8.bölüm

3.1K 138 93
                                    

Gözümü açtığımda yanım bom boştu ve evden hoş bir yemek kokusu geliyordu. Kokuyu aldığım an karnımdan büyün bir gurultu geldi. Hava biraz kararmıştı.

Yataktan sürüne sürüne kalktım ve mutfağa ilerledim. Gördüğüm manzara karşısında ağzım şokla açıldı. Pars çıplak üstüne bir önlük takmış yemek yapıyordu. Lan ben rüyadamıyım acaba olum. Gözlerimi ovalayıp karşımdaki adama yeniden baktım. Ulan bu gerçekten Pars dı ve yemek yapıyordu.

Ufff şimdi sevgili olsaydık arkadan o güzel kaslara saırılıp öperdim ama nah. Bunun hayali bile gerçek olamayacak kadar bok gibi.

Yemeği karıştırırken bileğinde bir isim kazılıydı ama okuyamıyordum. Ruh eşimi çıkmıştı? Kimdi ki?

Yanına birazda yaklaşıp ismi okumaya çalıştım ama hızla bileğini çekti.

"Uyandıysan otur zıkkım verecem ye"

Normal konuşsan olmaz tabi sen ver ben yerim zıkkımı. İlk kez Parsın ellerinden birşey yiye bilecektim. İçine zehir falan atmamıştır demi....

Hızla masaya oturup yemeği bekledim salçalı makarna yapmıştı. Makarnayı gördükçe karnım daha çok gürledi.

"Baya açsın"

"Evet sabah kahvaltı etmeden çıktım."

Hmm layıp makarnayı tabaklara döktü ve salçasını da üstüne ekledi. Gittikçe sabırsızlanıyordum. Pars tabakları da götürüp yanıma geldi. Kendi tabağını önüne koydu ve benimkini elinde tutup bana eğildi ve yüzünü yüzüme yaklaştırdı.

"Bir öpücük verirsen veririm"

.... Noluyor lan. Bana öpücük ver diyor ne diyor. Ben şimdi yemek karşılığında bunu öpeyimmi lan!
Açlıktan çıldırıyorum olm yemeğimi ver.

"Parrss nolur ver şunu artık yiyeyim"

Dedim yalvarır gibi. Kaşlarını havaya kaldırıp tabağı daha çok kaldırdı eliyle.

"Öpücük yoksa yemekte yok"

Offf inatcı eşek!
Ulan bir yemek vercen onunda içine sıçma bare.

"Ya Pars "

"Öp"

Konuyu dahada uzatmadan dudaklarımı onun dudaklarına bastırıp hemen geri çekildim. Dudağının kenarı kıvrılmıştı bunu yapmamla. Oda tabağımı önüme koyup boynuma öpücük kondurdu.

Son zamanlarda bi garip hareketleri vardı bu piçin neydi derdi fırtına öncesi sessizlikmi?

Siktir edip çatalı salçalı makarnaya batırıp yedim. O kadar lezzetliydi ki ağzım dolana kadar hepsini tıkadım

"Yavaş ye boğulacaksın"

Durup ona baktım adam benden temiz yiyordu yemeğini. Benimse ağzım burnum salçaydı. Durum bana komik gelmişti ama kemdimi tuttum akşam yatağımda buna bolca güle bilirdim. 

Ama şu anda merak ettiğim başka bir şey vardı ve bunu ona sormam tam zamanıydı bence.

"Pars ruh eşin çıktımı"

Dediyim anda çatal elinden kayıp tabağın içine düştü. Afallamıştı. Durup biraz yüzüme baktı inceliyordu sanki.

"Seni ilgilendirmez "

... Beni ilgilendirmezmi? Ulan adama derler kaç yıldır zorbamsın tabi bilmeye hakkımız var amk.

Gözlerimi devirip yemeğimi yemeye devam ettim. Farketmiş olacak ki sinirle nefes verdi.

_Zorbam Benim Ruh Eşim_∞{B×B}Where stories live. Discover now