13. Bölüm

2.7K 222 49
                                    

"Sonunda onu bana getirebilmeyi başardın Aref," diyen Kayra, önündeki adamı sollayarak bize doğru yaklaşmaya başladı. Aref'le konuşuyor olmasına rağmen bakışları yalnızca benim üzerimdeydi. Ve benden alamadığı bakışlarında yalnızca nefret vardı. Kayra'nın varlığını fark eder etmez hızlı bir refleks hareketiyle geriye doğru yürüdüm. Ancak fazla ileriye gidemeden Aref tarafından engellenerek tekrar öne doğru itildim. Tedirgin bakışlarımı önce Kayra'nın hemen ardından salonda bulunan diğer üçlünün yüzlerinde gezdirdim ve bana bakan suratların hiçbirinde merhamete dair bir ifade olmadığını fark ettim. Resmen yolun sonuna gelmiştim. Birazdan okuduğum blogda ki faili meçhul ölülerden biri olmam düşüncesi vücudumda hiçte yabancı olmayan duyguları uyandırdı. Korku ve kaygının sardığı bedenim deli gibi titremeye başlamıştı. Bakışlarımı bir kez daha beni zevkle öldüreceğine emin olduğum Kayra'ya çevirdim. Aramızdaki mesafeyi iyice kapatan Kayra'nın suratında beni gördüğüne fazlasıyla memnun olduğunu işaret eden bir ifade vardı.

Kaçmak için şansım olmadığından aramızdaki mesafeyi hızla kapatan Kayra'ya, "Yaklaşma!" diye bağırdım.

Aramızda birkaç adımlık mesafe bırakarak duran Kayra,"Ne o, korktun mu yoksa?" diye sordu. "Bu sefer beni önüne atabileceğin bir araba olmadığı için mi bu kadar korkuyorsun?"

Titreyen dudaklarımı hızla hareketlendirerek,"Mecbur kalmazsam yapmazdım,"diye bağırdım ve tekrar  bakışlarımı sessizliğini koruyan üçlünün üzerinde gezdirmeye başladım. "Ben yalnızca kendimi korumak için onu ittim. Yemin ederim kötü bir niyetim yoktu. Lütfen merhamet edin ve bırakın gideyim."

Samimice yardım istediğim üçlüden önce devreye giren Kayra, "Hiç boşuna çırpınma," dedi, "bu saatten sonra hiç kimse sana yardım edemez. Hele onlar asla!"

Umutsuzca bakışlarımı üçlünün üzerinde gezdirmeye devam ettim. Fakat Kayra'nın haklı olduğunu biliyordum. Çünkü bakışları üzerimde olan kan emicilerin gözlerinde bana acıdıklarını gösteren herhangi bir emare yoktu. Gözüm üzerinde olmadığı için aramızdaki mesafeyi tamamen kapattığını geç fark ettiğim Kayra'nın dibimde ki varlığını fark ettiğimde tek eli çenemi tutuyordu. Güçlü parmaklarıyla çenemi sıkan Kayra, yüzümü kendine doğru çevirdi."Bana bakacaksın," diye bağırdı. "Onlara değil bana yalvaracaksın. Duydun mu?"

Çenemi sıkmaya devam eden Kayra'dan kendimi kurtarmak için ellerimden destek alarak onu ittim ve bu konuda başarılı oldum. Ancak daha ondan kurtulduğuma sevinemeden bir kez daha beni yakalayan Kayra, bu defa hızlı davranarak sivri dişlerini boynuma geçirmek için hareketlendi. Tam yolun sonuna geldiğimi düşünmüştüm ki,"Yeter artık Kayra!" diyerek salonda yankılanan bir ses, vampir kadının daha fazla ileriye gitmesini engelledi.

Bu ses hemen arkamda olan Aref'e aitti. Yalnızca sözlü olarak Kayra'yı durdurmayan Aref, kolundan tuttuğu kan emiciyi benden uzaklaştırdı.

Onu engelleyen Aref'e öfkeyle bakan Kayra,"Sen ne yaptığını sanıyorsun Aref?" diye sordu. "Hangi cürretle beni engellemeye çalışırsın?"

Canımı kurtardığı için ona minnettar olduğum Aref, beni Kayra'dan korumak için arkasına aldıktan sonra öfkeyle burnunda soluyan Kayra'ya cevap verdi. "Seni yapmaya çalıştığın yanlıştan döndürüyorum Kayra!"dedi."Daha fazla ileriye gitmeni engelliyorum."

Bu kez Aref'in suratına anlamsızca bakan Kayra, "Ne yanlışı ya, neyden bahsediyorsun? Çekil önümden," dedi ve Aref'i sollayarak bana yaklaşmaya çalıştı.

Vampir Sokağı Sanguinarius Serisi [Düzenleniyor]Waar verhalen tot leven komen. Ontdek het nu