Bir Robotun İntiharı

300 37 16
                                    

"İkinci şans diye bir şey yok. Bu fırsatlar birdenbire yanı başında bitiverir ve sonra ne olduğunu bile anlamadan... Sen daha ne olduğunu bile anlamadan uzakta, geride kalmış bir hayale dönüverirler." | Kurtlara Söyle Eve Döndüm - Carol Rifka Brund


♬♫♪ 

bölüm bir; bir robotun intiharı

12 Nisan 2089 tarihinde öldüm. Ölüm nedenim intihardı. En azından benim bildiğim kadarıyla. Sahip olduğum hassas bedenden kurtulmak için Paris'e kadar gittim, Eyfel Kulesi'ne çıktım ve alınan tüm önlemleri yok sayarak aşağıya atladım. Güzel bir histi.

Bu dünyadan kurtulduğumu hissetmek güzel bir histi. Nerede olduğumu bilmememe rağmen sonsuz boşluğun içinde, var olmaya zorlanmıyor olmak, insanlardan ve dünyadan uzakta olmak. Çok güzeldi.

Ta ki bugüne, yani 25 Temmuza kadar.

Bir şey beni uyandırdı, gözlerim benim isteğimin dışında hareket ediyordu. Birkaç anlamsız kelime kulaklarımda yankılandı, gözlerim sonuna kadar aralandı. Karşımda bana gülümseyen iki adam vardı. Üzerime doğru eğilmişlerdi ve anlayamadığım bir şeyler söyleyip duruyorlardı. Tepkisiz kalmaya devam ettim. Bütün bunlar bir şaka olmalıydı -ki şaka olsa bile hiç komik değildi. Adam yeniden gülümsediğinde gözlerimi kırptım, retinamın sağ alt tarafında sarı bir ışık yanıp sönüyordu.

Yaşamsal fonksiyonlar denetleniyor...
Yüksek kan basıncı tespit edildi!
Sakinleşmenizi öneriyoruz...

Gözlerimi yumdum.

Yeniden hayattaydım.

Bunun farkına varmak korkunçtu, girdiğim şokun içerisinden çıkana dek öylece tavanı izledim. Nasıl bir şeyin içerisinde olduğumu sindirmeye uğraştım. Bu nasıl mümkün olabilirdi? İçimde yükselen öfke ve hayal kırıklığıyla ayağa fırlayıp onlara bağırıp çağırmak istedim. Nasıl intihar eden bir insan geri getirilmiyorsa intihar eden bir robotun da geri getirilmemesi gerektiğini haykırmak istedim suratlarına. Lanet kapitalist sistemin köleleri bir robotun intiharına saygı duymayı bile bilmiyordu!

Kusmak isteyerek hala gülümseyen adamlara baktım. Bedenen tepkisiz kalmam onları tedirgin etmişti, oysa içimde kopan fırtınalardan haberleri yoktu. Buna alışıktım, içimde yaşadığım onca şeyi ve zihnimde dolanan binlerce zehirli düşünceyi hiçbir zaman fark etmeyeceklerini de biliyordum, tecrübeyle sabitti. İçimden onlara lanetler okumaya devam ederek hareketsiz kalmaya devam ettim belki hatalı olduğumu düşünüp beni huzur içerisinde olduğum yere geri gönderirlerdi.

Bir tanesi kontrol paneline yaklaşıp sağlık durumumu inceledi sonra mahcup bir ifade belirdi yüzünde. Dokunmatik ekrana bir şeyler tuşladı ve o anda duyduğum kelimeler benim için bir anlam ifade etmeye başladı.

"Kusura bakmayın Bay Oh, dil seçeneğini ayarlamayı unutmuşum." sözcükler biçim kazanarak kulaklarımdan içeriye dolduğunda onlara bir cevap vermemi beklediklerini biliyordum ama susmaya devam ettim. Böylece adamlardan biri bana ne olduğunu anlatmaya başladı.

"Bay Oh, 12 Nisan 2089 tarihinde Eyfel Kulesi'nden düştünüz. Şanslısınız ki görevliler bedeninizi bize tam zamanında ulaştırdı ve bu yüzden hafıza çipinizi hasar almadan kurtarabildik. Eski bedeniniz tamir edilemez bir durumda olduğu için yeni bir bedene konulmanız gerekti ve sizin çipinizin uyduğu standartlardaki bir bedeni temin etmek oldukça uzun sürdü, bizi bağışlayın."

Bir Robotun İntiharıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin