BÖLÜM 2 - SEÇİM

14 0 0
                                    

Gerçekten ilginçti. Peki Nisa bana bunu neden söylememişti. Ama onu böyle yargılamak istemiyorum. Bu nedenle aklıma Kağan'ın yanından ayrılmadığı için bana söylemeye fırsatını kalmadığını düşünerek bir şey demiyordum. Ama bu olayı kafamda büyütmüştüm bir kere ,biraz zaman geçtikten sonra aman bana ne dedim ve bu düşünceyi aklımdan çıkarmaya çalıştım; her ne kadar başarısız olsam da. Onlar önümden yürüyordu. Ben de bir ara gerçekten sıkıldım ve bahçede kendi başıma dolaşmaya başladım. En azından hiç bir şey yapmadan birilerini takip etmekten iyiydi. Bugün hava gerçekten iyiydi. Birden gözüm önümdeki ağacın bir dalına yuva yapmış bir kuş ailesine takıldı. Gerçekten dertsiz görünüyorlardı. Acaba hiç dertleri yok muydu? Hiçbir gün bugün nerden yemek bulacağız? demiyorlar mıydı? gibi sorular aklımdan geçerken arkamdan biri kolumu tuttu. Bir an ne olduğunu anlamamış bir biçimde arkamı döndüm. Bu Mert'di. Ama bana seslenebilirdi. Neden kolumu tutmuştu? Böyle şeyleri sevmediğimi biliyordu. Ben gerçekten haklı bir gerekçe arar iken bir an kağan'dan uzak durmamı söyledi. Ben de anlam veremeyerek ' efendim?' dedim. O da cevap olarak 'seni onla görmeyeceğim yerini de değiştireceksin' dedi. Gerçekten sinirlenmiştim, ne hakla kim olduğu sanarak bana böyle bir emirde bulunmuştu. Bir an sinirle ona 'bu ne cüret sen kim olduğunu sanıyorsun?' dedim. Bir an yüzünde bir ekşime oldu. Onların gözünde Duygu onlar her dediğini yapan utangaç ve Mert'in sevdiği kızdım. Bu nedenle bunu demem Mert'in sinirlerini bozmuştu. Ne diyeceğini biraz düşünen Mert, Kağan'ın iyi birine benzemediğini söyledi yüzümü öyle bir ifade yapmıştım ki bu 'senin dediğini yapmayacağım,burdan kaybol' demekti. Bunu anlayan Mert 'tamam' diyerek önümden uzaklaştı ve okula girdi. Bende tam arkamı döndüm ve biriyle çarpıştım ve afallayıp yere düşütüm. Bu Kağan'dı sınıfa yeni gelen Nisa'nın hoşlandığı çoçuktu. Bir an yere düştüğüm için beni yerden kaldırmak için elini uzattı. Bir anda anlam veremediğim bir şekilde kalbim gümbür gümbür atıyordu. Buna da anlam veremdim ama bir anda istemsizce elim kağanın eline gitti. Bir anda o sıcacık şevkat dolu elini tuttum. Kalbim patlayacaktı. Hafifçe doğrulurken Kağan'ın elinde hafifi bir sertlik hissettim, şerit şeklindeydi ama ayağa kalkınca elini bırakmak zorunda kaldım. Teşekkür ettim. Bir an etrafıma baktım Nisa yoktu. Kağan'a 'Nisa nerde?' diye sorduğumda ise 'kantine su almaya gitti' dedi. Ben de tam tamam diyecekken bir an Nisa yanımda belirdi. Bana dönüp 'selam' dedi. Ardından kulağıma hafifçe eğilerek 'sana çok önemli bir şey söylem gerek ' dedi. Ben de 'tamam söyle' dedim. Sonra Kağan' dönüp 'bir dakika bekleyebilir misin?' dedi. Kağan ' da hoş bir sesle 'tabi ki' dedi. Ardından Nisa koluma girdi ve yürümeye başladık. Şey sana çok önemli bir şey söylemem lazım şeyy... be.. ben gal.. galiba Kağan' dam hoş... hoşlanıyorumm' dedi. Ben de ' biliyorum' dedim. Nisa yüzünde bir şok ifadesiyle ' Kağan m söyledi? evet ya onunda benden hoşlandığını biliyordum' dedi. Ben de o bir an ben anladım diyemedim, mutlu olmayı hak ettiğini düşünüyordum. Ben de ' evet bana senden hoşlandığını, gerçekten güzel bir kız olduğunu' söyledi. Bir an çok mutlu olmuştu garibim. Ardından bana hiçbir şey demeden büyük bir hışımla kolumdan çıktı, arkasını döndü ve hafif koşar adımlarla kağan' a doğru gitmeye başladı. O sırada Kağan bana bakıyordu. Nisa kağan'ın suratına baktı. Hemen ardından neye baktığını merak ederek bana baktı. Bir ana bana baktığını