Yeni bölüm geldi canlaaarrr 😊
Kurguyu nasıl buldunuz, nasıl gidiyor, neler düşünüyorsunuz... Kitap hakkındaki düşüncelerinizi çok merak ediyorum ve yorumlarınızı ilgiyle okuyorum, hadi yoruma geliinnn 😚😚
Sizi çok seviyorum ♥️
İyi okumalar 🍷
〰️〰️〰️〰️〰️〰️〰️〰️〰️
Her tesadüf, kadere dahil değil midir?
Ben kadere inanırdım, tesadüflerin de kaderde yer aldığını düşünüyordum."Tesadüflere inanmam," dediğinde sert gözleri gözlerimdeydi.
Kolumu sertçe çekerek elinden kurtardım, "Sizi tanımıyorum Boran Bey ve sadece cenaze için buradayım."Kapının tıklanma sesi gözlerimizi ayırdığında kafamı önüme eğdim ve derin bir nefes aldım, bu adamın karşısında zorlanıyordum.
"Ağabey?" dedi Musa yanımda dikildiğinde, "Biz Hikmet'i ayıltmak için..."
"Çık dışarı," diyerek sözünü kesti Boran.
Musa hiçbir şey demeden odadan çıktığında yeniden baş başa kalmıştık."Bir daha..." dediğinde yerdeki bakışlarımı ona çevirdim, "Karşılaşmayacağız."
"Bu yüzden peşime taktığınız adamlarınızı alın başımdan!" dedim ve kapıyı sertçe açarak odadan çıktım.
Koşar adımlarla merdivenleri inmeye başlamıştım. Cennet'i görüp sonra da buradan gidecektim.Kalan son katıda indiğimde aynı hızla salon olduğunu tahmin ettiğim yere girmek için döndüm, döndüğüm an salondan koşarak bir çocuk çıkmıştı. Hızımı kesemediğimde koruma içgüdüsüyle elimi karnımdaki dikişlerin üzerine koydum.
Çarpışmayla karnımda oluşacak acıyı beklerken arkamdan biri kolunu sağ taraftan karnıma sardı, sol tarafımda kalan yaraya denk gelecek olan elini pantolon fermuarımın üzerine koymuştu. Her kim ise yaraya dokunmamaya dikkat ediyordu. Elini o noktaya bastırarak beni hızla kendine çektiğinde çocuk önümden teğet geçti.
Hızlı nefeslerimin arasından kim olduğunu görmek için kafamı arkama çevirdim ve yakan mavilerle karşılaştım. Dudaklarımı ıslattığımda bakışları dudaklarıma indi, kaşları çatıldığında eş zamanlı olarak dişlerini sıkmıştı.
Etrafımı saran kokusunun içinde kaybolduğumda gözlerimi kaçırdım, yoğunluğuyla başım dönüyordu. Farkında olmadan parmaklarını pantolonuma daha fazla bastırdığında elimi, elinin üzerine koydum.
"Yarana dikkat etmen gerekiyor." Her cümlesinde nefesi boynuma akıyordu.
Ağır ağır kafamı salladım, "Teşekkür ederim."Girdiğim karanlık sokağın bir çıkışı vardı. Ama maviler... hem karanlık, hemde çıkmaz bir sokaktı. Gördüğüm andan beri aradığım çıkış yolunu bulamıyordum, kendimi onlara hapsolmuş hissediyordum.
Kollarının arasından çıkarak ona döndüm, bakışları karnıma indiğinde kaşları çatıldı. Onun bu hareketiyle bakışlarımı indirdim, kanıyordu. Siyah ince kazağımın üzerindeki ıslaklık kendini belli ediyordu.
Yaranın üstüne yapışmaması için kazağı hafifçe çektim, çekmemle birlikte canım yandığında acıyla yüzümü ekşitmiştim.
Derin bir nefes alarak yeniden mavilere döndüm ve tokalaşmak için sağ elimi uzattım, "Başınız sağ olsun!"
Havada duran elime baktı bir süre, sonra ise sakince kavradı elimi. Elim, avucunda kaybolmuştu.
Kafasını bir kez eğdi, "Sağ olun!"Elimi çekerek hızlı adımlarla salona girdim, Cennet'i görüp gidecektim. Daha fazla burada duramazdım. Kendimi fazlasıyla kötü hissediyordum. İçimdeki karmaşık hissizliğe bir son vermem gerekiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kokunun İzi (+18)
Teen FictionGirdiğim karanlık sokakta karşıma çıkan küçük mucize sayesinde tanıdığım adama baktım uzunca. Karşımdaki tekli koltukta oturuyordu. Mavi gözleri buz gibiydi; soğuk, sert, korkutucu... Kadehi, dudaklarının arasından çektiğinde kenara bıraktı ve bana...