Jeon Jungkook"Buz tut buz"
"Güzelim iyiyim yok bir şeyim"Elimdeki buz torbasını şişen yere koymuş, arkama iyice yaslanıp ağrıyan belimi yastıklarla
desteklemiştim. Dün trambolini yırtarak içine düşmüş, yerden kalkamamıştım.
Taehyung Namjoon'u arayıp beni almasını söylemiş, Namjoonda beni yerden kazdığı gibi arabaya atıp eve getirmişti ve sonra doktor çağırmışlardı.
Şükür ki sadece incinmiş ve bir iki
güne kadar geçermiş.Ben minik sevgilisine bakması, işe gitmesi gereken bir adamım. Ne yapayım
birkaç gün boyunca evde. Günün yarısı zaten Taehyung evde olmayacaktı. Götüm oturmaktan ağrıyacak, canım çok sıkılacaktı orası belliydi."Sevgilim televizyonu açayım mı?"Taehyung önündeki kumandaya
uzandığında onu durdurmuştum. "Bebeğim uyuyacağım ben. Sen de git ödevlerini yap, dersini çalış" Dudağını sarkıtarak onayladığında ellerine öpücükler kondurmuştum. Beni burada bir başıma bırakıp odasında çalışmak istemiyordu."Bekle" yanımdan kalkıp koşar
adımlarla merdivenleri çıkarken minik
bir düşme tehlikesi atlatmıştı.
Çok geçmeden elinde bir sürü
defter, ders kitapları ve testlerle
gelmişti. "Ne yapıyorsun?" demiştim.
Koltukta dikleşip gülerken. Elindeki
kitapları yere bırakmış ve hepsinin
sayfasını açarak bana cevap
vermeden yazmaya başlamıştı."Bir tanem, belin ağrıyacak yemek
masasına oturup çalışsan." Kitaplarını
yanıma doğru yaklaştırp bedenini de yerde sürüyerek yaklaşmıştı. "Hayır. Yanında olmak istiyorum" Eğilip kafasına minik bir öpücük kondurduğumda kıkırdamış ve dudaklarıma birkaç tane öpücük vermişti. Bu çocuk tatlılığıyla beni
deli ediyordu.Aradan birkaç saat geçmişti ve minik
sevgilim hala ders çalışıyor, ben de
onu izliyordum. Çalışırken kendisini öyle bir kitaba veriyordu ki bi an kaşlarını çatıyor, zorlandığı soru olursa dudaklarını büzüyor, ilginç bir soruysa kaşlarını kaldırıyor, kolay bir soruysa
gülümsüyordu."Ben bakarım" Taehyung birden
ayaklandığında zilin çaldığını yeni
fark ediyordum. Taehyung'un
derinlerine indiğim zaman dünyayı
unutuyordum. Beni dünyaya
döndüren de yine kendisi oluyordu."Jungkook. Ne oldu sana ya?"
Yoongi içeri gülerek girnmiş ve ayak
ucuma oturup bileğime bakmıştı.
"Çok mu komik? pezevengin
çocuğu" sağlam ayağımla bacağına
tekme attığımda sızlanmış ama
gülmeye devam etmişti. "Geçmiş olsun" Jimin içeri girip Yoonginin yanına oturmuş ve elleriyle oynamaya başlamıştı. Bana hala kırgın olmalydı. Ben de ileri gittiğimin farkındaydım.Zamanında çok ezilip kırıldığım için bana bağıran biri olduğu zaman kendime kalkan oluşturup ben de o
kişiyi eziyordum. Alışmışım bir kere,
değiştiremiyorum. "Üzgünüm Jimin" Jimin benden böyle bir şey beklemediği için kafasını hızlıca kaldırıp şaşkın gözlerle beni süzmüştü."Kafanı da mı vurdun?" Taehyung kahkaha atmaya başladığında Jimin ciddi bir şekilde ona bakmıştı. Taehyung Jimin'in ciddi ifadesini gördüğünde birden susmuş ve eliyle ağzını kapatmıştı. "Ay sen ciddisin?" sonra tekrar gülmeye başladığında bu sefer
hepimiz şaşkınca ona bakmıştık. "Ne oldu buna?" Yoongi korka korka Taehyung'u incelediğinde sadece
gülmekle yetinmiştim."Ders çalısmaktan beyni yandı" Hala
gülmeye devam ediyordu. "Beyin alışkın değil ya. Birden yükleme yapınca böyle oldu" En sonunda gülmesini durdurup gözlerinden gelen yaşları sildiğinde
Jimin eğilip yerdeki kitapları toplamış
ve yemek masasının üzerine koymuştu."Bu günlük bu kadar yeter" Tekrar
Yoongi'nin yanın oturup koluna
girdiğinde, Taehyung da yanıma yatıp
bacaklarını bacaklarımın üzerine
atmıştı. Kafasını göğsüme koyduğunda
saçlarıyla oynamaya başlamıştım.