9, 6 GİTTİ 3 KALDI.”
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Korku Hikayeleri
RandomHer bölümde ayrı bir hikaye,her bölümde ayrı bir korku ve heyecan yaşatıcak bir kitap. / / Not:Hikayelerin sadece bir kısmı kendi eserimizdir %60lık kısım yabancı forumlardan çeviridir. / /