Bölüm 14

22 3 0
                                    

2 saat süren yolculuğun ardından Hakan mola vermek istedi. Güzel bir dinlenme tesisine gelmişlerdi. Poyraz'ın da içi geçmiş o da Çiçek ve Barbaros amca gibi uyumuştu. Hakan herkesi tek tek kaldırmanın zor olacağını düşündüğünden radyoyu açtı ve sesi de bayağı arttırdı. Hemen radyonun yanında bulunan Poyraz sıçrayarak uyandı. Birkaç saniye anlamsız bir şekilde etrafına bakındı sonra Hakan'a bir küfür savurdu. Barbaros amca da uyanmaktan hiç memnun görünmüyordu. Çiçek ise bu ikiliye göre daha enerjik ve daha mutlu gibiydi. Hakan şikayet eder bir tavırla söylenmeye başladı:

''Aaa! Yapmayın ama çocuklar, ben sizin acıkmış olabileceğinizi düşünüp burada mola vermek istedim ama sizin şu tavrınıza bakın, böyle olmaz!''

Poyraz hemen cevap verdi:

''Böyle insan mı uyandırılır? Kalbim hala deli gibi atıyor.''

''Hepinizi uyandırmak güç olacaktı, ben de böyle keyifli bir yöntem seçtim. Ama merak etme birazdan buranın köftesini yediğinde bana teşekkür edeceksin kardeşim.''

Çiçek, Hakan'ın gözlerinin içine bakarak gülümsedi:

''Çok iyi düşünmüşsün Hakan, benim de karnım acıkmıştı. Köfteye de bayılırım bu arada.''

Hakan içinden ''Ben de sana bayılırım.'' dedi.

Hakan karavanı müsait bir yere bıraktı. Kapısını da güzelce kilitledikten sonra hep beraber restoranın kapısına doğru hareket ettiler. Daha restorana girmeden dışarıya gelen köfte kokuları Barbaros amcayı heyecanlandırmış olacaktı ki ''Hadi hadi! Acele edelim'' deyip duruyordu. Cam kenarındaki masaya doğru yöneldiler. Hakan hemen Çiçek'in sandalyesini kibar bir şekilde çekti. Çiçek çok memnun bir yüz ifadesiyle teşekkür ettikten sonra Hakan gelen garsona herkese bir porsiyon köfte getirmesini söyledi. Garson başı ile onay işareti verdi. Barbaros amca iştahla masaya gelen mezelerin tadına bakarken Poyraz da onun bu değişiminin akıllara zarar bir olay olduğunu düşünüyordu. Daha yeni intihar teşebbüsünde bulunmuş biri için fazla iştahlıydı. Dışarıdan Barbaros amcayı gören herhangi biri bu adamın intihar teşebbüsünde bulunduğunu aklına bile getiremezdi. Köfteler masaya geldiğinde Çiçek'in ne kadar mutlu olduğunu fark etti. Poyraz bir Barbaros amcaya bir de Çiçek'e bakıyor ve gerçekten mutlu oluyordu. Onların mutlu olduğunu görmek, içinde bir şeylerin kıpırdamasına vesile oluyordu. Az önce Barbaros amcanın durumuna şaşırmanın anlamsız olduğunu düşündü. Çünkü bundan bir hafta önce kendisi de zor bir durumdaydı. Depresyonu iliklerine kadar hissediyordu. Fakat şimdi başkalarının mutluluğu ile mutlu olabiliyordu. Bu düşüncelerle uzaklara dalan Poyraz'ı mükemmel köfte kokusu uyandırdı. O da köftelerini soğutmadan yemeye başladı. Güzel bir yemeğin ardından çay eşliğinde keyifli bir sohbet başladı:

Çiçek:
"Kemoterapiden sonra böyle iştahlı bir şekilde yiyeceğimi düşünmezdim."

Hakan:
"Daha da iyi olacaksın Çiçek merak etme, biz senin için buradayız."

Çiçek tatlı bir tebessümle Hakan'ın sırtını okşadı ve teşekkür etti. Hakan adeta büyülenmiş gibi Çiçek'e bakıyordu. Durumu fark eden Barbaros amca esprili bir şekilde Hakan'a sataştı:

"Sanırım bu köfteleri Leyla ile Mecnun yaptı."

Çiçek kendini gülmekten alamadı. Hakan ise çok utanmıştı. Çiçek'e olan ilgisinin dışarıdan bu kadar net bir şekilde görülmesi onu huzursuz etmişti. Barbaros amca espriden sonra Poyraz'ın bozulduğunu fark etti ve sessizce mırıldandı:

"Ah şu gençler..."

Garson masadaki çay boşlarını toplamak için yanaştı ve tatlı isteyip istemediklerini sordu. Barbaros Amca şekerinin tatlı yemeye izin vermediğini söyledi. Garson uzaklaşmadan önce Çiçek'e bakarak "Masada böyle bir tatlılık varken tatlı söylememekte çok haklısınız..." diye mırıldandı.

AYKIRI (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin