-43-

40.4K 2.4K 422
                                    

"Tehlike Çanları"

Onceki bolumu bir turlu acamiyorum, e haliyle de son bolumde neler oldugunu unuttum bu yuzden de 1 hafta ileriye almam gerekti. Kusura bakmayın arkadaslar.

İyi Okumalar^^

1 Hafta Sonra

Eray, boynuma minik öpücükler kondurmaya devam ederken matematik testini çözmeye devam ettim. O yanımdayken tam olarak konsantre olamasam da testleri yarına kadar bitirmem gerekiyordu.

"Gerginsin," dedi suratıma bakarak.

"Evet. Yani, biraz." diye geveledim.

"Dökül bakalım."

"Önemli bir şey değil Eray," dedim çaresizce. "Gerçekten."

"Düşmanı bulmak istiyorsun, değil mi?"

"Evet."

Bir süre sessiz kaldı. Saçını arkaya atarak bana iyice yanaştı ve kendi kendine mırıldandı. "Bu iş artık bitmeli. Çember daraldı..."

Tam o sırada, evet, hep dediğim gibi 'tam o sırada' Eray pencereden dışarıda bir şey görmüş gibi ayağa kalktı. Bir saniye şok olmuş bir ifadeyle bekledi, sonra kendini hemen odadan dışarı attı.

"Eray! Ne oluyor?!"

Peşinden büyük adımlarla odamdan çıkarak onu takip ettim. "Eray!"

"Maya dur burada!" dedi arkasını dönmeden. "Bahçeye gelmeyeceksin. Anladın mı?!"

"Ne gördün?" diye sordum korkuyla.

"Söyleyeceğim. Bekle. Sadece bekle."

Eray'ın Ağzından

Bahçeye çıkmamla ağlamakta olan Serenay'ı görmem bir olmuştu. Kardeş olduğumuzu öğrendiğimizden beri ikimiz de hiçbir şey olmamış gibi davranmaya çalışıyorduk.

"Ne oldu?" diye sordum.

Serenay gözyaşlarını silerek derin bir nefes aldı. "Korkulan oldu Eray..."

"Ne oldu, delirtme beni?"

"Birisi...birisi bizim yüzümüzden ölecek..."

Maya'nın Ağzından

Eray'ı bekliyordum, korkudan pencereden dışarı bakamamama rağmen öyle merak ediyordum ki kendimi zor tutuyordum.

Telefonuma gelen bir mesajla irkildim. Elime alıp mesajı açtım.

"KARŞIDAKİ PARKA SİZLER İÇİN BİR SÜRPRİZ BIRAKTIM. BOL ŞANSLAR."

Eray benden bir şeyler saklıyorsa ben de ona bundan bahsetmeyecektim. Bu işi tek başıma halletmem hepimiz için daha güvenli olacaktı.

Paltomu alarak arka bahçeden fırladım ve karşıdaki parka doğru koşmaya başladım. İnsanlara çarpıyor ve özür dileyecek vakit bulamadan koşmaya devam ediyordum.

Parka ulaştım.

Etrafa bakındım, banklarda oturan sevgililerin ve yürüyüş yapan orta yaşlı çiftlerin varlığı içimdeki gerilimi biraz olsun azaltırken düşmanın benim için bıraktığı eşyayı arıyordum.

Ağacın dibinde, sigara içerek telefonla konuşan bir adamın yanında siyah bir torba görmemle kafama dank etti.

Adamın yanına giderek telefon konuşmasının bitmesini bekledim. Adam telefonu kapatıp sorgulayıcı bakışlarla bana baktığında söze girdim.

TelekineziWhere stories live. Discover now