🌞Sahilde Küçük Bir Gezinti🌞

15 3 3
                                    

Dersimiz Tarih idi. Ders gerçekten sıkıcıydı. Öğretmen 1 cümleyi 10 dakika da anlatıyordu galiba. Zaten Tarih dersini hiç sevmem. Adı Ege olan şu çocuğa gelirsek, bana bakmaya devam etti. Dersin ortalarına doğru öğretmen ona bir soru sordu. Cevaplayamayınca onu dışarı çıkardı. Bende dersi dinlemiyordum aslında. Ama neyseki bana soru sorulmamıştı. 1 dakika 1 saat gibiydi. Tarih öğretmenimiz zil çalınca "Çıkabilirsiniz" dedi. Sonunda rahatlamıştım. Okulda bir tek arkadaşım vardı. O da Emirdi. Sınıfa bir göz gezdirdim. Emiri göremedim. Bende tek başıma çıktım. Kolej dediğim gibi çok büyüktü. Bahçesi de bir o kadardı. Yürümeye başladım. Bahçenin bir kısmı ormanlıktı. Çardaklarda oturan 9. sınıflar ve onları sinir etmeye çalışan 10. sınıflar vardı. Biraz daha yürüdüm. Ağaçların dibinde bir çardak gördüm. Kimse yoktu. Oraya gittim ve oturdum. Rahatladım. Gözlerimi kapattım dinlendim. Biraz sonra gözlerimi açtığım zaman bir kızın bana yaklaştığını gördüm. Galiba benim sınıfımdaydı. En sonunda yanıma geldi ve dedi ki:
--Merhaba. Burayı benden başka birisi daha keşfetmiş demekki.
--Merhaba. Evet az önce burayı keşfettim. Güzel bir yer. Sınıfın 11/A herhalde değil mi?
--Evet aynı sınıftayız Gece.
--Adımı hatırlıyorsun. Senin adın nedir?
--Açelya.
--Tanıştığıma sevindim. En azından bir arkadaşım oldu, dedim ve o an zil çaldı. Birlikte sınıfa gittik. Neyseki son dersti bu. Sınıfa geleli 5-10 dakika olmuştu. Ama öğretmenimiz gelmemişti. İşi var sanmıştık. Bir süre sonra öğretmen gelmeyince herkes konuşmaya başladı. Birden kapı açıldı. Gündüz gelmişti. Sınıfa nasıl bu kadar geç gelebiliyordu? Aman banane. Yanıma oturacaktı ki Emirin yanına gitti. O sırada Müdür geldi. Evet o gıcık adam. Sınıf ayağa kalktı. Herkes oturduktan sonra tahtaya "DERS BOŞTUR" yazdı ve söze başladı:
--Çocuklar dersiniz boş. Ses yapmadan dışarı çıkabilirsiniz ya da eve gidebilirsiniz, dedi.
Hemen çıktım. Eve doğru yola koyulacaktım ki aklıma kızlar geldi. Hemen Ayça'yı aradım:
--Alo, Ayça ne yapıyorsun?
--Seni almaya gelecektik. Aramanı bekliyorduk. Okulun önündeysek biz de geldik. Bisiklet ile gideceğiz değil mi?
--Evet. Geldiyseniz kapatayım. Hadi bay bay canım.
Telefonu kapattım. 3-4 dakika sonra Ayça geldi. Bisikletten indiği gibi bana koştu ve sarıldı:
--GECEEE. ÇOK ÖZLEMİŞİM SENİ.
--Ayol boğuluyorum Ayçaaaa.
--Tamam tamam*güler*.
--Eee...
--Ne eee
--Gökçe nerde?
--Gökçe bizi sahilde bekliyor.
--İyi tamam peki. Eee hadi ne bekliyoruz gidelim.
--Tamam tamam.

