Olivia

43 2 2
                                    

kaldığım apartman dairesinden çıktığımda Yıldız tozu isimli kitap kafeye gittim. swan burdaki en yakın ve tek arkadaşımdı, benden sadece bir yaş büyüktü. benzer zevklerimiz vardı tıpkı müzik dinlemek ve kitap okumak gibi liseye gidiyordum ve ödevlerim son güne kaldığı zaman genelde bana yardımcı olurdu. ve bende o çok sıkıştığı zamanlarda kafede servisleri yapardım. her neyse gece çok geç yatmıştım ve kesinlikle bir kahve içmem gerekiyordu yoksa bütün ders uyurdum ve bunu edebiyat öğretmenimiz bloom nasıl karşılardı pek emin değildim.

''Günaydın swan ''

bana karşılık vermesi için bekledim ancak cevap vermedi. sanırım duymadı.

''Swan iyi misin? ''

ancak yine cevap vermedi sanırım uzun bir mesaiye kalmıştı çünkü duymaması imkansızdı. neredeyse bağırıyordum. içeriye yeni müşteri geldiğinde swan hemen başını kaldırdı ve 'hoş geldiniz' dedi. onu kızdıracak bir şey mi yapmıştım acaba son günleri düşündüğümde aslında hiç aramızı bozucak bir şey de yoktu ne olmuş olabilir ki? müşteri çikolatalı waffle istediğinde hemen waffle hamurunu hazırlamaya başladı şansımı tekrar denedim.

''Swan seni kızdırıcak herhangi bir şey yaptığımı hatırlamıyorum nedenn konuşmuyorsun ki benimle?''

 yine beni duymadı. saate baktım dersin başlamasına 10 dakika kalmıştı swane daha sonra da bakabilirdim hemen yıldız  tozundan ayrıldım ve  okula doğru koşmaya başladım. etrafta işe yetişmeye çalışan insanlar sokak köşesinde duran sessizce yere uzanmış bir kedi hava çok soğuktu ve kedi daha fazla dayanamayacak gibi görünüyordu hemen yanına gittim ve hemen mor atkımı çıkarıp kediye sardım. küçücüktü ve bu soğukta kendi başına mücadele etmeye çalışıyordu. gördüğüm veterinere doğru ilerledim ve hemen bi kedi maması almak için yöneldim abladan kedi mamasının ücretini sorduğumda o da cevap vermedi. artık delirecektim herkesin alınganlığı mı üstünde bu gün? ablaya bi kaç kez daha seslendim ancak yine bi cevap alamdım. 

eve doğru yöneldim ve gördüğüm yavru kediyi eve götürdüm ve ona biraz süt doldurdum. saate baktığımda ilk dersin yarılandığını gördüm. artık 1. derse giremezdim bu yüzden kediyi ısıtmaya uğraştım. 

''sana bir isim vermemiz lazım.''

öylece mavi gözleriyle bana bakıyordu.

''ben waffle çok severim sana waffle diyelim mi?''

miyavladığında bunu evet olarak kabul ettim ve evden ayrıldım. 

yine koşuşturan insanlar.... yine son hızla geçen tramvaylar... gereksiz bir ses karmaşası... yerde kanlar içerisinde yatan biri....

her şey norma..

''NE?!'' 

yerde kanlar içerisinde biri yatıyordu!!!!

yavaşça cesette baktım yaklaştıkça anlamlandıramadığım bir olay daha oldu. bu BENDİM bildiğim kadarıyla bir ikizim yoktu . iyi de kim bu kız o zaman? bir de nasıl bunca insan onu fark etmedi ki? yüksek sesle bir çığlık attım ancak kimse bana bakmadı bile. bir kişi bile kimse bakmadı kimse duymadı bu kadar insanın umurunda olmuyor olamazdım değil mi yani insan merak eder en azından.

bunları düşünürken arkamdan bir erkek sesi duydum. 

''seni duyamazlar göremezler sana dokunamazlar sen onlar için yoksun.''

tamam bende farklı bir evren yarattım o zaman, benimle  dalga falan geçiyor olmalıydı. 

yüksek sesli bir kahkaha attım ve aniden ciddileştim.

''çok komikti bir daha olmasın.''

''Şaka yaptığımı mı düşünüyorsun? istersen birine dokunmayı dene '' 

denemekten zarar gelmezdi değil mi kolumu yavaşça birine doğru uzattım ancak ben hissedemedim ve o da hissedemedi elim sanki boşluktan geçmişti.

Ancak bu nasıl olabilir ki

''şaka mı yapıyormuşum?''

''nasıl oldu bu onlar beni göremiyorsa sen nasıl beni görebiliyorsun o zaman?''

''bende morlicasadan geliyorum da ondan''

''Morlicasa da neresi neyden bahsediyorsun sen!''

alaycı bir tavırla güldü 

''seni cadının evine götürmeliyiz sanırım hiç bir  şeyden haberin yok senin''

ve izin almadan beni kolumdan tutarak peşinden sürekledi.



bölüm sonu biraz kısa bir bölüm oldu ama ben zaten pek uzun bölümleri sevmiyorum. aklımda farklı bir fikir var ve bunu yazmak istedim . umarım yazmaya devam ederim çünkü hayallerime bir adım atmak istiyorum artık:'

ContairenWhere stories live. Discover now