görünce minik çaplı bir şoka girdi. Buna bozulmuşa benziyordu ve elindeki su şişesini Kağan' a uzatıp. Sinirle okul kapısına doğru yürüdü ve içeri girdi. Kağan bana doğru yürümeye başladı neydi bu şimdi. Ne yapıyordu. Bana giderek yaklaşıyordu. o bana yaklaştıkça kendimi giderek garip hissediyordum. Şimdi ne yapmalıydım? orada öylece beklemeli miydim? yoksa gitmelimiydim? ama o an beynim sanki nakledilmiş gibi sadece kalbimi dinledim ve orada öylece bekledim... Kağan giderek bana yaklaşıyordu. Karşımdaydı tam karşımdaydı. Ne diyeceğini nefesimi tutmuş beklerken bir anda ZİL ÇALDI. Hiç zilin çaldığına bu kadar üzüldüğümü hatırlamıyorum. Bütün öğrenciler içeri girerken hareketsizce gözlerimin içine bakıyordu. Ben zaten kendimden geçmiştim. O an sadece aklımda olan şeyler o mavi gözleri arkasından bana ne söylemek istediğiydi ve bu sahne ne ile bozulsun istersiniz arkamda duran nöbetçi öğretmenin ' zil kaldı duymadınız mı?' dedi. Bir anda kendime geldim ve okul kapısına yöneldim benle birlikte Kağan'da yöneldi beraber içeri doğru yürürken. Bana ne soracağını sordum.' Göstermem gerekiyordu. Ama zil çaldı, bir sonraki teneffüste gösteririm'' dedi. Bende onayladım ve birlikte sınıfa çıktık. Nisa bir an bizi sınıfa beraber girerken görünce oturduğu sırasından kalkıp bana bakı. Bu hiç iyi bir bakışma değildi, bunu 2.  defa yaşıyordum ilkini ne siz sorun ne ben anlatıyım o kadar kötüydü. Şimdi ise beni öldürebilirdi. Ben de o bir şey demeden özür dilerim. Bir an doğruyu söylemem seni çok üzer diye düşündüm.' dedim o da buna karşılık bundan daha mantıklı bir şey dedi. ' bak Duygu şu an mutluluktan havalara uçuyorum' dedi. Bu konuda ona kesinlikle katılıyordum. Çok haklıydı. Ona yalan söylememeliydim. Bir anda içeriye hoca girdi ve yerime oturmak zorunda kaldım. Sırama oturdum ama Kağan'ın yanımda oturuyordu. Bu onu nasıl yumuşatabilirdi ki. Bütün ders boyunca aklım Nisa'daydı. Dersin bitiminde resmen koşar adımlarla Nisa'nın yanına gittim. 'Böyle yapma ama' dedi. Buna bağırarak SANANE, İSTEDİĞİMİ YAPARIM AYNI SEN GİBİ SANA YALAN SÖYLER... derken arkadan 'KES' diye bir ses yükseldi. Arkamdaki Mert'di. Bunu duyan Nisa hafifçe irkildi ve hemen sınıftan çıktı. Arkasından kimse gitmedi. Aslında ben giderdim ama kapıya yöneldiğim sırada Kağan hafifçe kolluma dokundu ve gitmememi söyledi ben de ' tamam' derken Mert arkadan Kağan' a o elini çek dedi. Kağan bir anda beni kendine doğru çekti ben hareket edemiyordum, o an tamamen kendimden geçmiştim. Kağan ise 'çekmesem ne olur ?' dedi. Mert bize doğru geldi. 'Beni bir kere daha uyarmak zorunda bırakma' dedi. Kağan ise bu sefer beni belimden kavradı. Sınıftan her zamanki gibi 'oow' sesleri yükseliyordu. Çok utanmıştım. Şu an ne yapmalıydım? derken Mert üstümüze yürümeye başladı. Bana baktı ve beni kendine doğru çekti. O an size kalbim çıkacak gibi oluyor demiştim ya, ha işte ona benzer bir şey oldu. 

Gözlerimi açtığımda beyaz tavanlı bir yerdeydim. Etrafıma bakındım. Burası revirdi. Bayılmıştım. Bir an etrafıma bakındım. SAĞ YANIMDA MERT SOL YANIMDA İSE KAĞAN VARDI. Şimdi ne yapmalıydım. hangisine bakmalıydım. Kağan okula bugün gelmişti ama neden ona karşı bunları hissediyordum. Peki ya Mert ondan hoşlanmıyordum ama bugün olanlar kafamı karıştırmıştı. Gerçekten hala ondan hoşlanmıyor muydum? Ama ne yapmalıydım. Şuan bu başımda beni bekleyen erkekler yüzünden bayılmıştım. Şuan başımda beni bekliyorlardı. Ama asıl soru ben ne yapmalıydım. ASIL BEN AŞIK MI OLMUŞTUM? OLDYSAM DA KİME OLMUŞTUM?    

ruhların kaçışıWhere stories live. Discover now