Antalyanın dar sokaklarında bisiklet ile yol alıyorduk. Sokaklarda insanlar, süs dükkanları ve bir sürü insan vardı. Sokaklardan geçerken her zaman uğradığımız pastanenin önüne geldik.
Ayça'ya:
--Kankaaa. 6 tane cupcake alalım mı? Sahile gidince yeriz.
--Tamam.
Ayça içeri girdi. 5 dakika sonra elinde 6 cupcake poşeti ile geldi. Bisikletine poşeti astı ve yola devam ettik. Sahile doğru giderken birsürü şarkıcı gördük. Antalyada bütün sokaklarda şarkıcılar olur genelde ve hepsinin sesleri çok güzeldir. Aradan galiba bi beş dakika geçmişti ve sahile varmıştık. Gözlerim Gökçeyi arıyordu. O nerdeydi? Ayça telefonunu çıkardı ve Gökçe'yi aradı. Tam o sırada bize el sallayan birini gördük. Bu Gökçe idi. Bisikletimizi kilitleyip onun yanına gittik. Gökçe ile selamlaştım ve hasret giderdim. Şezlongların olduğu yere gittik. Her birimiz bir tanesine oturduk ve cupcakelerimizi yedik. Ve sohbet ettik. Çantalarımızı alıp giyinme kabinine gittik mayomuzu giydik. Birlikte denize atladık. Yaklaşık 1 saat yüzdük. Sonra şezlonglarımıza döndük. Kurulandık ve güneşlenmeye başladık. Saat 4'e geliyordu. Konyalatı'ndaydık ve instagrama durum koymak istedik. Kızlarla baya haset giderdik. Ve bir anda Ayçanın telefonu çaldı. Arayanın kim olduğunu bilmiyordum. Ayça telefonu kaldırırken ismi gördüm ve ismi hoşlandığım çocuktu. Ne yani Ayça hani vazgeçmişti o çocuktan ayrıca ne zaman telefon numarasını verdi. Kafamda o kadar soru vardı ki hepsini tek tek soracaktım. Ayça telefonla konuştu ve kapattı. Saniyesinde konuşmaya başladım birsürü şey söylüyordum.
GECE: O kim?
AYÇA: Ya instada biriyle tanıştım ve baya konuştuk hatta buluşucaz bile.
GECE: Adı ne?
AYÇA: Emir Kaya.
GECE: Bir saniye soyismi Kaya mı? Şaşırmıştım!
AYÇA: Evet soyismi Kaya. Akraban felan mı? Neden şaşırdın?
GECE: Hayır akrabam değil. Fakat o çocuk bizim sınıftan ve okulda tanıştığım ilk arkadaşım.
AYÇA: Aaa. Tesadüfe bak!
GÖKÇE: Vay be. Tesadüfe bak!
Biraz daha sohbet ettik. Önce Gökçe sonra Ayça veda edip gitti. Sahilde tek başıma kalmıştım. Birazcık düşünmek istiyordum. Arkama yaslandım ve gözlerimi kapattım. Biraz sonra sahilde koşturan çocukların sesiyle gözlerimi açtım. Sahili süzerken Emir ile göz göze geldik. Bana bakıyordu. Ama Emir olduğundan emin değildim. Biraz üşüdüm. Hava bayağı soğumuştu. Çantamı aldım ve içinde ceketimi aradım. Ama evde bırakmıştım! Çantamı karıştırırken önümde birisi belirdi. Yüzüne baktım. Bu Emir'di.
--Selam. Hava soğudu ne işin var burda?
--Arkadaşalarımla buluştuk. Onlar evlerine gittiler bende biraz kafa dinlemek istedim. Aslında hava gerçekten çok soğuk.
--Madem hava soğuk niye böyle giyindin?
--Biraz yüzdük aslında ceketimi almıştım ama galiba okulda kaldı.
Emirin belinde bi ceket vardı ve bu gözüme takılmıştı. Emir o anda belindeki cektini çıkartıp bana verdi.
--Napıyorsun?
--Üşümüssün işte al şunu .
--Off peki zaten eve gidicem.
--Ben bırakayım mı seni?
--Yok gerek yok ben kendim giderim
--Gece gece seni eve tek gönderemem
Emir saçmalamaya başlamıştı gerçekten buna emindim ne yani ben küçük bi kız çocuğu muydum?
--Hadi hadi yürü gidelim.
--Emir sana bişey diyeceğim.
--Ne diyeceksin?
--Sen Ayça adında bir kızla konuşuyorsun değil mi ve flörtsünüz değil mi? Hatta telefon numarınıda verdin.
--Evet de sen nerden biliyorsun?
--O kız benim arkadaşım onunla ve bir arkadaşımla daha geldim buraya.
--İyi tamam
--Bak emir o kızı üzme çok narin birisi birine bağlanırsa asla ondan vazgeçemez ve sanada bağlanmış gibi.
--Bende onu seviyorum aslında bende ona bağlandım diyebiliriz. Söz üzmeyeceğim onu.
--Tamam öyle olsun. Ben kalkıyorum artık.
Ceketi ona uzatıcakken lafa girer.
--Sende kalsın yarın verirsin.
--Tamam, iyi akşamlar.
--Sanada.
Ordan uzaklaştım ve eve gittim içeri girdim. Annem kapıda beni bekliyordu. Onu görünce elim ayağıma dolandı. Kızgın yüz ifadesiyle:
--Nerelerdesin sen! Niye bu kadar geç kaldın? Ben sana beş gibi evde ol dememiş miydim?!
--Anne lütfen kızma. Zaten taşınmamızdan dolayı aylardır görüşemiyoruz. 1 saat mi kalsaydım. Özür dilerim. Bir daha geç gelmem.
--Tamam yavrum ben sana kıyamam.

