Sophia: sana yardım edebilirim belki.
Stefan: o nasıl olacak?
Sophia: burda olmaz bir oda bulalım.
°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•
Stefan ile Rebekah'nın odasına girdim.
Sophia: bak Stefan, Elena ikinizi de sevdiğini söylüyor ve böyle yaparken ikinizi de üzüyor ve aranızı bozuyor. Bu yüzden sizi kullanıyor gibi hissediyorum.
Stefan: saçmalama Sophia Elena sadece duygularını anlamıyor.
Sophia: karar verdiğinde ikinizin arası bozulacak.
Stefan: sophia sadece kıskançlık yapıyorsun Elena'yı kötülemeyi bırak. Bir de bana yardım edeceğini söylüyorsun.
Sophia: ne?
Stefan sinirlenip odadan çıktı. Sanki çok umrumda! Kıskançlık yapıyormuşum kendine bak önce. Neyse Rebekah gelmeden odadan çıkayım.
Kapıyı açtığımda Kol karşımda duruyordu.
Kol: her seyi duydum.
Sophia: git başımdan kol komik bir şey değil bu.
Kol: seni eğlendirmeye gelmiştim sen beni tersliyorsun, çok ayıp.
Sophia: eğlendirmek derken? Partiyi mahfedemeyiz Esther çok kızar.
Kol: of Sophia hem kıskançsın hem de korkak.
Sophia: of tamam ne yapacağız?
Kol: seni çok mutlu edecek bir şey.
Sophia: lafı dolandırma da anlat hadi.
Kol: bugün Elena onur konuğu sayılıyor. Annemle konuşması bittikten sonra merdivene ip koyacağız ayağı takılıp düşecek.
Sophia: KOL BENCE SEN DAHISIN
Kol: biliyorum
İkimiz de güldük ve merdivenden indik. Elena'nın merdivenden düştüğünü hayal ettikçe içime mutluluk geldi. Tamam çok kötü birisiyim kabul.
Elena Eshter ile olan konuşmasını bitirdi ve biz merdivene bir ip koyduk. Cidden çok sinsice ve biraz da kötü bir plandı. Elena merdivene koyduğumuz ipe takıldı ve...
BUM! Elena yere düşmeye başladı. Bir kişiye zarar verip mutlu olmak size çok acımasız gelebilir ama ben vampirim bu benim kanımda var. O anı görene kadar çok mutluydum.
Elena damon'ın kollarına düştü. Sanki kalbime çivi batırılmış gibi hissediyordum. Sanki bayılacak gibiydim. Kendimi hızlıca arka kapıya attım. Partiyi terk ediyordum. Bana acı yaşatmaya hakkı yoktu. O kızı öldürmek istiyordum. İçimden bu cümleleri geçirirken gözlerimden yaşlar süzüldüğünü bile fark etmemiştim. Bu durum öyle canımı yakıyordu ki.
Arkamdan birisi Sophia diye bağırdı. Onu duymak istemiyordum sadece yok olmak istiyordum. Arkama bakmadan yürümeye ve ağlamaya devam ettim. Ama arkamdaki kişi koşarak önümde durdu. Bu Klaus'du.
Klaus: Sophia lütfen ağlama.
Klaus bana sarıldı bu nedensizce daha çok ağlamama neden oldu.
Sophia: nasıl ağlamayayım? Sevdiğim adam beni görmüyor bile. Sadece Elena'yı görüyor. Ve ondan nefret ettiğim için ona zarar vermeye çalışıyorum. Iğrenç birisiyim.
Klaus: Sophia suç senin değil. Damon'ın suçu. Seni bu kadar üzmeye hakkı yok.
Şimdi Klaus a sarılıp daha fazla ağlıyordum. En azından kardeşlerim var yanında. Ama onlar olsa ne fark edecek? Damon beni asla sevmeyecek ve sonsuza kadar ona aşık ve iğrenç biri olarak kalacağım.
Klaus: şşş.
Klaus parmağını dudaklarıma koydu ve kafamı göğsüne bastırdı. Bana güven veriyordu verdiği güveni hissedebiliyordum. Ağlamam biraz da olsa azalmıştı.
Yazar gidip ağlayacak kskcmackwk okuduğunuz için teşekkür ederim bir sonraki bölüm yazmaya üşenmediğim zaman gelicek.