28.Bölüm: Miras Kalan Acılar

8.7K 308 243
                                    



Selam benim kıymetlilerimmm,

Oy vermeyi ve bolca yorum yapmayı unutmayın❤️

Keyifli okumalar!

*DİKKAT! Bu kitapta intihar, psikolojik ve fiziksel şiddet, cinsellik, madde kullanımı, küfür gibi olaylar bulunmaktadır. İçerik olumsuz örnek oluşturabilir, rahatsız edici ya da tetikleyici olabilir. Yaşı küçük olanlar ve hassas kişiler için uygun değildir. Yetişkin okurlar içindir.

*

28.Bölüm: MİRAS KALAN ACILAR

*

Mezarlar tek kişilik derler ama sevdiğimiz insanı kaybettiğimizde toprağın altına onunla birlikte gömülürüz. Demem o ki bazen mezarın altında birden fazla insan yatar.

*

NOA DAYTON

Ravebelg Kasabası, geçmiş zaman...

Bugün ayın on dördü. Joanne'nin ölümünün üzerinden tam dört yıl geçti. Dört koca yıl. Şu hayattaki tek arkadaşımı kaybetmemin üzerinden geçen sancılı yıllar. O gittiğinden beri ölmeyi dilemeden geçirdiğim tek bir günüm bile yoktu.

Kalbim sancıyor. Ruhumun derinliklerinde duyduğum acının tarifi yok. Bir uçurumun kenarındayım şimdi. Yürüyorum ama düşmüyorum. Yaşamayı beceremediğim gibi ölmeyi de beceremediğim gecelerin birindeyim yine.

Artık dayanamıyorum. Annem benden nefret ediyor. Babam yokmuşum gibi davranıyor. Kaç kez ölmek istedim ama her seferinde tek bir şey engel oldu bana. Mia... Daha çok küçücüktü benim meleğim. Onu bırakıp gidersem eğer annemin öfkesi ona geçerdi. Benim yaşadıklarımı onun da yaşamasına izin vermemek için yaşamak zorundaydım.

Bu lanet olası hayatı Joanne olmadan yaşamak zorunda kaldığım için Tanrı'ya öfkeliydim. Onu benden aldığı için affedemiyordum. Ne ablamı ne kendimi... O öldüğü gün ailem onunla birlikte beni de toprağın altına gömmüştü.

Hani mezarlar tek kişilikti?

Ben neden ablamın yanına gömüldüm?

Bunu annem yaptı. Beni, yaşarken öldüren oydu. Joanne öldüğünden beri dilediği tek şey ölümümdü. Keşke sen ölseydin diye sayıklıyordu beni her gördüğünde. Onun gözünde ablamın katiliydim çünkü.

İnsan hayattaki en değer verdiği insana kıyar mıydı hiç?

İnsan kardeşini öldürür müydü?

Keşke onu öldüren ben olsaydım. En azından canım bu kadar yanmazdı. Ben onun ölümünü izledim. Bana veda edişini, son sözlerini, gözyaşlarını ve acılarını görmezden geldim. Yaşamaktan vazgeçtiği son geceye kadar da sesimi çıkarmadım.

Joanne dilsiz diye anılırdı. Öyle değildi ama herkes öyle bilirdi. Kekeme olduğu için konuşmaya utanırdı. Konuşamazdı hiç. Konuşmaya çalıştığındaysa her kelimeyi kekeler ve sonunda söylemek istediklerini bitiremeden hıçkırıklara boğulurdu.

Son günlerinde çektiği acıların sesi olamadım. Ben Joanne'nin sesi olamadım ve bu onu ölüme sürükledi. On üç yaşındaydım. Yaşım küçük olsa da her şeyi anlayabildiğim yaştaydım.

OYUNCAK MÜZESİ (+18)Where stories live. Discover now