Odama geçtim. Yeni ve temiz kıyafetlerimi aldım. Banyoya girdim ve duş aldım. Çıktıktan sonra saçımı havluya sardım. Çok uykum gelmişti. Kitap okuyacaktım, yemek de yememiştim ama hemen uyumuşum.
Sabah erkenden kalktım. Saat daha 6.30 idi. Okula gitmeme yarım saat kadar vardı. Bende mutfağa gittim. Kahvaltı yaptım, bitirince topladım. Formamı giydim, çantamı hazırladım ve yeniden oturdum. Kendime Karantina kitabını almıştım. Okumaya zamanım olmuyordu. Şimdi boşken bir kaç sayfa okuyayım dedim. Kitap okumak zihnimi açıyordu. Okula gitme saatim gelince kitabı kapatıp masama koydum. Çantamı alıp çıktım. Her zaman ki gibi 10 dakika yürüdükten sonra okuldaydım. Sınıfa geçtim. Sınıfta Açelya vardı. Test çözüyordu. Ona "Günaydın" dedim. Ve sırama geçtim. Aklıma Ayça ve Emir takıldı. Dün Gündüz onun yanına gittiğinde bir kızdan daha bahsediyorlardı. Ayça mıydı bilmiyorum. Ama umarım Ayça'dır. Emir'in onu aldattığını sanmıyorum. Bunları düşünürken zilin sesiyle ürktüm. Yerimden sıçradım.

*Sınıfa Gündüz ve Ege geldi. Yanlarında Emir yoktu bu beni korkutmuştu. Emir, Ayçayı aldatıyor muydu? Saçmalama Gece sadece derse geç kaldı uyuya kalmış olabilir.*

Gündüzün sıraya gelip beni yana itişiyle yere düşücektim. Bu çocuk gerçekten sorunlu resmen sorunlu ne istiyordu benden? O sırada Gündüz konuşmaya başladı:
--Sırayı ortalamasanmı bir dahakine
--Neden?
--Bu sırada tek sen oturmuyosun farkındaysan birlikte oturuyoruz?
--Off senin benle sorunlarınmı var cidden ??
--Ne hayır yada evet seni gıcık etmeye bayılıyorum.
--Sen okulun popüler, herkesin gözünde cool, kızların bayıldığı aşık olduğu çocuksun beni bırakta başka kızlarla oyna!

*Bu sefer gerçekten ciddiydim ama galiba bana darıldı . Onu üzmek istemezedim ama bana böyle davranmamalı. neyse kendi etti kendi buldu kendi suçu değil mi? Evet kendi suçu?*

Öğretmen sınıfa girdi ve ders başladı. Dersin ortasında kapı çaldı. Öğretmen gir dedi. Gelen kişi Emir idi. Geç kaldığı içindir herhalde kravatı bile yamuk yumuktu. Yerine oturdu ve öğretmen dersine devam etti. Arada bir Gündüz'e bakıyordum. Ama o bana hiç yüz vermiyordu bile. Bana trip atıyordu. Sanki çok yakın arkadaşız gibi hissetmiştim. Ama sanırım çok sert davrandım. Düşüne düşüne ders bitti. Dışarı çıkacaktım fakat zemin kata indiğim zaman kapının şeritlerle kapalı olduğunu gördüm. Dışarı baktığımda gördüklerim karşısında ağzım açık kaldı...

DEVAM EDECEK ...

Gece ve GündüzHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin